Ankara 6. İdare Mahkemesi, "enflasyon verilerinin asılsız olduğu" gerekçesiyle açılan davanın reddine reddine karar verdi. Mahkeme kararında, ''Veri bütünlüğünün sağlanabilmesinin hukuken olanaklı olmadığı anlaşıldığından davanın reddi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır'' ifadelerine yer verdi.
Emekli Yargıtay Üyesi Seyfettin Çilesiz’in, "TÜİK'in enflasyon verilerinin asılsız olduğu" gerekçesiyle, Ankara 6. İdare Mahkemesi’nde açtığı davada, mahkeme ara karar kurarak 1 Ocak 2024 - 30 Haziran 2024 tarihleri arasına ait enflasyon oranının hesaplanmasına ilişkin tüm bilgi ve belgelerin bir örneğini istemişti. TÜİK, söz konusu belgeleri Mahkemeye bir flash bellek içinde iletmiş ve "Tamamen kurumun özgün eseri olması nedeniyle üçüncü kişilere karşı koruma yöntemleri ile erişim kontrollü, çoğaltma kontrolü mekanizması kapsamında incelendikten ve işi bittikten sonra Kurum Başkanlığına iade edilmek üzere kapalı zarf içinde şifresi ile birlikte manyetik ortamda (flash bellek) ekte sunulmuştur” ifadelerine yer vermişti.
Ankara 6. İdare Mahkemesi, bire karşı iki üyenin oyuyla reddine karar verdi. Karşı oy yazısı yazan üye, ret kararının gerekçesine katılmadı. Mahkeme 15 sayfalık kararında "davacının yaşlılık aylığındaki artışı doğrudan etkilediği, dolayısıyla, dava konusu işlem ile davacı arasında kişisel, meşru ve güncel bir menfaat ilişkisinin bulunduğu" sonucuna vardığını ifade etti. Mahkeme, TÜİK'in "zamların belirlenmesinde TÜİK'in belirleyici olmadığı" şeklindeki savunmaların reddetti. Kararda, şöyle denildi:
''2024 yılının ilk altı aylık enflasyon oranının tespitine yönelik olmayıp, anılan oranın gerçeği yansıtmadığı iddiasına dayalı iş bu davada, dava konusu işlemin tesis edilmesine neden olan verilerin bir bölümünün Mahkememizin ara kararı uyarınca dosyaya sunulduğu, bir bölümünün ise 5429 sayılı Kanunun 13. maddesinin 3. fıkrası kapsamında kaldığı belirtilerek anılan maddenin davalı idareye verdiği yetki uyarınca dosyaya sunulmadığı, 2577 sayılı Kanunun 20. maddesinin idari yargı yerlerine tanıdığı resen araştırma yetkisi de kullanılmak suretiyle uyuşmazlığın özüne (olguya) yönelik hukuka uygunluk denetiminin yapılabilmesi için gerekli olan veri bütünlüğünün sağlanabilmesinin gelinen aşama itibarıyla hukuken olanaklı olmadığı anlaşıldığından, temel idare hukuku ilkelerinden biri durumundaki hukuka uygunluk karinesinden yararlanan dava konusu işlemin iptali istemiyle açılan iş bu davanın belirtilen gerekçeyle reddi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.''
Seyfettin Çilesiz'in avukatı Ali Erdem Gündoğan da karar hakkında, "TÜİK’e karşı açılan asılsız veri davasında TÜİK verilerin bir kısmının gizli veri olduğunu bir kısmının da kendi özgün eseri olduğunu iddia ederek mahkemeyi yanılttı ve verileri mahkemeye vermedi. Mahkeme de ‘veri bütünlüğüne ulaşamıyorum bu nedenle enflasyon oranını yeniden hesaplayamıyorum karine olarak TÜİK’in enflasyon oranını doğru olduğunu kabul ediyorum bu nedenle davayı reddediyorum’ şeklinde bir gerekçe ile davayı reddetti. Fakat mahkemenin gerekçeli kararında TÜİK’in tüm iddiaları reddedildi. Aslında mahkemenin gerekçeli kararı emekli lehine yazılmış sadece sonuç kısmında ret yazılmıştır'' değerlendirmesinde bulundu.
Kararın bir üst mahkemeye taşınacağı öğrenildi.