18'i tutuklu 61 kişinin yargılandığı Ayhan Bora Kaplan suç örgütü davasının Sincan Cezaevi Kampüsü'nde devam eden duruşmasında, ''suç örgüt tarafından öldürüldüğü '' öne sürülen Mahfuz Tatar’ın ağabeyi müşteki İlhan Tatar, "Bu olayın içinde Süleyman Soylu'nun, Yüksel Kocaman'ın bulunduğunu'' ileri sürdü. Müşteki ifadelerine ilişkin savunma yapan tutuklu sanıklar tahliyelerini talep etti.
Ayhan Bora Kaplan suç örgütüne ilişkin 18'i tutuklu 61 kişi hakkında Ankara 32. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki davanın duruşması Sincan Cezaevi’nde devam ediyor. Bir önceki duruşmada ara kararını açıklayan mahkeme Arif Buğra Meşe ile Furkan Anıl Bahar’ın yurt dışı çıkış yasağı adli kontrol tedbirleriyle tahliyesine karar vermişti. Böylece davada tutuklu yargılananların sayısı 18'e düşmüştü.
Duruşma kimlik tespitinin ardından başladı. Mahkeme Başkanı'nın söz vermesi üzerine hayatını kaybeden Mahfuz Tatar’ın kız kardeşi Vesile Tatar, duruşmaya katılma talebinin olduğunu belirtti. Mahfuz Tatar’ın annesi Aslıhan Tatar ise, “Adalet yerini bulsun davaya katılmak istiyorum” dedi. Ardından söz alan Mahfuz Tatar’ın ağabeyi İlhan Tatar, "Bu olayın içinde Süleyman Soylu'nun, Yüksel Kocaman'un bulunduğunu'' iddia etti ve ''Devlette çeteleşme var'' ifadesini kullandı.
Müştekilerin açıklamalarına karşı savunmalar alındı
Duruşmada müşteki beyanlarına karşı sanıkların beyanları dinlendi. Tutuklu sanıklardan Ayhan Bora Kaplan suç örgütünün yöneticilerinden Fethi Koyuncu, "Dosyada kendimle alakalı suç teşkil eden bir şey yok, valelerin tapelerinde sadece ismim geçiyor orada da günlük konuşmalar var. Tahliyemi talep ediyorum” dedi. Etkin pişmanlık kapsamında dilekçe gönderen Koyuncu, "Karıştığım bir olay yok ki anlatayım" dedi. Geçtiğimiz duruşmada serbest bırakılan Furkan Anıl Bahar, "Hakkımda adli kontrol tedbirleri var, kaymakamlık sınavına hazırlıyorum bu yüzden beraatimi talep ediyorum" beyanında bulundu.
"Asılsız ve gerçek dışı iddialarla bazı basın ve yayın organlarında kamuoyu baskısı oluşturuluyor"
Tutuklu sanık Kanber Keskin, şunları söyledi:
''Ben suç örgütü üyesi değilim. Suç işlemediğim içinde neyin savunmasını yapacağımı bilmiyorum. Tüm delillere bakıldığında benim suçsuz olduğum ortadadır. Mehmet Taha Ergin olayında da mekana çökme gibi bir durum söz konusu değildir. Ergin’de mahkemede ‘yanlış anlaşılma olduğunu’ ifade etmiştir. Emirhan Bostancı’nın darp edilmesi olayında da olayın benle ilgisinin olmadığı ortaya çıkmıştır. Polislerin yönlendirmesiyle beni tanımadığı halde teşhis ettiğini huzurunuzda beyanda bulunmuştur. Asılsız ve gerçek dışı iddialarla bazı basın ve yayın organlarında kamuoyu baskısı oluşturup, suçlu suçsuz ağır cezalar vermenizin istenildiği ortadadır. Sayın hakimim buna boyun eğmeyeceğinizi umuyorum. Hakkımda somut delil yokken beni dört duvar arasında tutsak etmeye devam edeceğiniz mantığıma ve vicdanıma sığmıyor."
Müşteki Altan Tozar’ı vuran Levent Erdoğan, "Altan Tozar’ı vuran dair bilirkişi ‘olayı Levent Erdoğan planlamaktadır. Çünkü silahıyla gidiyor’ diyor. Ben silahımın olduğunu zaten saklamadım ki. Serdar Sertçelik’in ifadelerini de kesinlikle kabul etmiyorum. Tahliyemi ve beraatimi istiyorum” dedi. Geçtiğimiz duruşmalarda müşteki Altan Tozar dinlenmişti. Levent Erdoğan’ın kendisini "Bora Kaplan’ın selamı var" diyerek vurduğuna ilişkin beyanı iddianamede yer alan Altan Tozar, duruşmada Levent Erdoğan’la aralarında kavga olduğunu, sanayide vurularak yaralandığını, hastanede polis memurlarının olayı Kaplan’ın yaptırdığını söylemesini istediklerini iddia etmişti.
"Aynı lokasyonda olmamız hayatın olağan akışına aykırı değil"
Erdoğan’ın ardından tutuklu sanık Mahfuz Tatar cinayetinden 15 yıl hüküm giyen ve serbest bırakılan Muhammed Kaplan söz aldı. Muhammed Kaplan, "Bir dosyada 40 tane şüphe olur mu? 15 ifade vermiş 16’ncısını kağıda bakarak okudu Erkan Doğan. Ben eşimden ayrıldım, annem kanser oldu başkanım siz rahat mısınız? Artık yeter. Ben HTS kayıtları nedeniyle bu dosyada tutukluyum. Pek çok insan artık aynı baz istasyonundan sinyal verebiliyor. Aynı lokasyonda olmamız hayatın olağan akışına aykırı değil. Evlerimizin ve iş yerlerimizin Çankaya’da olması nedeniyle aynı istasyonlarda baz vermemiz normaldir. Tahliye talebim var" ifadelerini kullandı.
Emniyet müdürü Çiftçi: "Organize suç örgütüne 'susarak' yardım etmekten yargılanıyorum"
Tutuksuz sanıklardan üçüncü sınıf emniyet müdürü Necdet Atilla Çiftçi, "Organize suç örgütüne yardım etmekten yargılanıyorum bu davada bilgi vermek yerine. Nasıl yardım etmişim? Susarak. Soruşturmanın genişletilmesi talebimiz var. O gün büroda çalışan herkes dinlensin. Adli kontrol tedbirinin de sona erdirilmesini istiyorum" dedi.
"Kolluk kuvvetlerinin yaşadığı aşırı güç zehirlenmesi onların hukuksuz işler yapmasına neden olmuştur"
Tutuklu sanıklardan Tansel Aktan, "Kolluk kuvvetlerinin yaşadığı aşırı güç zehirlenmesi onların hukuksuz işler yapmasına neden olmuştur. Bizi sizin önünüze atan kolluk kuvvetleri kendileri de suça bulaştı. Yaptıkları kanunsuz işlemlerin hepsi ayaklarına dolandı. Bu kadar entrika arasında tutunduğum tek şey mahkemenizin vereceği karardır. Ben hiçbir suç örgütüne üye olduğumu kabul etmiyorum" dedi. TikTok paylaşımları hakkında da konuşan sanık Aktan, “Kaplan’dan dükkan açarken yardım istedim, sanatçı çevresinden. Sağ olsun o da yardım etti ve ben de bu videoları paylaştım. Bu videolara tamamen art niyette anlam yüklenmiştir. Tahliyemi ve beraatımı talep ediyorum” dedi.
Duruşmaya saat 13.00'a kadar ara verildi