Alman medyası, Almanya’nın ilticayla ilgili kararları veren yetkili kurumu ‘Bundesamt für Migration und Flüchtlinge'nin (BAMF) Suriyelilerin iltica başvurusuyla ilgili alacağı kararları durdurduğunu bildirdi. BAMF, karara gerekçe olarak Suriye’deki durumun karışık ve belirsiz olmasını gerekçe gösterdi.
Alman Televizyonu ARD ve Spiegel Dergisi'nin haberine göre, Almanya’ya iltica ile ilgili kararları veren yetkili kurum ‘Bundesamt für Migration und Flüchtlinge (BAMF ), Suriyelilerin iltica başvurusuyla ilgili alacağı kararları durdurdu. BAMF, durdurma kararına Suriye’deki durumun karışık ve belirsiz olmasını gerekçe göstererek, başka ülkelerden gelen iltica başvurularını da değerlendireceklerini bildirdi. BAMF, öncelikle Suriyedeki yerel koşulları ve gelişmeleri yakından takip edeceğini de paylaştı.
BAMF Basın Sözcüsü, 47 binden fazla iltica dosyasının açık olduğunu ve bunların 46 bin 81 tanesinin ilk başvuru olduğunu belirtti. Sözcü, ’’Suriyelilerin dosyalarını bilerek geriye atıyoruz ve öncelikle başka ülke vatandaşlarının dosyalarını işleme alıyoruz’’ dedi.
Birlik partileri meclis grup baskanvekili Jens Spahn, Almanya'daki Suriyeli sığınmacıların ülkelerine dönmelerinin desteklenmesi gerektiğini belirterek "İlk adım olarak örneğin 'Suriye'ye dönmek isteyenler için uçuşlar düzenleyip, dönenlere biner euro verelim' dese nasıl olur" önerisini dile getirdi.
Alman gazetelerin yorumlarında, isyancıların Şam'ın kontrolünü ele geçirmesinin Suriye’nin geleceğini nasıl etkileyeceği, bölgede değişen güç dengelerin Ortadoğu'da yeniden çizilen siyasi haritayı nasıl biçimlendireceği sorgulandı.
Alman medyasında öne çıkan bir diğer soru ise “Suriye’de yaşanan gelişmelerin Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan arasındaki ilişkilere nasıl yansıyacağı merak uyandırıyor" oldu.
Augsburger Allgemeine gazetesine göre; Esad rejiminin devrilmesine yol açan sürecin kazananlarının başında Türkiye ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan yer alırken, en büyük kaybedenlerin de Rusya ve İran olduğu ifade edildi.
Esad yönetimini devirmesiyle İran'ın Ortadoğu'daki en önemli kalelerinden birinin yıkıldığına dikkat çekilerek, İsrail'in Hizbullah'ı yenilgiye uğrattığı ve İran'ın bölgedeki bir diğer kalesini devirdiği değerlendimesi yer aldı.
Süddeutsche Zeitung'un, "Güle güler Beşar" cümlesiyle başlayan yorumunda; artık Suriyelilerin özgür olduğuna ve Esad rejiminin düşüşünün kutlanabileceğine dikkat çekilmekle birlikte "Gücü ele geçirenlerin de çok umut vaat etmediği" ifade edildi.
Suriye'nin 13 yıllık iç savaş sonrasında bir "hesaplaşmaya" sahne olabileceğine işaret edilen yorumda, "Irak'ta Saddam Hüseyin'in devrilmesinden sonra olduğu gibi durum hızla kontrolden çıkabilir" ifadeleri kullanıldı. "İsyancıları (silahlı muhalif grupların) kimin onları kontrol ettiğini net olarak bilmediği" ifade edilen yazıda; Türkiye, Katar veya başka bir ülkenin silahlı muhalefeti kontrol ediyor olabileceği olasılığına vurgu yapıldı.
Frankfurter Rundschau’da yer alan analizlerde ise Suriye'nin geleceğinin belirsiz, huzur ve istikrarın sağlanmasının da güç olduğuna işaret edilirken; Suriyeli mültecilerin geldikleri yere geri dönebilmeleri ve barışçıl yöntemlerle istikrarın nasıl sağlanılabileceği sorularına yanıt aranıyor.