Türkiye Belediyeler Birliği (TBB) ve İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Başkanı Ekrem İmamoğlu, “Daha bir hafta önce, İmralı'dan TBMM’ye açılım yapan akıl, bugün CHP’li bir belediye başkanını gözaltına alıyor” diyen İmamoğlu, “Bu iktidarın kurnazlıklarından bıktık kardeşim. Bu iktidarın kurnazlıklarından, milletin emanet ettiği koltuğa müdahale etmelerinden bıktık. Her sabaha bizi bir krizle uyandırma çabasındalar. Ta 2019’dan bu yana bunu yapıyorlar. Her sabaha başka bir problem, başka bir sıkıntı doğurarak, yüzlerce müfettiş, yüzlerce teftiş… Uydurma davalar, uydurma hakaretler, uydurma ithamlar, siyasetten uzaklaştırma çabaları, açılan mahkemeler; hiçbirisi bizi yıldıramaz. Niye biliyor musunuz? Bizim arkamızda siz varsınız, siz. Siz, milletimiz var. Onun farkında değiller” ifadelerini kullandı.
Ekrem İmamoğlu, Bursa’da bir dizi ziyaretlerde bulundu. Kentte ilk olarak Bursa Valisi Erol Ayyıldız’ı ziyaret eden İmamoğlu, ardından Bursa Büyükşehir Belediyesi’ne geçti. Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey ve kalabalık bir vatandaş topluluğu tarafından karşılanan İmamoğlu, kendisine sevgi gösterilerinde bulunan Bursalılara, belediye binası merdivenlerinden hitap etti.
Kendisinin TBB, Bozbey’in de Marmara Belediyeler Birliği Başkanı olduğunu hatırlatan İmamoğlu, “Marmara'nın içinde bulunan bu iki büyük şehrin, her konuda; ulaşımdan depreme, çevreden turizme… Aklınıza gelebilecek her hususta dayanışmasını arttıracak adımları atması, birbirini bütünleyen bir planlama yapması, sadece iki şehrin faydasına değil, bu ülkenin faydasına olacak adımlar olur” dedi.
''Ha bire demokrasinin şamarını yiyor, ama aklı başına gelmiyor''
“Biz ne istiyoruz biliyor musunuz” diyen İmamoğlu, şunları söyledi:
“Bu ülkenin kalkınmasını, bu milletin iyi olmasını, fakirlikle, yoksullukla, işsizlikle değil; refahla, zenginlikle, huzurla geleceğe bakmalarını sağlamanın gayreti içerisindeyiz. Onun için buradayız. Onun için dayanışmamızı sürdürüyoruz. Bakın bu dayanışma çabamız, sadece aynı partinin iki belediye başkanı arasında olan bir dayanışma çabası da değildir. Bu dayanışma çabası, siyasi parti ayrımı yapmaksızın, nasıl vatandaşımıza hizmet ediyorsak, aynı şekilde makamlarla da ortak masalar kurarak ama şehirlerin valilikleriyle ama parti ayrımı yapmaksızın diğer partiden seçilmiş, milletin iradesiyle göreve gelmiş, sonsuz saygı duyduğumuz diğer siyasi parti mensubu belediye başkanlarıyla… Allah aşkına parti nedir ki? İktidar olmak nedir ki? İktidar kim? Millet. Milletin iktidarı, milletin sahip olduğu bir makamı ziyaret… Mustafa Bozbey dostum da emanetçi, ben de emanetçiyim. Görevimiz halkın onayıyla başlar, halkın onayıyla biter. Buna başka türlü müdahale etmek isteyen akıl, ha bire demokrasinin şamarını yiyor, ama aklı başına gelmiyor.
''Daha bir hafta önce İmralı'dan TBMM'ye açılım yapan akıl..."
Sevgili hemşerilerim, sevgili dostlarım, bakın; daha bir hafta önce, 10 gün önce, İmralı'dan Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne açılım yapan akıl, bugün Cumhuriyet Halk Partili bir belediye başkanını gözaltına alıyor İstanbul Esenyurt'ta. Bu kişi, bir bilim insanıdır. Bu kişi, felsefe mezunu. Hacettepe Üniversitesi'nde bitirmiş, bu ülkenin üniversitelerinde profesör olmuş, bu ülkenin üniversitelerinde rektörlük yapmış, dekanlık yapmış ve farklı görevlerde bulunmuş. Van’dan başlayıp Hakkari'ye, sonra Ankara'ya, ta Isparta'ya, Mersin'e kadar, hatta Şanlıurfa'ya kadar, İstanbul'a kadar farklı üniversitelerde görev yapmış bir insanımız, vatandaşımız gözaltına alınıyor. Bu iktidarın kurnazlıklarından bıktık kardeşim. Bu iktidarın kurnazlıklarından, milletin emanet ettiği koltuğa müdahale etmelerinden bıktık. Bakın; buna gerek yok. Bunu yapmayın. Bu doğru değil. Bu yanlış. Bu şekilde sabahın 06.00’sında bir belediye başkanını, bir bilim insanını evinden alıp götürmenin ayıp olduğunu, hukuka aykırı olduğunu herkes bilir. Yahu belediye başkanı zaten. 09.00’da mesaisine gidecek. Yok! Algı yaratacaklar
“Fakirliği, yoksulluğu unutturmak için böyle algı operasyonları…”
Yargıyı, siyasetin ayarı için kullanan aklın, bu ülkede artık iktidarı bırakma vakti gelmiştir. Bu kadar net. Çünkü, bunu ancak kim yapar biliyor musunuz? Bunu ancak, milletten uzaklaşan akıl yapar. Milletin arasında olmayan akıl yapar. Çünkü o akıl, hala milleti zengin zannediyor; ama değil. Millet yoksullaştı. Milleti fakirleştirdiniz. Fakirliği, yoksulluğu unutturmak için böyle algı operasyonları… Yazıktır, günahtır bu memleketin demokrasisine. Dün, Ata'mızın bize emaneti Cumhuriyetin yıl dönümünü kutladık. 101 yıl önce Atatürk ne dedi biliyor musunuz? ‘Bu ülkeye eşitlik, adalet ve demokrasi vadediyorum’ dedi. Siz ise, 101 yıl sonra eşitliğini, adaleti ve demokrasiyi de bertaraf etmeye çalışıyorsunuz. Moloz yığına döndürdüğünüz bu atmosferi temizleyecek kadrolar burada. Hep beraber bunu yapacağız, hep beraber.
