CHP Genel Başkanı Özgür Özel, "Okul birincisini, en liyakatlısını kendince mülakatta eliyor. Bu teğmenlere sahip çıkacağız, geçmişte de sahip çıktık, bundan sonra da sonuna kadar sahip çıkarız. İktidar olunca böyle haksızlıkla atılan kim varsa onu geri alırız ama bu arada geçen süre meslekte onlara çok şey kaybettirir. Recep Tayyip Erdoğan; atma, yapma, kul hakkına girme. Ama girersen günü geldiğinde şu yemin törenini göreceksin. O kararı verenler, karara sessiz kalanlarla atılan teğmenlere hep beraber kılıç töreni yaptıracağız, sonra o karara sessiz kalanların hepsini emekliye yollayacağız" dedi.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, partisinin grup toplantısında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Özel, Kara Harp Okulu'ndaki resmi mezuniyet törenin ardından teğmenlerin, "Mustafa Kemal'in askerleriyiz" diye slogan atmaları ve kılıç çatmaları sonrasında ihraç talebiyle disipline sevk edilmesine ilişkin de görüşlerini açıkladı. Özel'in açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
"Aynı hesap aynı taktik. Bu ülkede bu iktidar, 22 yıl sonra kutuplaştırma siyasetinin ekmeğini yiyemediği bir dönem yaşıyor. Bu milletin milletvekilleri, bu iktidar geldiğinde asgari ücretin alım gücüyle 7 çeyrek altın alınırken, bugünkü alım gücüyle alınan 3 çeyrek altını 81 ilde 973 ilçede pazar pazar kapı kapı anlatıyorlar. En düşük emekli maaşında da aynı hesabı anlatıyorlar, öğrenci kredisinde de. Asgari ücrete zam talebini her yerde konuşuyorlar. Biz, bu ülkenin gerçek sorunlarını ve nasıl çözüleceğini söylerken Tayyip Bey şunu söyledi: '2 ay önce anket yaptırdık, toplumda kutuplaşma düşüyor, CHP seçmenle konuşuyor, CHP polemiğe girmek yerine kavgayı ekmek kavgasına, işsizlik, yoksulluk kavgasına döküyor, çeperler inceldi, bizim seçmen CHP'nin taahhütleri ve tespitlerine kulak veriyor. Mutlaka gerginlik üretmelisin. Normalleşme denen CHP'nin millete saygılı dilini bitirtmelisin. Bunu, onlara sonlandırtmalısın' dedi diye çıktılar hiç olmayacak zamanda her türlü gerginliği üretmek için alarma geçtiler.
"Hizbullahçı, gerici kafa ve onun AK Parti'ye sirayet etmiş çeşitli uzuvları harekete geçti"
Sokak röportajı yapan bir hanımefendiyi olmayacak maddeden alıp hapishaneye attılar. Olmayacak hakaretlere başladılar. En nihayetinde teğmenler... Harbiye'den mezun oluyorlar. Deniz Harp Okulu, Kara Harp Okulu ve Hava Harp Okulu; tarihte ilk kez üçünün de birincisi genç kadın teğmenler. İşte size bir cumhuriyet hikayesi. Bu Meclis'e dört tane de ittifak ortağı soktular, 'Kadınlar sahiplendirilmeli, sokak köpekleri gibi' diyen, kadınların okumasına karşı çıkan, kadınların araba kullanmasını yasaklamayı planlayan Atatürk'e, vatana, millete düşmanları buraya taşıyanlar, o üç kadının birinci olmasını zaten hazmedemediler. Yetmedi, o teğmenler -ki geçen seneye kadar yönergede var. Kılıç çekiyorlar, yemin ediyorlar ve 'Atatürk'ün askerleriyiz' diye bitiriyorlar- bu törende 'Mustafa Kemal'in askerleriyiz' dediler diye hiçbir şey olmadı. Sonra biraz önce söylediğim o Hizbullahçı, gerici kafa ve onun AK Parti'ye sirayet etmiş çeşitli uzuvları harekete geçti. Tayyip Erdoğan, 8 gün önce elini sıktığı, selamını aldığı, hatırını sorduğu, şakalaştığı, madalyasını taktığı birinci teğmen başta olmak üzere hepsine saldırmaya başladı. Soruşturmalar, birtakım haberler, 'hepsini atalım' diyenler, 'darbeci' diyenler... Suç, güya 'emre itaatsizlik, disiplinsizlik.' Esas karın ağrısı, 'Mustafa Kemal'in askerleriyiz' demesi.
"Ordu ne kadar kan kaybettiyse bir müsebbibi Fetullah Gülen, diğer müsebbibi ise Recep Tayyip Erdoğan'dır"
Güya, 'Mustafa Kemal'in askerleriyiz' deyince bu darbecilik ve 28 Şubat oluyormuş. 28 Şubat'ta Mustafa Kemal yok arkadaş. Mustafa Kemal 10 Kasım 1938'den beri kalbimizde, yok 28 Şubat'ta. Bu teğmenler, 'Mustafa Kemal'in askerleriyiz' demeyecek de 'Trikopis'in askerleriyiz' mi diyecekti? Sizin gibi, 'keşke Yunan kazansaydı' diyen senin hocan gibi. O yüzden meseleyi 28 Şubat'a, 25-30 yıl geriye götürmeye çalışanlara diyorum ki, bu mesele 28 Şubatlık mesele değildir, sizin hazımsızlığınız, 'Keşke Yunan kazansaydı. Atatürk'ün heykelleri köpek leşi gibi yerde sürüklensin' diyen fesli deli Kadir'in anlayışına ortaksanız bilelim. Yoksa siz de şunu bilin: Mustafa Kemal'in askerlerinden bu millete hiçbir zaman zarar gelmedi, gelmez ama 15 Temmuz günü gördük, Fetullah Gülen'in askerleri ne yaptı bu ülkeye. O yüzden 14 yıl önce Balyoz kumpasında biz, 'Bu ülkeye kumpas kuruldu' derken, Silivri ve Hasdal Cezaevlerinde bugünkü Genelkurmay Başkanı'nın, bugünkü Milli Savunma Bakanı'nın devrelerini, arkadaşlarını ziyaret ederken o gün kumpası kuranlarla ülkeyi bugün yönetenler etle tırnak gibiydiler, ne istediyse veriyorlardı. Savcıya yetki de zırhlı araç da veriyordu. O da orduyu eziyordu. O günden bugün bu ordu, hem hava hem deniz hem de kara kuvvetlerinde ne kadar kan kaybettiyse bir müsebbibi geçtiğimiz haftalarda ölen ve şimdi hesap veren Fetullah Gülen'se diğer müsebbibi onların önünü açan, her makamı onlara veren Recep Tayyip Erdoğan'dır.
