Sendika üyesi olunca işten çıkarılan ve yaklaşık 6 aydır eylem yapan Polonez işçileri, direnişlerini sürdürdükleri Çatalca Adliyesi önünde ANKA muhabirine yeni yılla ilgili beklentilerini anlattı. 2025'te emeklerinin karşılığını almayı umduklarını belirten işçiler, "Adalet sarayı önünde adalet arıyoruz... Taşların üzerinde yata yata hasta olduk" dedi.
Polonez işçilerinin direnişi, Soma işçilerinin Manisa ve Ankara eylemleri, Çayırhan Termik Santrali işçilerinin yürüyüşü ve Birleşik Metal İş sendikası üyesi metal işçilerinin greviyle birlikte 2024'de damga vuran işçi mücadelelerinden biri oldu.
Tek Gıda İş sendikasına üye olunca işten çıkarılan ve yaklaşık 6 aydır Çatalca'da eylemlerini sürdüren Polonez işçileri yeni yıla direniş çadırında girdi. İşçileri direnişleri ve yeni yılda beklentilerini ANKA'ya anlattı. Eylemlerinin yaklaşık bir ay önce fabrikanın önünden Çatalca Adliyesi önüne taşıyan işçiler, "Adalet sarayı önünde adalet arıyoruz. Taşların üzerinde yata yata hasta olduk" dedi. İşçilerin görüşleri şöyle:
Nafiye Keklikçi: 2024'ün yarı yılını çadırlarda geçirdik. Bir sendikaya üye olduğumuz için, devletimiz bu yasayı çıkardığı halde bizi böyle süründürüyorsa, kendi ülkemizde böyle rezilliği görüyorsak bizim durumumuz ne olacak. 6 ay oldu, biz anayasal hakkımızı alamadık. Bizi çocukmuş gibi kandırıyorlar. Artık yeter. Taşların üzerinde yata yata hepimiz bel fıtığı olduk. Evimize gidemiyoruz. 2025 geldi, emeğimin hakkını kazanmak istiyorum. Artık bıçak kemiğe dayandı. Masa kurup da oturduğunuz zaman, Meclis'te kim varsa hindiyi sofraya koyan kişi, biz burada bir but alıp yiyemeyeceğiz. Bizi görün, duyun. Sen kimi kandırıyorsun. Bir Ürdünlü için milletini rezil etmişsin. Adalet Sarayı'nın önünde ben çadır kurmuşum, kendi vatanımda çadır kurmuşum. Yeter artık, duyun bizi. Daha önce bir direnişe katılmamıştım. Gözümüzün önündeki perde kalktı. Artık uyumayacağız. Uyanalım, herkes uyansın.
Nuriye Şahin: Neden görmüyorlar, neden duymuyorlar? Ben Cumhurbaşkanıma sesleniyorum, bizim düğümümüzü çözecek odur. Başı kapalı bacılarım benim her zaman bacılarım diyordu. Başımız kapalı ama, ben sokakta yatmaktan çok huzursuzum
Fadime Altun: Görsünler, utansınlar bizim halimizden. Kaçıncı yüzyılda yaşıyoruz, adalet sarayıın önünde adalet bekliyoruz. Bunların üstünde yatıyoruz, görsünler. Sıcak yatakta değil, bu betonun üstünde işte. Bizin durumumuz bu. Soğukta donuyoruz, hep hasta olduk. Hastanelerde çoğu arkadaşlarımız. Dayanacak gücümüz kalmadı. Biz vatandaşı olarak devlete kıymetli değiliz, gelsin bize de bir kıymet versin. Hakkımızı aradık diye, sendikaya üye olduk diye bizi işten attılar. Bizi gece şartlarında çalıştırdılar, paramızı vermediler, biz de hakkımızı aramak için sendikaya üye olduk. Bizi düşman yaptılar, bu taşlara layık gördüler bizi. Bakanlar, devlet bakanları, kimse bu yönetenler, bayan bakanlar, kadınların halinden kadın anlar biz 90 tane kadınız burada, hiç mi anlamıyorlar bizim derdimizden, halimizden. Türkiye inledi, onlar hala bizi görmezden geliyorlar. Biz 6 aydan beri ne haldeyiz. Çoluğumuzu çocuğumuzu, evimizi, ocağımızı bıraktık. Empati yapsınlar, ona göre karar versinler de bize bir çözüm bulsunlar.
