CHP Gençlik Kolları Genel Başkanı Cem Aydın, kalıcı yaz saati uygulamasına ilişkin olarak, "Bir avuç yandaşın cebini dolduracaklar diye güneşimizi çaldılar! 85 milyon yurttaşımızı gün ışığına hasret bıraktılar" diye konuştu.
CHP Gençlik Kolları, Mecidiyeköy Meydanı’nda bir araya gelerek, kalıcı yaz saati uygulamasına tepki gösterdi. Basın açıklamasını yapan CHP Gençlik Kolları İstanbul İl Başkanı Erdem Kara ve CHP Gençlik Kolları Genel Başkanı Cem Aydın, kalıcı yaz saati uygulamasının bitirilmesi gerektiğini ifade etti. Kara, konuşmasında şunları kaydetti:
“Çalışanların mesailerine başlamak üzere yola çıktığı, ara tatilin ardından öğrencilerin ilk derslerine yetişmek üzere evden ayrıldığı bu saatlerde, Gençlik Kolları Genel Başkanımız, MYK üyelerimiz, ve İstanbul gençlik örgütümüz ile birlikte İstanbul’un en yoğun ve en kalabalık transit noktalarından olan Mecidiyeköy’deyiz. Yani şehrimizin en canlı saatinde, en canlı noktalarından birindeyiz. Fakat hala gecenin karanlığındayız. Bu taktığımız baretler, el fenerleri ne bir mübalağa, ne de bir semboldür. Saat 08.00’deki dersi için okula gitmek üzere yola çıkan bir çocuğun, mahalle aralarında önünü görebilmesi için tam olarak ihtiyacı olan şeydir. Kalıcı yaz saati denen uygulamayla vatandaşlarımızdan çalınmış 2 saatlik gün ışığının telafisidir. Yandaşların cebine üç kuruş fazla para girsin diye halkın gün ışığına dahi göz diken temelsiz, dayanaksız bir karardır. Ne sağlık yönüyle, ne güvenlik yönüyle, ne de ekonomik boyutuyla elle tutulur bir yanı yoktur. Üzerine bin bir dert yıktıkları halkı bir de gecenin karanlığında işe, okula gönderiyorlar. Bir ampulle siyaset meydanına çıkmış olanlar, geldiğimiz noktada halkın gün ışığına bile göz koyuyorlar.
"Çocukları karanlığa mahkûm etmek, geleceğimizi karanlığa gömmekle eşdeğerdir"
Bu uygulamadan en çok etkilenen illerden biri olan İstanbul’dan sesleniyoruz. 9 yıllık bu garabet uygulamaya son verin. Ülkenin başına ördüğünüz sayısız dert ortadayken, yandaş enerji firmalarının menfaati için sayısız öğrenciyi, işçiyi, emekçiyi, ebeveyni tedirgin edemezsiniz! Sabahın kör karanlığında yola çıkan milyonlarca çocuk, bu yanlış politikanın bedelini en ağır şekilde ödemektedir. Çocukları karanlığa mahkûm etmek, geleceğimizi karanlığa gömmekle eşdeğerdir.
Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılında Türkiye’nin aydınlık geleceğini kurmak, çocukların umutlarını büyütmek, gençlere eşit fırsatlar sunmak ve emekçilerin alın terini onurlandırmak için Cumhuriyet Halk Partisi kararlıdır. Bilimin, adaletin ve çağdaşlığın rehberliğinde, bu haksız uygulamaların son bulacağı, toplumun tüm kesimlerinin hak ettiği yaşam standartlarına kavuşacağı günler çok yakındır. Kış saati uygulamasına geri dönmek, sadece teknik bir düzenleme değil, milyonlarca çocuğun ve yurttaşın temel gereksinimidir. Halkın gündelik yaşamını zorlaştıran, sağlık ve güvenlik risklerini artıran bu kararın topluma hiçbir fayda sağlamadığı açıkça ortadadır. Halkın çıkarını savunmak yerine, kısa vadeli hesaplarla hareket eden bu yaklaşım artık sürdürülemez bir noktaya gelmiştir.
"9 yıldır bu uygulamayı hangi gerekçeyle sürdürüyorsunuz"
Siz kimin tarafındasınız? Siz kimi merkez alıyorsunuz? 9 yıldır bu uygulamayı hangi gerekçeyle sürdürüyorsunuz? Milletin başına ördüğünüz sayısız problemle birlikte, en yakın seçimde 'güneşi bile yasaklayanlar' olarak tarihin utanç köşesinde yer alacaksınız.”
"Damat gitti, uyguladığı garabet sistem kaldı"
Aydın ise şunları söyledi:
“23 yıldır hayatlarımıza kabus gibi çökenler 9 yıldır ülkemizi gerçek bir karanlığa boğdu. Bu durumun akla ve bilime uygun bir yanı var mı? Damat gitti, uyguladığı garabet sistem kaldı. Kalıcı yaz saati işkencesini hayata geçirirken ne dediler? Enerji tasarrufu sağlayacağız. Gerçekte ne oldu? Elektrik tüketimi yüzde 10 civarında arttı. Elektrik faturaları şişti. Vatandaşın cebinden alınan para, yandaş şirketlerin kasasına aktı. Kalıcı yaz saati işkencesini hayata geçirirken ne dediler? Güneş ışığından daha fazla yararlanacağız. Uyku problemleri baş gösterdi. Öğrencilerin motivasyonu düştü, vatandaş depresyona girdi. Kalp damar hastalıkları, diyabet ve kanser vakaları arttı.
Bir avuç yandaşın cebini dolduracaklar diye güneşimizi çaldılar! 85 milyon yurttaşımızı gün ışığına hasret bıraktılar. Öğrenciler okula gitmekte zorlanıyor. Öğrenciler okula endişeyle gidiyor. Endişeyle okula gidilir mi? Kamusal alanda zaten yeterince sorun yaşayan kadınlar korka korka işlerine gidiyor. Korkarak işe gidilir mi ya? Engelli vatandaşlarımız içinse hayat daha da zorlaştı. Anne-babaların huzuru kaçtı. Sabahın karanlığında işlenen suç oranlarında yüzde 15’e yakın artış görülmektedir. Açıkça görülmektedir ki; bu bir güvenlik sorunudur. Bu bir sağlık sorunudur.
"Halkın sabah ışığını çalan bu karanlık düzeni kimler besliyor"
Bizi karanlığa boğan iktidara soruyoruz; bu uygulamadan kim fayda sağlıyor? Sabahları artan enerji tüketiminin faturası kimin cebine giriyor? Halkın sabah ışığını çalan bu karanlık düzeni kimler besliyor? 9 yıldır bu işkenceye edilen isyana kulak tıkayanlar, duymamazlıktan gelenler, inatlarını sürdürenler duysun; bu sabahların bir sahibi var. Bu sabahların sahibi; ay sonunu getirmek için soğukta, karanlıkta yola dökülen halkımız, öğrenmek için yola düşen öğrencilerimiz, zifiri karanlıkta evladını uğurlayan anne babalarımızdır. Bu sabahların sahibi kararttığınız yıllarımızı mücadelemizle aydınlatan bizleriz!”