CHP Genel Başkanı Özgür Özel, İstanbul’da yapılan milletvekili kampı öncesinde, basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Özel, sine-i millet sorusu üzerine, "El yapımı bomba gibi, siyasete sineyi millet tartışması tuzaklıyorlar. Sineyi millet ara seçim doğurur, felaket doğurur. Meclis'te kalıp ama erken seçim için her mücadeleyi yapmak lazım. Biz erken seçim için Meclis'te, meydanda, sokakta her yerde en sert ve en net mücadeleyi veriyoruz. Dozunu arttırarak devam edeceğiz. Erken seçime zorlamak vatanseverliktir. Sineyi milleti savunmak tuzağa düşmek, tuzağa çekilmektir" değerlendirmesini yaptı.
CHP’nin 1-2-3 Kasım’da Antalya’da yapılması planlanan TBMM Grup yasama yılı kampı, Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer’in tutuklanması ve belediyeye kayyum atanması üzerine İstanbul’a taşındı. Özel ve CHP Grubu, dün İstanbul’a gelerek Esenyurt Cumhuriyet Meydanı’nda mitinge katıldı. Avcılar’da bir otelde milletvekili kampının ilk günü başladı. CHP Lideri Özel, kapalı grup toplantısının öncesinde, açıklama yaptı ve basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Özel’in açıklaması şöyle:
"Daha önce planladığımız gibi bugün Antalya’da kampta olacaktık. Sizler de bizleri Antalya’daki çalışma kampımızda takip ediyor olacaktınız. Ancak Türkiye'nin gündemine atılan bir bomba, Türkiye'nin demokrasisine vurulan bir hançer, Türkiye siyasetine vurulmak isteyen kötü bir neşter yüzünden kampımızı iptal ettik. Dün, MYK'yı Esenyurt'ta topladık. Bugün de tüm milletvekillerimizle birlikte böyle bir kapasiteyi sağlayabilecek en yakın otelde kamp gündemiyle değil, o gündemi revize ederek, bu sıcak gündeme daha çok yoğunlaşarak ve önümüzdeki dönem milletin gerçek sorunları başta ekonomi, hayat pahalılığı olmak üzere gündemleştirilmesi gereken konuları önümüzdeki bütçe takvimi dahilinde grubumuzla görüşmek üzere toplantımızı burada başlatıyoruz. Bugün tüm milletvekillerimizle sıcak gündemi konuşacağız. Yarın ve pazar günü de yine özel gündemlerle yarın 31 Mart seçimlerinden sonra gelişen siyasi gündemi, partimizin 47 yıl sonra birinci parti olmasını, bunu mahafaza etmesini ve bunu geliştirerek devam etmemizin siyasi açıdan nasıl mümkün olduğunu ve vatandaşa dokunan siyaseti nasıl daha da güçlendirebileceğimizi konuşacağız. Pazar günü de daha çok bütçe odaklı, bütçe görüşmeleri ve vatandaşa bütçenin doğru aktarılmasıyla ilgili etkili net ve sert siyasetin Meclis'te ve sahada nasıl takip edileceğini konuşacağız. Bir gözümüz Silivri'de, kulağımız, elimiz Esenyurt'ta. Milletvekili arkadaşlarımız bundan sonra Esenyurt'u hiç boş bırakmayacak, hiç birimiz boş bırakmayacağız. Buna yönelik süreçleri birazdan grubumuzla istişare edeceğiz. Gün içinde sıcak gündemler oldukça ya da kararlar belirginleştikçe grup başkanvekillerimiz bilgilendirme toplantıları yapacaklar.
İstanbul’dayız ve güne geçmişte İstanbul İl Başkanlığı görevi yapmış, CHP milletvekilliği yapmış, Avcılar Belediye Başkanlığı yapmış Yüksel Çengel’in kayıp haberiyle uyandık. Ailesine, partililerimize başsağlığı diliyoruz. Bu kötü haber bizi güne başlarken gerçekten üzdü ve ümit ediyorum yarın da ailesiyle birlikte olma imkanımız olacak.