Bunun için AK Parti ve MHP'nin kıymetli seçmenlerine diyorum ki, bulduğunuz her AK Parti yöneticisine, bulabilirseniz meydanda AK Parti'nin milletvekillerine, telefonla ulaşabildiğiniz herkese söyleyin, bu yol yol değil. Bir kez gittik, bu memleket felakete yaşattık. Sadece 'alnı secdeye değiyor' diye birtakım cemaat ve tarikatların önünü açıp liyakata değil, sadakate bakanlar bu ülkeye felaketi yaşattılar. Onun için Mustafa Kemal'in askerlerine, onun teğmenlerine sahip çıkmak bu milletin askerlik kadar kutsal vatan, millet borcudur.
"Bu disiplin kurulu ne yapıyorsa Erdoğan'ın Milli Savunma Bakanı üzerinden ilettiği talimatlarla yapıyordur"
Şunu diyorlar, 'Aman bir şey yapın, Milli Savunma Bakanı'yla görüşün.' Görüşmediğimizi kim biliyor. Dün yazmış biri, 'CHP, Milli Savunma Bakanı'ndan randevu almalıdır.' Yankı Bağcıoğlu, emekli tümamiral, benim genel başkan yardımcım. Üç kez görüşme yaptı Sayın Yaşar Güler'le. 'Hepsi atılacak' noktasından güya buraya Sayın Yaşar Güler'in ve teğmenlerin atılmasını doğru bulmayanların mücadelesiyle gelinmiş. Mesele o değil, mesele bütün teğmenleri atmak ya da bir tek teğmeni atmak... Bütün mesele şudur: Oradaki iyi niyeti görmeden, gençlik heyecanını görmeden, adanmışlığı görmeden, ilk günün heyecanından bir darbe yapılanması çıkarmak siyasi hesaptır. Kötü ve siyasi hesaptır. Oradaki çocukların yaşında Yaşar Güler de oldu, bugünkü kuvvet komutanları da oldu. Her teğmen, teğmen rütbesini taktığı gün Genelkurmay Başkanı olmayı hayal eder. Atatürk'ün ordusunda Atatürk'ün teğmenlerinin hedefi, eninde sonunda bu millete en üst noktalarda hizmet etmektir. Teğmenlik heyecanıyla geçen seneye kadar okunan, bu sene Recep Tayyip Erdoğan'ın katıldığı bordo berelilerin mezuniyet töreninde okunan yönergeyi Kara, Hava, Deniz'de kaldırmışlar; bordo berelilerde unutmuşlar. Okunuyor, o da dinliyor, alkışlıyor. Yemin aynı yemin, yeminde yanlış bir şey yok. Yemini yapan teğmenlerin hiçbir kötü niyeti yok ama bir fırsatçı ordusu var ki Mustafa Kemal'in ordusuna geçmişte Fetullah Gülen'in ordusunu içine enjekte eden zihniyet, şimdi Mustafa Kemal'in teğmenlerini alıp yine yerine hastalıklı hücreler yerleştirmek istiyor. Bu disiplin kurulu, sarıklı amirali aylarca bekletip emekliliğe kaçırtıp bütün haklarına almasına, ceza almadan kurtulmasına sebebiyet veren disiplin kuruludur. Bu disiplin kurulu ne yapıyorsa Recep Tayyip Erdoğan'ın Milli Savunma Bakanı üzerinden ilettiği talimatlarla yapıyordur.
"Sessiz kalanların hepsini emekliye yollayacağız"
Hepinizin evladı var, 22-23 yaşında gencecik çocukların 100 yıldır devamlı yapılan o ritüele, geçen seneye kadar yapmışlar. Bu sene de yapmak istiyor, komutanlarına gidip 'Biz de yapalım' diyor. 'Yap' diyen varmış, 'yapma' diyen varmış, tamamı yalanmış. Komutan diyor ki, 'Mikrofondan yapamazsınız, resmi törende yapamazsınız.' Bir köşede törenden sonra yapıyorlar. Bu çocukları ihraç etmek... Okul birincisi kolay mı yetiştirildi? Okul birincisini, en liyakatlısını kendince mülakatta eliyor. Bu teğmenlere sahip çıkacağız, geçmişte de sahip çıktık, bundan sonra da sonuna kadar sahip çıkarız. İktidar olunca böyle haksızlıkla atılan kim varsa onu geri alırız ama bu arada geçen süre meslekte onlara çok şey kaybettirir. Recep Tayyip Erdoğan; atma, yapma, kul hakkına girme. Ama girersen günü geldiğinde şu yemin törenini göreceksin. O kararı verenler, karara sessiz kalanlarla atılan teğmenlere hep beraber kılıç töreni yaptıracağız, sonra o karara sessiz kalanların hepsini emekliye yollayacağız."