“Herkes bunların puanını verecek”
Bize bu tarz usulsüz, hukuksuz tutum ve tavırlarla hareket edenler, bir adım geri atacağımızı düşünüyorlarsa… Bizim derdimiz makam, mevki değil. Bu memleketin insanları iyi olsun. O iyi olana kadar, nasıl alın terimizle beraber, terimizin son damlasına kadar çalışacağımıza, buradan, bu kadim şehir, Osmanlı başkenti Bursa'dan söz veriyorum. Son damlasına kadar çalışacağız, son nefesime kadar çalışacağız. Memleketimizin iyi olması için çok çalışmamız lazım. Bu memleketin iyi olması için, huzura ihtiyacı var, adalete, vicdana, demokrasiye ihtiyacı var. Bu memleketi ‘Türk-Kürt’ diye ayırmaya çalışanların karşısında şöyle duruyoruz biz: Bu milletin 86 milyon insanı var ya, 86 milyon insanı, bu memleketin eşit hissedarı sevgili dostlarım, eşit hissedarı. Etlik kökenine bakmaksızın, inancına bakmaksızın hakkını, hukukunu korumak da bizim gibi yöneticilerin boynunun borcudur. Onun için olanı biteni Türk'ü de Kürt'ü de Laz'ı da Çerkez’i de Boşnak'ı da herkes görüyor. Herkes görüyor; herkes bunların puanını verecek.
“Biz, size mahcup olmamak için karar vermiş, ant içmiş, vatansever, cumhuriyetçi, Atatürkçü belediye başkanlarıyız”
Bu duygularla Bursa'dayız. Her sabaha bizi bir krizle uyandırma çabasındalar. Ta 2019’dan bu yana bunu yapıyorlar. Her sabaha başka bir problem, başka bir sıkıntı doğurarak, yüzlerce müfettiş, yüzlerce teftiş… Uydurma davalar, uydurma hakaretler, uydurma ithamlar, siyasetten uzaklaştırma çabaları, açılan mahkemeler; hiçbirisi bizi yıldıramaz. Niye biliyor musunuz? Bizim arkamızda siz varsınız, siz. Siz, milletimiz var. Onun farkında değiller. Biz, Yaradan'a sığınıyoruz, bir de milletimizin o ferasetine, bilgeliğine, aklına güveniyoruz. Allah bizi, size utandırmasın, mahcup etmesin. Mustafa Bozbey Başkanımıza çok üstün başarılar diliyorum. Omuz omuza… Hatamız varsa, birbirimizin hatasını düzelteceğiz. Eksiğimiz varsa, birbirimizin eksiğini tamamlayacağız. Çünkü biz, size mahcup olmamak için karar vermiş, ant içmiş, vatansever, cumhuriyetçi, Atatürkçü belediye başkanlarıyız. İşte o kadar. Hepinizi sevgiyle, saygıyla selamlıyorum.''
"Bir belediye başkanını, sabahın 06.00’sında, evinden gelip niye alırsınız Allah aşkına?"
İmamoğlu, konuşmasının ardından Bozbey tarafından makam odasında ağırlandı. İmamoğlu, burada yaptığı konuşmada da şu ifadeleri kullandı:
((Bir belediye başkanını, sabahın 06.00’sında, evinden gelip niye alırsınız Allah aşkına? Bu dünyanın neresinde var? Böyle bir algıyı yaratmaya çalışıyorsunuz? Yani bu milleti uyutacağınızı mı zannediyorsunuz. Bu milleti aldatacağınızı mı zannediyorsunuz? Yani bu millete yanlış yaptığınızda, bu millete kibrinizle birlikte hareket ettiğinizde, ukalalığınızı gösterdiğinizde, hukuksuzluğunuzu gösterdiğinizde, bu milletin vicdanı, adaleti, feraseti, bilgeliği sizi çarpar. Bu bakımdan ben eminim ki, bu millet, her şeyi görüyor. Gereğini yapacaktır. Biz de millete güvenerek, gerçekten onları temsil etme sorumluluğunu da üstümüze alarak, inşallah layık oluruz diyerek, Allah mahcup etmesin diyerek yürüyoruz.''