"Esenyurt, bir kent suçları müzesidir. Bu müzenin kurucusu da AK Parti belediyeciliğidir"
MYK toplantısını ilçe başkanlığımızda Esenyurt'ta yaptık. Giderken Esenyurt'u yaşayarak gittik. Çıkarken de İl Başkanımızla ve Ekrem Başkanmızla birlikte Esenyut'tan ayrılırken adeta bu kente AKP'nin siyasi müdahalesinin dışında bir başka fırsatı, hazımsızlığı nasıl yaşadığını da içinden geçerek gördük. Esenyurt, CHP tarafından yönetilirken 2004 yılında AK Parti tarafından kazanıldı ve son günlerde sosyal medya paylaşımıyla da gündemde olan Necmi Kadıoğlu'na yönettirildi. 100 binin altında bir nüfusla teslim ettiğimiz Esenyurt'u 1 milyon nüfusla geri aldık 2019 seçimlerinde. Esenyurt içinden geçtiğinizde, girerken çıkarken içinde gezerken gördüğünüz Esenyurt kent suçları müzesi gibidir. Bir kente yapılan her kötülük Esenyurt'a yapılmış. Küçücük parsellere sınırsız katların verildiği, blokların arasından rüzgarın geçemediği, inanılmaz yoğunluklar yaratıldığı ve o rantın, AK Parti tarafından bile isteye kente karşı işlenen suçlara sessiz kalınmasına sebep olduğu bir yerdir Esenyurt. Esenyurt’un canına tak etti de 2019'da Esenyurt'u alıp bize verdiler. Ama Necmi Bey 2017’de istifa ettirilmişti. O dönemde neden istifa ettiriliyordu belediye başkanları? Ya FETÖ’cüydü ya da yolsuzluk yapılıyordu. Ama hakkında bir yargılama duyduk mu? Duymadık. Şimdi sosyal medya paylaşımıyla yeniden gündeme geliyor. 'Geri geliyoruz' diyor. Evet, geri geldiler. Esenyurtlular Esenyurt’u bunların elinden aldı, CHP'ye bu kente suç işlemeden yönet diye verildi. Hazmedemediler ve ilk fırsatta geldiler. Yalanla, dolanla, iftirayla 10 yıldır parti üyemiz olan bir profesörü, kanaat önderini, 'bölücü örgüt üyesi' diye yaftalayıp, Silivri’ye koyup ondan sonra da oraya belediye meclisinden bir vekil seçmek yerine kendisi elverişli, kullanışlı, sadakatinden emin oldukları, suç işletebilecekleri, Beyoğlu’nda da kaymakamlıkla belediyeyi aynı binada yönetip biz kazandığımızda 'Ertesi gün çıkın bu binadan' diyen birisini getirip buraya kayyum diye atadılar.
''Kent suçu işlemeye, rantı yönetmeye geliyorlar''
Esenyurt’u yine onlar yönetecekmiş. Kente suç işlemeye, rantı yönetmeye geliyorlar. Oysa idealist bir kanaat önderinin iki kişiden birinin oyuna alarak bu suçlar işlenmesin, bu kent korunsun diye görev yaparken bunu yapıyorlar. Bütün Esenyurtlular biliyor ki 100 bin nüfuslu Esenyurt, 1 milyon nüfus olurken, hep o arsalara, parsele özel imar değişiklikleriyle, o kirli ilişkilerle oldu Esenyurt bu halde. Esenyurt, bir kent suçları müzesidir. Bu müzenin kurucusu da AK Parti siyasetidir, AK Parti belediyeciliğidir. Hemen yakınındaki bir ilçeyi yıllarca CHP yönetti. O ilçeden İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanlığına geldi Ekrem İmamoğlu. Beylikdüzü ile Esenyurt sınırdır. Arasında uçurum vardır. Çünkü birisi kenti sevenlerin, bir tanesi kenti sömürenlerin yönettiği ilçedir. Esenyurt’a atanan kayyuma bu gözle de bakmak gerekir."
