Marmara (Silivri) Cezaevi’nde tutuklu bulunan Ekrem İmamoğlu, "Yokluğumu fırsat bilip 'Kanal İstanbul' denen rant ve talan projesi uğruna Avrupa Yakası’nın en önemli su kaynaklarından biri olan Sazlıdere Barajı’nın etrafında 24 bin konutun inşaatını başlattılar. Bu kez alelacele TOKİ'yi devreye almışlar. Dozer ve iş makinelerini mutlak koruma alanının içine, suyun dibine kadar sokmuşlar." dedi.
Marmara (Silivri) Cezaevi’nde tutuklu bulunan İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun sosyal medya hesabından yapılan açıklamada, Kanal İstanbul projesi kapsamında Avrupa Yakası’nın önemli su kaynaklarından biri olan Sazlıdere Barajı çevresinde başlatılan konut inşaatına sert tepki gösterildi.
İmamoğlu’nun paylaşımında, Sazlıdere Barajı’nın etrafında 24 bin konutun inşaatına başlandığı belirtilerek, “Bu kez alelacele TOKİ’yi devreye almışlar. Dozer ve iş makinelerini mutlak koruma alanının içine, suyun dibine kadar sokmuşlar.” ifadelerine yer verildi.
İBB ve İSKİ’nin resmi uyarılarının dikkate alınmadığını vurgulayan İmamoğlu, Cumhurbaşkanlığı kararıyla Sazlıdere Barajı’nın içme suyu kullanım oranının yüzde 100’den yüzde 0’a düşürüldüğünü ve bu kararın İSKİ’ye dahi bildirilmeden kamuoyundan gizlendiğini belirtti.
Paylaşımda video anlatımı ve şu ifadeler yer alıyor:
"Aziz milletim, sizden istirhamımdır. Lütfen bunları görün ve paylaşın. Yokluğumu fırsat bilip 'Kanal İstanbul' denen rant ve talan projesi uğruna Avrupa Yakası’nın en önemli su kaynaklarından biri olan Sazlıdere Barajı’nın etrafında 24 bin konutun inşaatını başlattılar. Bu kez alelacele TOKİ'yi devreye almışlar. Dozer ve iş makinelerini mutlak koruma alanının içine, suyun dibine kadar sokmuşlar.
İBB’nin ve İSKİ’nin resmi uyarılarını dikkate almadıkları gibi Cumhurbaşkanlığı kararıyla Sazlıdere Barajı’nın içme suyu kullanım oranını yüzde 100’den yüzde 0’a indirmişler. Bunu hiç utanmadan kamuoyundan saklayıp, İSKİ’ye bile bildirmemişler. Şunu herkes anlasın ki, bizim gözbebeğimiz İstanbulumuz’da feda edilecek bir tek damla su kaynağımız yok. Bu haksız, hukuksuz ve fırsatçı yaklaşımla mücadeleyi asla bırakmayacağız.
Sizin iklim değişikliği ve çevre koruma konusunda zerre kadar samimiyetiniz olsaydı, İstanbul’un su kaynaklarına böylesine saldırmazdınız. Hukuka, ekonomiye, demokrasiye verdiğiniz zararın yanına çevreye, İstanbul'un su kaynaklarına verdiğiniz zararı ekliyorsunuz. Tüm dünyanın cebelleştiği, yeni yol ve yöntemler aradığı iklim krizine bir kriz de siz ekliyorsunuz. Hemen vazgeçin bu rant ve talan projesinden. Millet sizi zaten gönderecek bari gitmeden toprağa, suya, havaya daha fazla zarar vermeyin."