Sevilay Çoban: Yeni yılda önce sağlık deniliyor ama görüyorsunuz sağlığımdan oldum. Burada betonların üzerinde yatmaktan. Hastanede serum yiyip buraya tekrar geldim. Yetkililerin bizi artık duyması lazım. Biz de buradan kurtulup, evimize gidip ailemizle güzel ve mutlu bir yeni yıl geçirmek isteriz. Bizim tek suçumıuz sendikaya üye olmak. (Toplantıdan) umutluyduk. İşimizi geri istiyorduk, biz üretmek istiyorduk. Eşimle beraber işten atıldım. Çoluğumuz çocuğumuz var, öğrencim var, evlenecek oğlum var. Bu adalet sarayının önünde adalet istiyoruz ama maalesef adalet işçiye değilmiş.
11 yıldır Polonez fabrikasında çalıştığını, aynı fabrikada çalışan 19 yaşındaki kızının da kendisine destek verdiği için işten çıkarıldığını anlatan Fadime Gülmez: Sendikaya üye olduğumuz için işten atıldık. Kızım da bana destek verdiği için o da işten atıldı. 46'ncı koddan çıkarıldık. 2024 bize neyi öğretti? Doğruları gördük. Yine olsa, yine çıkarım aynı direnişe. Mücadele bana hak aramayı öğretti. Gece soğuktan yatamıyoruz, uzanıyoruz ama üşüdüğümüz için tekratr kalkıp oturuyoruz. Uyuyamadığımız için sandalyelerin üzerinde oturuyoruz yani.
Temam Önal: Hakkımızı istiyoruz. Sendikalı olarak işimize dönmek istiyoruz. Biz kötü bir şey istemiyoruz, adalet istiyoruz.
Sevcan Kara: Yeni yılda sağlık, huzur, mutluluk istiyoruz. Bebeklerin, kadınların öldürülmediği bir yıl istiyoruz. İşçilerin hakkını aldığı, emekçinin emeklinin hakkını aldığı bir yıl istiyoruz. Adaletin olduğu bir yıl istiyoruz artık. Büyüklerin bunları duymasını istiyoruz. Adaletin sadece zenginlere değil, bizlere de, tüm halka aynı şekilde olmasını istiyoruz. 2024 yılını emekliler yılı dediler ama emekliler sürünüyor. İşçiye hiç bir güzellik yok. Sadece zenginlere bu ülke yani. Böyle bir hayat istemiyoruz.
Aynı fabrikada çalışan 19 yaşındaki oğluyla birlikte işten çıkarılmış olan Yasemin Saip: Hasta olan çok kişi var. Ben de 3 gün yattım, 4'üncü günü buraya geldim. Arkadaşlarım buradayken içim rahat etmiyor evde. Biz bu haldeyiz işte. Bizi görmüyorlar, duymuyorlar. Ya da görüyorlar, duymazdan geliyorlar. Artık kalksınlar da görsünler bu milletin ne durumda olduğunu. Bu kadınlar niye bu yerde yatıyor yani. (Sendikaya) iyi ki de girmişim. Girmesem bir köle olarak çalışmaya devam edecektim. Boyun eğecektik, aynı işe devam edecektik. Olan bize olacaktı.
Yasemin Gümüş: Çok perişan oldıuk. Evimizi unuttuk. Ben kaç tane hastalık geçirdim, ama bu betonların üzerinde yatıyorum. Birisinin ölmesi mi gerekiyor bunun sonuçlanması için? Bir can mı vermemiz gerekiyor? İktidarın duyması için daha ne yapmamız gerekiyor bizim? Çalışma Bakanımızdan çok rica ediyorum, bizim durumumuzu gözünün önüne getirerek karar versinler. Onların da eşi var, onlar eşlerini bu durumda, beton üstünde yatırabilirler mi?
Fikret Güler: Günlerdir burada bekliyoruz. Yılbaşı gelmiş, olmuş bizim için pek şey yapmıyor yani. (Görüşmeden) umutluyduk. Haftaya kaldı. Oradan bir umut bekliyoruz.