"Pazartesi günü Silivri’ye gidip sevgili başkanımızı ziyaret etme niyetindeyiz"
Özel, “Dün Esenyurt Cumhuriyet Meydanı’nda, yarın sabah Ahmet Özer’i Silivri cezaevinde ziyaret edeceğinizi belirtmiştiniz. Ziyaret iptal mi edildi” sorusuna şu yanıtı verdi:
"Erteleme yaptık. Şöyle ki biz dün resmi olarak Adalet Bakanlığı’na görüşme talebimizi ilettik. Malum tutukluların cezaevinde milletvekilleri tarafından ziyaret edilmesi, Adalet Bakanlığı'ndan bir prosedürün tamamlanmasıyla gerçekleşiyor. Onun dün mesai bitimine kadar tamamlanmadığı ve bize bildirilmediği için bugün oraya gidip ziyarette bir aksaklık olmasını da istemediğimiz için, Adalet Bakanlığı’nın gerekli resmi prosedürü tamamlamasını bekliyoruz. Bir kötü niyet ifade etmek istemem. Mutlaka dünün yoğunluğu içinde, mesai saati içinde onu yetiştiremediler. Biliyorsunuz, bu ziyaretler mesai saati içinde yapılabiliyor. Pazartesi günü ziyaretle ilgili bir talebimiz var. Onu bugün de yeniledik. Adalet Bakanlığı tarafından bu işlemin yapılmasını bekliyoruz. Ondan sonra pazartesi günü Silivri’ye gidip Sevgili Başkanımızı ziyaret etme niyetindeyiz. Adalet Bakanlığı ile arkadaşlarımız iletişim halinde.''
"Çağrıya uymamaktan değil, yaptıkları kamu görevini aksatmama sorumluluklarından"
Özel, “Cumhuriyet Meydanı çağrınıza uymayan üç belediye başkanı oldu: Mansur Yavaş, Burcu Köksal ve Tanju Özcan. Mazeret bildirdiler mi” sorusuna şu yanıtı verdi:
"Hepsi haklı gerekçelerini bize bildirdiler. Mansur Bey hatta sonrasında bizimle aynı duyguyla tertiplenmiş bir başka etkinliğe de katıldı, değerlendirmesini de yaptı. Böyle belediye başkanlarına, 'Bir gün sonra şurada olun' dediğinizde onların öyle bir gün sonra her zaman orada olma imkanları olmaz. Biz zaten önemli mazeretlere ve belediye başkanlarının ertelemeyecek programlarına son derece saygılıyız. Ayrıca sadece üç belediye başkanı yok, belki belediye başkanlarımızın yüzde 60'ı katılamadı, yüzde 40'ı katıldı. 150’nin üzerinde belediye başkanı buraya geldi. Gelemeyenler daha çok. Bu çağrıya uymamaktan değil, yaptıkları kamu görevini aksatmama sorumluluklarından.''
"Akın Gürlek üzerinden incinmişler anlaşılan"
Özel, “Akın Gürlek’e ilişkin sözlerinize Adalet Bakanı Yılmaz Tunç yanıt verdi, Anayasa’nın 138’inci maddesini hatırlattı. Bu da acaba bir fezleke mi gelecek söylemlerini beraberinde getirdi. Ne söylemek istersiniz” sorusunu şöyle yanıtladı:
"Bundan fezleke gelecekse, gelir. Ona benim söyleyecek bir şeyim yok. Vız gelir, tırıs gider. Ama şu kadarını söyleyeyim: Yılmaz Bey’in paylaşımını gördüm, Akın Gürlek üzerinden incinmişler anlaşılan. Bu arkadaşlardaki, bu AK Parti’nin bu pişkinlik -teşbihte hata olmaz- Hitler ve ekibinde olsaydı, Ruslar gelip de Berlin’e dayanıp Berlin düşmek üzereyken koşarlardı toplama kamplarına ve onlara derlerdi ki 'Arkadaşlar birlik ve beraberliği en çok ihtiyacımız olan günlerdeyiz. Biz hep beraber Almanya'yız. Şimdi Berlin’i hep birlikte savunma zamanı, hepimiz aynı gemideyiz' derdi bunlar. Güç elinizdeyken düşman hukuku uygulayacaksınız, başınız sıkıştı mı 'Hep beraber olalım' diyeceksiniz. Sonra dönüp böyle işlere tevessül edeceksiniz. Eleştiri alınca, iki kişiden birinin oyunu almış bir bilim insanını, bir kanaat önderini, bir profesörü, 10 yıllık parti üyemi 'terör örgütü üyesi' diye Silivri’ye koyacaksın, sonra bu lafları duyunca 'İncindik, yargıya talimat manasına gelir' diyor. Arkadaş elindeki adam bumerang gibi, atıyoruz geri geliyor. Yoyo gibi oynuyorsunuz adamla. Seyyar giyotin. Nerede ihtiyaç oraya taşıyorsunuz. Sonra dediniz ki 'Aferin Akın görevini yaptın.' Sırtınızı sıvazladınız. 'Biraz da siyaset yap' deyip Bakan Yardımcısı yaptınız. Sonra yeni kumpaslara ihtiyaç var. Sloganları 'Yaparsa Akın yapar' demişler. Bir telefonla 'Sana İstanbul’da ihtiyaç var.' Hani siyasi olmuştu, Bakan Yardımcısıydı? Başsavcı yaptılar. Utanma yok, sıkılma yok, ar etme yok. Sonra bu işe tepki gösterince, 'İncindik.' Hakikaten akıl alır gibi değil. Çok şey söylenebilir de onlarla kavga edip gerçek gündemin dışına çıkmamak gibi doğru ve işleyen bir tutumumuz var bizim, onu sürdüreceğiz."
