“Dina İçin Feministler”, Gabonlu 17 yaşındaki Jeannah Danys Dinabongho Ibouanga’nın ölümüne ilişkin görülen davada tutuklu tek sanık Dursun Acar hakkında beraat ve tahliye kararı verilmesine tepki için Karabük’te yürüyüş düzenledi. Grup tarafından yapılan açıklamada, “Bu şüpheli ölümlerin ardında erkek şiddeti var. Bu erkek şiddetini açığa çıkması ve yargılanmaları gerekiyor. Bu cezasızlık politikası devam ederse başka erkeklere cesaret vermekten başka bir şeye neden olmayacağının farkındayız. Mücadelemize devam edeceğiz. Buna da bu hukuksuz kararı istinafa taşıyarak başlayacağız. Yıllar bile sürse bu yargılamayı takip edeceğiz” denildi.
Gabonlu 17 yaşındaki Jeannah Danys Dinabongho Ibouanga’nın ölümüne ilişkin görülen davada Karabük 1. Ağır Ceza Mahkemesi, tutuklu sanık Dursun Acar'ın "nitelikli şekilde kasten öldürme" ve "cinsel istismar" suçlarından beraatine ve tahliyesine karar verdi.
Kararın ardından Dina’nın davasını takip etmek için pek çok ilden gelen feministler Karabük Adliyesi önünden Güven Kavşağı’ndan Madenci Anıtı’na kadar “Jesca’dan Dina’ya göçmen kadınlar yalnız değildir” pankartıyla yürüyüş düzenledi. “Göçmen kadınlar yalnız değildir”, “Münferit değil erkek şiddeti”, “Dina için adalet” ve “Erkek adalet değil, gerçek adalet” sloganlarının atıldığı yürüyüşün ardından burada “Dina İçin Feministler” basın açıklaması düzenledi.
"Karabük’te bir fuhuş çetesi varsa bu fuhuş çetesinin tespit edilmesini istedik"
Açıklamada şu ifadelere yer verildi:
"Yaklaşık 2 yıl boyunca her duruşmada burada patriyarkaya karşı, ırkçılığa karşı sözümüzü söylemek için Karabük Adliyesi’ne geldik. Her duruşmada, tek tek neden bu dosyadaki katliam nedeniyle Dursun Acar’ın yargılanması gerektiğini, bu ölümün ardındaki tüm şüphelilerin tespit edilmesi gerektiğini, Karabük sokaklarında göçmen kadınların tacize maruz kalmadan özgürce yürüyebilmeleri için bu cinayetlerin aydınlatılması gerektiğini, Karabük’te bir fuhuş çetesi varsa bu fuhuş çetesinin tespit edilmesini ve bu ölümle bağlantısı varsa tespit edilen tüm sorumluların yargılanması gerektiğini ifade ettik.
Yedinci celsede bu dosyada yargılanan tek tutuklu sanık olan Dursun Acar’ın cinsel istismar ve kasten öldürme suçlarının beraatine ve tahliyesine karar verildi. Biz bu kararı kabul etmiyoruz. Erkek adalet değil, gerçek adalet diyerek çıktık bu yola. Bunu beyan etmemizin tek nedeni cinsiyetçi yargı sisteminin şüpheli kadın ölümlerini bu şekilde cezasız bırakması. Cinsiyetçi yargı sisteminin şüpheli kadın ölümlerinin ardındaki erkek şiddetini bu şekilde görmezden gelmesi. Tam da bu görmezden gelme hali nedeniyle bugün bir kadın cinayeti, Dina’nın katledildiği bir kadın cinayeti cezasız bırakıldı. Dursun Acar tahliye edilecek. Dursun Acar kim? İstismara maruz bıraktıktan sonra katleden bir şahıs. Mahkeme eksik kovuşturma ve eksik soruşturma neticesinde beraat kararı verdi.
