CHP Genel Başkanı Özgür Özel, New York Türkevi’nde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ile yaptığı görüşmede, Kıbrıs Barış Harekatı’nın tereddütsüz olarak haklı bir dava olarak görülmesi için uluslararası alanda mücadele etmeyi sürdüreceğini vurgulayarak, “Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin haklı davasının er ya da geç hak ettiği noktaya ulaşacağına yürekten inanıyoruz” dedi.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Sosyalist Enternasyonal Başkanlar Kurulu Toplantısı’na katılmak için bulunduğu Amerika Birleşik Devletleri’nin New York kentinde, KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ile bir araya geldi. İki isim görüşmeyi Türkevi’nde gerçekleştirdi. Özel’e görüşmeden duyduğu memnuniyeti dile getiren Tatar, Sosyalist Enternasyonal toplantısında Güney Kıbrıs’ın AKEL Partisi temsilcisinin Kıbrıs Barış Harekatı için kullandığı “işgal” tabirine CHP heyetinin gösterdiği tepkiyi anımsattı. Özel’in hem konuşma boyunca salonu terk etmesi hem de sonrasında AKEL Partisi yetkililerine tepki göstermesine teşekkür eden Tatar, “Ortaya koyduğunuz tepkiden dolayı sizleri tebrik ediyorum. Gereğini yaptınız. Çok da ses getirdi” dedi.
Özel görüşmede şunları söyledi:
"Söylememiz gerekenleri söyledik”
“Dün biz çok uluslu bir toplantıdaydık. Sosyalist Enternasyonal'in, dünyanın 77 ülkesinden temsilci partileri var, o toplantıda aslında çok da beklemediğimiz bir şekilde -çünkü toplantının gündemi bambaşka bir gündemdeyken- KKTC'nin adı anılmaksızın Güney Kıbrıs AKEL Partisi'nin yetkilisi, ‘Türkiye’nin 1974’te başlattığı ve süren işgal’ diye bir ifade kullandı -ve maalesef üzülerek ifade edeyim- hepimiz birbirimize baktık o anda ve baktım ki salonda böyle bir ifadenin kullanılmasında kimse kaşını kaldırıp atmıyor, onun üzerine dışarıya çıktık. Hızla terk ettik salonu. Konuşmasının bitmesini bekledik. Bittikten sonra söz alıp söylememiz gerekenleri söyledik. Türkiye'nin kuvvetli ve kimsenin aslında inkar edemeyeceği haklı tezlerini bir kez daha söyledik orada. Bizim oraya barış götürdüğümüzü, işgale niyetimiz olsa karşımızda hiç direnemeyecek haldeyken onlar, adanın tamamını alabileceğimizi ama o günden bugüne de çok uluslu toplum ne bekliyorsa Kıbrıs Türkü'nün ve Türkiye’nin yerine getirdiğini ama anlaşmazlıkların, uyuşmazlıkların sebebinin başkaları olduğunu ifade ettik. Bu hem Türkiye'de hem çok sayıda siyasi muhatabımız nezdinde önemli bir etki yarattı.
Sonrasında Sayın Büyükelçimiz, Sayın Genel Başkan Yardımcım yaptığımız bütün temaslarda bunun bizim tutumumuzu aslında Türkiye’nin bu tezlere karşı dünyanın neresinde olursa olsun hem reaksiyoner hem diplomasiyi kullanarak hem gerekli tepkiyi göstererek bu söylemleri olağanlaştırmamak lazım yani Türk ordusuna işgalci dendiğinde veya işte Kıbrıs Barış Harekatını hukuk dışı bir hareket olarak ifade edildiğinde, uluslararası hukuk alanında mahkum edilmeye çalıştığınızda tüm gündemleri terk edip bu konuda bir rıza üretene kadar o gündemi kendi tezlerimizle meşgul etmemiz lazım.”
"Tezlerine teslim olacak halimiz yok"
Biz Kıbrıs meselesinde Kıbrıs’ın iç işlerine karışmamayı, Kıbrıs’ın kararlarını Kıbrıslıların vermesini, Kuzey Kıbrıslıların vermesini, oradaki konularda ancak bizim herkesle olan dostluğumuzun, Kıbrıs içinde kolaylaştırıcılık olmasını düşünürüz. Sizin hem bizim geçmiş ziyaretlerimizde hem bugünkü konuşmanızda da ifade ettiğiniz yaklaşımlar son derece kıymetli. Biz bu çizgimizi muhafaza etmeye devam edeceğiz.
Bugüne geldiğimizde bu mevcut statükoyu işte defacto bir durum olarak tecrübe durumu da bambaşka kendi tezlerine göre tarif edenlerin tezlerine teslim olacak halimiz yok. Hep birlikte tarihin doğru tarafında duruyoruz. Tezlerimizi güçlü savunduğumuz, kendi gücümüzün farkında olduğumuz ve diplomasiyi sonuna kadar zorlandığımız ve Atatürk'ün gösterdiği yönde kişisel değil kurumsal ve güçlü ilişkileri tesis ettiğimiz, sabırla, ısrarla ve inatla bunu sürdüğünüzde burada çok güzel kararların alınacağını, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin haklı davasının er ya da geç hak ettiği noktaya ulaşacağına yürekten inanıyoruz. Bir kez daha sizin şahsınızda Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ndeki tüm vatandaşlarımızı, tüm soydaşlarımızı bir kez daha selamlıyoruz ve bundan sonra da hep birlikte olma yönündeki irademizi bir kez daha teyit ediyoruz.”