"Belediyemizi, 'terör' deyip aldılar ki kayyum atayabilsinler. Çünkü Esenyurt Belediyesi'nde çoğunluk bizde"
AK Parti İstanbul Milletvekili Hukukçu Adem Yıldırım'ın “Meclis’ten biri yönetemez çünkü başkan görevinden uzaklaştırıldı, görevden alınmadı. Bu yüzden kayyum atandı” değerlendirmesinin sorulması üzerine Özel, şunları söyledi:
"Bu kadar cehalet ancak tahsille mümkündür. Ben çok net bir şey söyleyeyim: Belediye meclisi içinden vekil seçilecek, belediye başkanı seçilmeyecek. Bunlar vekil atadılar. Örnek veriyorum: Yalova Belediyesi’nde belediye başkanı görevden uzaklaştırıldığında sırf çoğunluk AK Parti içinde diye, belediye içinden vekil seçmişlerdi, hatırlayın. Ama şöyle bir durum var: KHK ile düzenledikleri bir maddede, 'Terör olduğunda kayyum atayabiliriz' diyorlar. O yüzden bir belediyemizi, 'terör' deyip aldılar ki kayyum atayabilsinler. Çünkü Esenyurt Belediyesi’nde çoğunluk bizde. Bu kadar net. Gerçekten hem yapılan işte bir utanmazlık var, sonrasında devam ederken de milletin aklıyla alay eden bir küstahlık var. Açsınlar, okusunlar. Peşi sıra üç maddede yazıyor ne olduğu. Esenyurt‘taki bütün belediye meclis üyelerine 'Siz de teröristsiniz' diyorlar, 'Size bırakmayız, biz kayyum atayacağız' diyorlar. Ama esas olan da 'Bizim müteahhitlerin ihtiyacı var, o arsalara, o katlara' diyorlar. 'Siz vermiyorsunuz' diyorlar."
''Meclis'te kalıp ama erken seçim için her mücadeleyi yapmak lazım''
CHP Lideri Özel, ''Önceki Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu, sineyi millet çağrısı yaptı. Siz de ‘Sineyi millet tuzaktır. Hodri meydan erken seçim’ dediniz. Meydanlara mı çıkacaksınız” sorusunu şöyle yanıtladı:
"Sineyi millet tartışmaları sosyal medyada, her kriz anındaki çok popüler tartışmalardır. Ben dün Esenyurt ilçe başkanlığında MYK toplantımız bitti, çıktık otobüsün üstünde konuştuk. Ben Kemal Bey'in de o değerlendirmelere iştirak ettiğini bilmiyordum açıkçası. Kemal Bey'e cevaben söylenmiş bir şey değidi. Bu her kriz anında sosyal medyada 'Sineyi millete dönün.' Ama gördük ki sosyal medyada 'Sineyi millete dönün'ü kışkırtan hesapların altında, bu rejime yakın, elverişli hesapların bunu kışkırttığı var. Oradan ben bütün muhalefete uyarıda bulundum. 'Sineyi millet' demek, 'İstifa et, git' demek. Seçime zorlamak için. Şimdi siz AK Parti'nin hele hele bu her şeyi yapabilme kapasitesini görüyorsunuz. Biz 140-130 milletvekili istifa ettik ve 'Erken seçime gidin, biz çekildik' dedik, gittik. Anayasa diyor ki '90'ıncı günü takip eden pazar günü ara seçim yapacaksın. Sadece boşalan yerler için.' Manisa'daki üç milletvekili için yapılacak. Biz protesto ettiğimiz ve çekildiğimiz Meclis’e girmek için bir daha aday da olamayacağız. Biz erken seçim istiyoruz ama o ara seçim yapılıyor. Siyaseten bir tavır koymuşsun, 