CHP Genel Başkanı Özgür Özel, CHP kurultayının 30 Haziran’da görülecek iptal davası ve CHP'nin 7'nci Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun süreçteki tutumuyla ilgili "Arkadaşlarımız, iyi niyetle Kemal Kılıçdaroğlu’nun da tartışmaları sonlandıracak bir açıklama yapmasını istediler. Benim ne 30 Haziran’dan ne de devamında olacaklardan bir endişem yok. Ama tutun ki böyle bir şey (Mutlak butlan kararı) oldu, seçmenlerin bize emanetini bir kenara bırakmamızı kimse bizden beklemesin. 19 Mart itibarıyla nasıl Saraçhane’ye sahip çıktıysak, partimize de sahip çıkarız" dedi.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, BirGün'ün sorularını yanıtladı. Özel, CHP kurultayının 30 Haziran’da görülecek iptal davası ve CHP'nin 7'nci Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun süreçteki tutumuyla ilgili şunları söyledi:
"30 Haziran’dan bir endişem yok. YSK kararının zaten kesin olduğu, AYM’ye itiraz süresinin dolduğu bir süreç. Sonuç değil, süreç odaklı, partiyi tartıştırmaya yönelik bir sürecin içindeyiz. Ben bu tartışmaların hep dışında kalmaya çalıştım. Kurultayda, CHP tarihinde bir genel başkanın aldığı en yüksek oya ulaştık. İlk kez bir genel başkanın yaptığı anahtar liste, İsmet Paşa’dan beri delinmeden geçti. Olağanüstü kurultayda da delege iradesinin arkasında durdu. Tüm örgüt, bu süreçte partinin böyle bir tartışmanın içinde olmaması gerektiği konusunda hemfikir oldu.
"Ben veresiye defterini açmak istiyorum, birileri eski defterleri açmak istiyor"
Geçmiş dönemde de parti içi tartışmalar olduğunda anketlerde düştüğümüz de gözetilince, partiyi bu tartışmanın içine çekmeye çalıştılar. Biz ise ısrarla sürecin dışında kalmayı tercih ettik. Arkadaşlarımız, iyi niyetle Kemal Kılıçdaroğlu’nun da tartışmaları sonlandıracak bir açıklama yapmasını istediler. Benim ne 30 Haziran’dan ne de devamında olacaklardan bir endişem yok. Ama tutun ki böyle bir şey (Mutlak butlan kararı) oldu, seçmenlerin bize emanetini bir kenara bırakmamızı kimse bizden beklemesin. 19 Mart itibarıyla nasıl Saraçhane’ye sahip çıktıysak, partimize de sahip çıkarız. Süreci elbette dikkatle takip ediyoruz ama Türkiye’de bu kadar ekonomik sorunlar varken bu gündem içinde boğulmayacağız. Ben veresiye defterini açmak istiyorum, birileri eski defterleri açmak istiyor. Yaşananlar, CHP’ye ve Türkiye’ye kurulmuş büyük bir tuzak. Bu tuzağa düşmemek lazım.”
"İmamoğlu’nun tutuklanmasının 100’üncü gününde İstanbul’da olacağız"
Özel, CHP'nin yeni dönemdeki yol haritasının sorulması üzerine de şu yanıtı verdi:
"19 Mart’tan sonra hafta iki miting yapıyoruz. İmamoğlu’na yapılan haksızlığı da ülkenin diğer sorunlarını da gündeme taşıyoruz. İmamoğlu’na yapılan hukuksuzluğu unutturmadan ama akaryakıt zammını da çiftçinin sorunları da konuşarak yola devam edeceğiz. 1 Temmuz Salı günü, İmamoğlu’nun tutuklanmasının 100’üncü gününde, grup toplantısı saatinde İstanbul’da olacağız. Tutukluluğun 100 gününün muhasebesini hem hukuki açıdan hem siyasi açıdan hem de toplumsal olarak değerlendireceğiz. Daha sonra akşam hep birlikte Saraçhane’ye gidecek, eylem yapacağız. Öte yandan, hak mücadelesi veren herkese destek olmaya da devam edeceğiz.”
"Adına ittifak demek ve altılı masa görüntüsü vermek doğru değil"
Özel, “Genel seçimler için bir ittifak arayışı olacak mı?” sorusunu da şöyle yanıtladı:
“Geçtiğimiz seçimden aldığımız dersler var. Doğru yapılanları tekrar etmek, yanlış yapılanları terk etmek lazım. Geçen seçim ittifaklar, hemen seçimin ertesinde konuşulmaya başlandı. Altılı masa kuruldu, sanki partiler, bir görünmez zincirle bellerinden birbirine bağlandı. Koşarken herkes birbirine mani oldu. Öne çıkanı öbürü arkadan çekti, arkada kalanı öbürü sürükledi. Ama bu hiçbir partiye fayda sağlamadı.
Şimdi, gelecek seçimlere giderken bence herkes bir serbestçe koşsun, herkes kendisini halka en doğru şekilde anlatsın. Zaten anketler artık kimin ne olduğu konusunda net bir fikir veriyor. Belki özel birkaç anket yaptırılabilir. Ondan sonra ittifak senaryoları olabilir ama ben seçim dönemine kadar ittifak yerine muhalefetin, iktidara karşı işbirliği ve birlikte mücadele içinde olması gerektiğini düşünüyorum. İşbirliği, başta adalet arayışında, emeğin alın terini savunmada ve her türlü hak ihlaline karşı olabilir. Belli konularda Türkiye’nin ortak menfaatlerinde her türlü iş birliği olabilir ama adına ittifak demek ve altılı masa görüntüsü vermek doğru değil."
"İktidar, en güçlü olduğu kentlerde bile vatandaşı bu operasyonların gerçekliğine inandıramıyor"
Özel, İmamoğlu’na yönelik iddiaların toplumda karşılık bulmadığını belirterek, "Yurttaş iktidarın hiçbir argümanına inanmıyor. Bunu her gittiğimiz yerde gördük. ‘İmamoğlu'nun tutuklaması doğrudur’ diyenlerin oranı yalnızca yüzde 27… İktidar, en güçlü olduğu kentlerde bile vatandaşı bu operasyonların gerçekliğine inandıramıyor. Operasyonların gerçek olmadığına inanların oranı ise CHP’nin oyunun dahi üzerinde. Partimize, İmamoğlu’na ve arkadaşlarına yöneltilen suçlamaların toplumda bir karşılığı yok" dedi.