"Yürürken herhangi bir erkek aracını yanınıza çekip sizi o araç ile bir yerlere götürmeyi teklif edebilir"
Biz bugün basın açıklamamızı Karabük Adliyesi önünde değil, Karabük sokaklarında gerçekleştirmeye karar verdik. Çünkü biz biliyoruz ki Dina’nın ölümünün ardından Karabük sokaklarına geldiğimizde binlerce kadın öğrenciden, ‘biz bu sokaklarda yürürken herhangi bir erkek tarafından herhangi bir nedenle her an tacize maruz bırakabiliriz’ sözlerini duyduk. Yürürken herhangi bir erkek aracını yanınıza çekip sizi o araç ile bir yerlere götürmeyi teklif edebilir. Biz bu nedenle Karabük sokaklarında hem bu erkek şiddetini, hem de göçmen kadınlara yönelik katmanlı biçimde yönelen bu şiddete karşı feminist mücadelemizle buradayız. Bize göçmen kadınlar, ‘Dina’nın katledilmesine çok üzüldük, hepimiz Dina’nın yaşadıklarına maruz kaldık. Dina’nın meselesi kamuoyuna yansıyınca biz bu sokaklarda biraz daha olsun rahat yürümeye başladık’ dediler. Çünkü göçmen kadınlara yönelen erkek şiddeti hem feminist mücadelemizde hem de tüm kamuoyunun gündemindeydi. Hem de bu sokaklarda yaşananların bu sokaklarda kalmayacağı ortaya çıkmıştı. Türkçe bilmeyen kadınlara, buraya eğitim almak için, çalışmak için gelen kadınların maruz kaldığı erkek şiddetin cezasız kalmaması için birilerinin sokaklarda, birilerinin adliyelerde mücadele yürüteceği açıktı. Bunun ardından biz göçmen kadınların yalnız olmadığını defalarca söyledik ve mücadele yürüttük.
"Dina can havliyle o sokağa çıktı, Dina can havliyle gördüğü ilk aracı durdurdu"
Her celsede ‘Dina için adalet istiyoruz’ dedik. Biz bodrum katında Dina’nın başına neler geldiği ortaya çıksın istedik. Keşif yapılmasını istedik. Hiçbir kadın gece vakti can havliyle bodrum katının altından kendisini içeri çekmeye çalışan iki kişinin elinden kurtulduktan sonra orada hiçbir şey yaşanmamışsa eğer istinat duvarlarından çıplak ayaklarla atlayıp sokaklara koşmaz. Dina can havliyle o sokağa çıktı, Dina can havliyle gördüğü ilk aracı durdurdu. Dursun Acar o aracı kullanıyordu. Biz bu dosyada Dursun Acar yargılansın evet ama bu ölümden sorumlu olan herkesin yargılanmasını istedik. Biz bu yargılama yürütülürken Karabük’teki göçmen öğrencilerin ırkçılığa maruz kaldıklarını, HPV nedeniyle damgalandıklarını gördük. Alakasız soruşturmalara tabi tutulduklarını, Göç İdaresi’nin sokakta göçmenlere kontrol yaparken kadınların maruz kaldıkları tacizin soruşturulmadığına tanık olduk. Bu davayı takip etmeye devam edeceğiz. Şüpheli kadın ölümlerinin böyle cezasız bırakılmasına izin vermeyeceğiz. Sanık müdafileri ‘Dina’nın iyi bir ruh halinde olmadığını ve intihar edebileceğini’ söylediler. Biz iyi süreçlerden geçmeyebiliriz ama intihar etmiyoruz. Bu şüpheli ölümlerin ardında erkek şiddeti var. Bu erkek şiddetini açığa çıkması ve yargılanması gerekiyor. Bu cezasızlık politikası devam ederse başka erkeklere cesaret vermekten başka bir şeye neden olmayacağının farkındayız. Mücadelemize devam edeceğiz. Buna da bu hukuksuz kararı istinafa taşıyarak başlayacağız. Yıllar bile sürse bu yargılamayı takip edeceğiz, Karabük’teki göçmen kadınlarla dayanışmaya devam edeceğiz."