'çekildim' dediğin Meclis’e geri girmeye mi çalışacaksın? Giremeyeceksin. AK Parti, MHP o milletvekillerinin hepsini alacak, milletvekili sayısı 400'ün üzerine çıkacak, Anayasa'yı referandumsuz değiştirecek güce sahip olacaklar. El yapımı bomba gibi, siyasete sineyi millet tartışması tuzaklıyorlar. Sineyi millet ara seçim doğurur, felaket doğurur. Meclis'te kalıp ama erken seçim için her mücadeleyi yapmak lazım. Biz erken seçim için Meclis'te, meydanda, sokakta her yerde en sert ve en net mücadeleyi veriyoruz. Dozunu arttırarak devam edeceğiz. Erken seçime zorlamak vatanseverliktir. Sineyi milleti savunmak tuzağa düşmek, tuzağa çekilmektir. Onu o nedenle açıkladım.
"Zaten milletin sinesindeyiz şu anda"
Sayın Genel Başkan aslında kendisi bu konuyu bilir, geçmişte de bu konuda itiraz eden değerlendirmeleri vardı. Ama maalesef sosyal medya odaklı bir takım arkadaşlar var, Sayın Genel Başkan'ın iletişimine katkı sağlayan. Onlar sosyal medyadaki tansiyon üzerinden böyle bir paylaşım yaptılar herhalde. Sonra Sayın Genel Başkan'ın Fikret Bila'ya bir düzeltmesini gördüm. 'Benim de dediğim 'sineyi millet' demek ara seçim doğurmasın, erken seçim istesinler demek istiyorum' demiş. O doğru. O yeni tanımlamayı kabul edecek olursak, biz sineyi milletteyiz zaten. Genel Başkanımızın anlattığı gibi, erken seçimi zorlamak, vatandaşın sorunlarını konuşmak. Zaten milletin sinesindeyiz şu anda."
"Biz adayımızı hemen ilan ederiz ama kendisi aday olmayacaksa kim aday olacak"
Özel, “Ekrem İmamoğlu doğal bir cumhurbaşkanı adayı olarak kendiliğinden şekilleniyor mu” sorusuna şu yanıtı verdi:
"CHP seçime bugünden hazır durumda ve aday belirleme noktasında da en geniş mutabakatı sağlayacağız. Bizim 1.5 milyonu aşan üyemiz var, bunun da üzerine çıkabiliriz. Bunu hep söylüyorum, bu benim fikrim: Ben aday olmayacağım. Tek başıma aday olmayacağım gibi tek başıma adayı da belirlemeyeceğim. Partinin yetkili organları var, onlarda da tabii konuşacağız ama bunu en geniş mutabakatla yapacağız. CHP'nin birden çok seçenek konuşuluyor. Aday sorunu yok. AK Parti'nin adayı kim? Erken seçim istemiyorlarsa Erdoğan aday olamıyor. Biz 'Geç karşımıza. Hodri meydan. Gel' diyoruz. Biz adayımızı hemen ilan ederiz ama gelmeyip kaçıyorsa kendisi aday olmayacak demekse kim aday olacak? Hangi damat, hangi İçişleri Bakanı, hangi güç odaklarının kendi içlerindeki? Hadi, birkaç aday söylesinler de dinleyelim."
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, ''Esenyurt Belediyesi’nden sonra, ‘Hedefte İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) mi var soruları' gündeme geldi. Bu operasyonun İBB’ye yansıması nasıl olur mu” sorusuna, "Kafa karıştırıyor. Bu operasyondan sonra hedefte İBB mi var?' Şu kadarını söyleyeyim. Kafaları hiç karışmasın, alınlarını karışlarız" yanıtın verdi