Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD), Milli Eğitim Bakanlığı tarafından yayımlanan taşımalı eğitime erişim yönetmeliğinde yapılan değişikliklerle ilgili açıklama yaptı. Açıklamada, “Yönetmeliğin 11. maddesinde, eğitim kurumuna 30 kilometreden fazla uzaklıkta bulunan öğrencilerin yatılı bölge ortaokulları ve pansiyonlu okullara yerleştirilmesi öngörülmekte ve bu durum, yurtlarda cemaat - tarikat yapılanması tehlikesi nedeniyle öğrencilerimizin güvenliği açısından endişe oluşturmaktadır” denildi.
Açıklamada, Milli Eğitim Bakanlığı tarafından yayımlanan Taşımalı Eğitime Erişim Yönetmeliği ile yapılan değişikliklerin, fırsat eşitsizliği yaşayan çocukların eğitim hakkının ihlali niteliğinde olduğu belirtildi. Açıklamada, uygulamadan dönülmesi istendi.
Açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“Yönetmeliğin 11. maddesinde, eğitim kurumuna 30 kilometreden fazla uzaklıkta bulunan öğrencilerin yatılı bölge ortaokulları ve pansiyonlu okullara yerleştirilmesi öngörülmekte ve bu durum, yurtlarda cemaat - tarikat yapılanması tehlikesi nedeniyle öğrencilerimizin güvenliği açısından endişe oluşturmaktadır. Ayrıca, yatılı okula gitmek istemeyen öğrencilerimizin eğitim hakkından yoksun kalacak olması, Anayasamızın 42. maddesine aykırıdır. Anayasamızın 42. maddesinde, kimsenin eğitim ve öğrenim hakkından yoksun bırakılamayacağı açıkça ifade edilmektedir.
Köy okulları kapatıldı, tekrar açılacağı söylendi ama bu söz yerine getirilmedi. Seçim vaadi olarak sunulan ücretsiz okul yemeği sözü de yine yerine getirilmedi. Eğitimde dinselleşme adımları hızlandırıldı, öğrenciler sistematik bir şekilde laik eğitimden uzaklaştırıldı. Şimdi de taşımalı eğitimin kaldırılacak olması Anayasa'nın laik devlet ve sosyal devlet ilkesine açıkça aykırıdır.
Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği olarak laik, bilimsel, karma ve kamusal eğitimi savunmak amacıyla 35 yıldır olduğu gibi, bu süreçte de öğrencilerimizin yanındayız. Eğitimde fırsat eşitsizliğini daha da derinleştirecek, tarikat ve cemaat tehdidini daha da artıracak bu uygulamadan hemen dönülmelidir. Bu uygulamanın tasarruf önlemleri gerekçe gösterilerek yapılıyor olması ise daha da trajiktir. Eğitimden tasarruf olmaz, çocukların eğitime ulaşma hakkı engellenemez."