Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in ilkokullarda karne uygulamasının kaldırılacağına ilişkin açıklamalarına eğitim sendikalarından tepki geldi. Eğitim-İş Genel Başkanı Kadem Özbay, "Bu hamleleri süslü, içi boş, eğitimin hiçbir sorununu çözmeyecek söylemler olarak değerlendiriyorum. Eğitimin gerçek, kök sorunlarına dair hiçbir çözüm göremiyoruz" dedi. Eğitim-Sen Genel Sekreteri Ramazan Gürbüz ise "Sayın Bakan bir algı oluşturmaya çalışıyor" diye konuştu.
Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, İstanbul Sabancı Öğretmenevi’nde dün gazetecilerle bir araya geldi. Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, burada mülakat ve karnelere ilişkin açıklamalarda bulundu. İlkokullarda karne uygulamasının kaldırılacağını ve yerine gelişim raporu uygulamasını getirteceklerini ifade eden Tekin, mülakatlar hakkında ise "Mülakatla ilgili aldığımız tedbirleri kamuoyuyla paylaşıp mevzuatımızı buna göre yaptık. 60 bin kişinin içerisinde bin küsur kişinin sıralaması değişti. Burada kasettiğim birinci olanın 20 bininci olması değil. 160’ıncı kişi, 180’inci olmuş. Biz kul hakkı, adalet, hukuk devleti ilkelerine göre sınav yaptık. Soruşturması biten arkadaşlar göreve başlıyorlar” dedi. Tekin Ayrıca, "Henüz lansmanını yapmadığımız bir zekâ testi uygulaması var. BİLSEM’deki sınavları artık o uygulamayla yapacağız. Yerli ve milli zekâ testi bu yıl ilk defa uygulanacak" bilgisini verdi.
Kadem Özbay: "Eğitimin gerçek, kök sorunlarına dair hiçbir çözüm göremiyoruz"
Bakan Tekin'in açıklamalarını Eğitim - İş Genel Başkanı Kadem Özbay ve Eğitim-Sen Genel Sekreteri Ramazan Gürbüz, ANKA Haber Ajansı’na değerlendirdi.
Karne uygulamasının kaldırılmasını yorumlayan Özbay, "Belgenin adının ne olduğunun çok önemi yok. Ölçme-değerlendirme içeren bir belge düzenlenecek sonuç itibariyle. Karnenin olumlu-olumsuz etkisi neyse belgede de aynısı olacak. Böyle süslü cümlelerle, sanki daha çağa uygun, sanki eğitimde gerçekten bir çocuğun farklı yönünü değerlendirip ona göre bir yönlendirme yapılacakmış gibi bir izlenim yaratmak istiyorlar. Yalnızca şekilde var olan bir şey bu. Önemli olan ilkokulda çocuğun sportif, sanatsal yönünü, farklı becerilerini gerçekten gözlemleyebiliyor musunuz, yönlendirebilecek istihdam alanınız var mı gelecekte? Şu an eğitim sistemi akademik bazı bilgilerin ezberletildiği bir sistem. İnsanlar kendi ilgi, bilgi, beceri ve istekleri doğrultusunda farklı mesleklere yönelip burada istihdam edilemediği sürece belgenin adının hiçbir önemi yok. O yüzden ben bu hamleleri süslü, içi boş, eğitimin hiçbir sorununu çözmeyecek söylemler olarak değerlendiriyorum. Eğitimin gerçek, kök sorunlarına dair hiçbir çözüm göremiyoruz” dedi. Özbay, Tekin'in mülakatlar ile ilgili açıklamalarına ilişkin olarak da şunları kaydetti:
"1000 kişiye haksızlık yapıldığının bir itirafıdır bu"
"Bakan, bir itirafta bulunmuş oldu. 1000 kişinin sırası değişti diyor. Yani bir haksızlık varsa bunun sayısı değildir önemli olan. Haksızlığın kendisidir önemli olan. Bir kişi de olsa haksızlık var mı yok mu önemli olan. Bu bir kişi için bile haksızlığa tepki verebilmek için o erdemi hissetmek lazım. Bir kişiye dahi haksızlık yapıldığı iddiası varsa burada insan bir vicdanını sorgular. Ama Bakan bunu o kadar rahat söylüyor ki ‘1000 kişinin sırası değişmiştir en fazla, ne var bunda?’ diyor. Yani 1000 kişiye haksızlık yapıldığının bana göre bir itirafıdır bu. Kaldı ki mülakat sisteminin tamamen bir torpil uygulaması olduğunu defalarca kanıtlayan şeyler yaşadık. Mülakatın kendisi zaten bir torpil mekanizmasıdır. Bundan vazgeçilmesi gerek. KPSS yerine Akademiye Giriş diye bir sistem getirecekler bu da aslında katmerli bir mülakat, katmerli bir torpil sistemidir.”
"Zeka bilimsel olur"
Tekin'in milli ve yerli zeka açıklamasına da tepki gösteren Özbay, "Zeka bilimsel olur ve bilimsel olarak ölçülür. Zekanın milli veya yerlisi olmaz. Böyle bir anlayıştan bu ülkenin iyiliğine güzelliğine dair birşey beklemek mümkün değildir. Böylesine akıl dışı, çağ dışı söylemlerin ülkenin Milli Eğitim Bakanı tarafından kullanılması da bu ülkenin geleceği açısından ne kadar büyük bir tehlike ile karşı karşıya kaldığımızın kanıtıdır" dedi.
Ramazan Gürbüz: "İktidar mülakattan vazgeçme taraftarı değil çünkü bunu kendi lehine kullanıyor"
Eğitim-Sen Genel Sekreteri Ramazan Gürbüz, "Bu konuda tutumumuz ve Türkiye kamuoyununun tutumu açık. Cumhurbaşkanı bir önceki seçimde kamuoyuna açıklamaları var kaldırılacağına dair. Mülakat demek kayırma demek, siyasi yandaşa öncelik tanımak demek. Bu ülke bir hukuk devleti. Biz hukukun bize verdiği yetkilerle kamu görevlerimizi yaparız. Objektif bir sınavla sınav sonuçlarının esas alınması lazım. Sağlık gibi adayların diğer özelliklerini de görmek istiyorsanız eğer belli kurumlardan belge alırsınız. İktidar mülakattan vazgeçme taraftarı değil çünkü bunu kendi lehine kullanıyor" ifadesini kullandı.
"Bilimin yerlisi ve millisi olmaz"
Tekin’in “Yerli ve milli zeka” testi açıklaması hakkında ise "En son söylemesi gereken kişi bunu söylüyor. Bilimin yerlisi ve millisi olmaz. Bilim, Türkiye’de, Fransa’da, İsveç’te de bilimdir. Halkta bir algı yaratmak istiyor, ‘biz üretiyoruz, biz yapıyoruz’ demeye getiriyor ama hepimiz de biliyoruz ki sonuç itibariyle bu teknoloji araçlarının üretildiği yeri, patenti vs. nerden geldiği belli. Biz de isterdik ki Office programı Türkiye’de yazılsın. Ama gerçekliğimiz bu" dedi. Karne uygulamasının kaldırılmasını da değerlendiren Gürbüz, şunları söyledi:
“Sayın Bakan bir algı oluşturmaya çalışıyor. İkisi de aynı şey sonuçta. Karne ve gelişim belgesi dediğimiz şey çocuklarımızın durumunu gösterir bir belgedir. İlkokul çağındaki çocuklarımızın notlarla değerlendirilmesinden öte yeteneklerinin açığa çıkartılması gerek.”