Diyarbakır’da yaşayan emekliler, Ramazan Bayramı’nı ekonomik krizin gölgesinde karşılıyor. Ramazan ayı boyunca iftar çadırlarında oruç açtıklarını söyleyen emekli Murtaza Aydeniz, “Emekliler, kendilerine askıda ayakkabı ve elbise arıyor. Neyin bayramından söz ediyorsunuz. Bu durumda bayram mı yapacağız” dedi.
Diyarbakır’da yaşayan emekliler, ekonomik kriz ve aylıklarının düşük olması nedeniyle Ramazan Bayramı’na hazırlık yapamadıklarını ifade etti. Emekliler, yaşadıkları sıkıntıları ANKA Haber Ajansı’na anlattı.
Ramazan ayı boyunca orucunu iftar çadırlarında açtığını belirten Murtaza Aydeniz, şunları söyledi:
“Bizim bayram yapmaya hakkımız yok. Bizim ödediğimiz primlerle, halkın ödediği vergilerle her akşam iftar şöleni yapan saraydakiler bayramı kutluyor. Biz ne bayramı yapacağız. Ramazan ayı boyunca iftar çadırlarına gittik. İftar çadırlarını dolaşarak bayramı karşılayacağız. Biz bunu hak etmiyoruz. 70 yaşında bir emekliyim. Bu ülkede bir çok darbe gördüm. Şu anki olduğu gibi hiçbir zaman emekliler bu kadar yoksullaşmamıştı. Babam emekli maaşıyla 8 kardeşimi büyüttü. Fakat ben bugün emekli aylığımla hiç kimseye bakamıyorum. Emekliler, kendilerine askıda ayakkabı ve elbise arıyor. Neyin bayramından söz ediyorsunuz. Bu durumda bayram mı yapacağız? Bu güzelim ülkenin toprakları elverişli olmasına rağmen biz ekmek bulup yiyemiyoruz. Bize sözde bin lira fazla ikramiye verecekti. Kendilerine geldikleri zaman isteseler bir kararı bir gecede çıkarabiliyorlar, istediklerini tutuklatabiliyorlar. Bu bin lirayla ancak 1,5 kilo et alabiliriz. Onu da istemiyoruz, vermesinler. Bin lira da onların olsun. Biz onları doyurmaya çalışıyoruz. Ama aç gözlüler doymuyor. Bayram için hiçbir hazırlık yapmadım. Böyle bir duruma düştüğüm için utanıyorum. Emekliler göze batmasın diye her gün farklı iftar çadırına gidiyor.”
‘Tüm emekliler bir araya gelip, hakkımızı arayalım’
Abdulkadir Erdoğan ise AK Partili ve Eğitim-Bir Sen’in ilçe temsilcisi olduğunu ifade ederek, “Hükümet emeklileri rezil etmiş. Perişan bir hale getirdi. Vatandaş olarak değil, düşman olarak görülüyoruz. İnkar ediliyoruz. Hakkımız gasp edildi. Mehmet Şimşek ve Vedat Işıkan’a sesleniyorum, bu dünyada olamazsak öbür dünyada hakkınızda davacı olacağım. Tüm emekliler bir araya gelip, hakkımızı arayalım. Ben kirada oturuyorum. Bayram yaklaşıyor ama ben bir tavuk dahi alamıyorum. Bir kilo şeker bile almış değilim. Çünkü alamıyorum. Para yok diyorlar. Para yoksa Meclis’te 600 milletvekilinin ne işi var? Ben muhalif değilim ama bayramdan sonra hem AK Parti’den hem de Eğitim-Bir-Sen’den istifa edeceğim. Para yok diyorlar ama Suriye’ye, Gazze’ye para yolluyorlar. Ama kendi halkı için para yok diyorlar” ifadelerini kullandı.
‘Eskiden bayramlarda aldığımız baklavayı bu bayramda alamayacağız’
Emeklinin işinin çok zor olduğunu söyleyen Mehmet Salih Peker, “Allah emeklilere yardım etsin. Çok şükür benim durumum iyi. Az ile kanat ediyoruz. Düşük maaş alan emekli kiradaysa, çocuğu varsa geçinmesi çok zor. Önceki bayramlarla şu anki bayramın arasında çok fark var. Eski bayramlarda birçok şey alırdık. Bu bayram ise sadece şeker alarak idare edeceğiz. Eskiden bayramlarda aldığımız baklavayı bu bayramda alamayacağız. Bir kilo baklava 900 lira olmuş. Emekli nasıl alsın bunu” diye belirtti.
‘Bize verdikleri bayram ikramiyesi ise kuş yemi gibi bir şeydir’
Mert Nedim Alhas ise emeklilere verilen bayram ikramiyesini ‘kuş yemi’ olarak gördüklerini belirterek, “Ekonomik sorunlardan dolayı etrafımıza bakacak bir imkanımız yok. Eski bayramlar daha iyiydi. Şu an bize verdikleri bayram ikramiyesi ise kuş yemi gibi bir şeydir. Hikayedir. Eskiden emeklilik aylığı asgari ücretle kıyaslandığında kıymetliydi. Ama şimdi asgari ücretin yarısına indi” ifadelerini kullandı.
‘Ben karar aldım o 3 bin lirayı da almayacağım, alsın bu parayı başına çalsın’
28 yıl boyunca kamuda çalıştığını Tevfik Ayyüz, emeklilere bu bayram verilecek ikramiyeyi almayacağın belirterek, şunları söyledi:
“Şu an 19 bin lira aylık alıyorum 25 torunum var. Bayramda bize gelecekler. Ben karar aldım o 3 bin lirayı da almayacağım. Alsın bu parayı başına çalsın. Bin lira bir çocuğa bile veremiyorsun. 28 yıl hizmet eden birine bin lira ikramiye mi verilir? Kendi çocuğuna bin lira verse çocuğu kabul eder mi? Tek insan sistemi bizi bu hale getirdi. Pazara gittiğimizde sebze ve meyve alamıyoruz. Akşama kadar bekliyoruz esnafın attığı sebze ve meyleri toplayıp, eve getiriyoruz. 1994’te emekli oldum. Emekli olduktan sonra ev aldım. Şu an aldığım maaşım ayın ortasına bile yetişmiyor. Çocuklarım ve torunlarım var. Eve geldiklerinde onlara bir şey veremiyorum. Açız. Bu yıl bayram yapmayacağız. Bayram ikramiyesini ona hibe ediyorum. Ben faşist sistemden korkmuyorum.”
‘Emekliler şu an ölüm seviyesindeler’
İsmini vermek istemeyen bir emekli ise “Emekli ölmüş, söyleyecek bir şeyi kalmamış” diyerek, “Emeklide biraz düşünce ve onur olsa ne yapacaklarını biliyorlar. Ama o emekliler yok. Açlık emekli için ölümdür. Şu anda ölüm seviyesindedir. Çok yazık” dedi.
‘Vicdan, merhamet kalmadı’
Emekli Vezedin Nabikoğlu ise “Para yok. Ne alacağız. 42 yıl çalıştım, bu yıl başında emekli oldum. Bana 24 bin lira maaş veriyorlar. Bu maaşla ne alacağım. Vicdan, merhamet kalmadı. Bayram öncesi pazara gittiğimiz bazı şeyleri alabiliyorduk ama onlara da zam yapmışlar. Paranın değeri kalmadı. Bayram ikramiyesini de torunlarıma vereceğiz” şeklinde konuştu.