İzmir’de 18 okulun açık alanları ile spor salonlarının ihaleye çıkarılması kararına İzmir Atatürk Lisesi Mezunlar Derneği’nden tepki geldi. İzmir Atatürk Lisesi Mezunlar Derneği Başkanı Murat Saraç, “Okulda narkotik olayların ve adli vakaların başlayabileceği kuvvetle muhtemeldir” dedi.
Milli Eğitim Bakanlığı ile Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı arasında imzalanan protokol kapsamında İzmir’in 8 ilçesindeki 18 okulun duvarları, açık ve kapalı spor sahaları ve otopark olarak kullanılmak üzere bahçelerinin 5’er yıllık süreyle ihaleye çıkarılması kararına tepkiler devam ediyor.
İzmir Atatürk Lisesi, Gazi Ortaokulu ve Nevvar Salih İşgören Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nin de aralarında bulunduğu 18 okulu kapsayan protokolle çıkılan ihaleye İzmir Atatürk Lisesi Mezunlar Derneği, İzmir İl Milli Eğitim Müdürlüğü önünde gerçekleştirdiği basın açıklamasıyla tepki gösterdi. Açıklamaya, CHP İzmir İl Başkanı Şenol Aslanoğlu, CHP İzmir Milletvekili Rıfat Nalbantoğlu, CHP İzmir eski Milletvekili Atila Sertel, DEM Parti Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir Milletvekili İbrahim Akın, CHP İzmir Kadın Kolları Zahide Kurun da katılarak destek verdi.
“Hiçbir kriminal hadiseye rastlanmamıştır”
Açıklamayı İzmir Atatürk Lisesi Mezunlar Derneği Başkanı Murat Saraç yaptı. İzmir Atatürk Lisesi’nin eğitim ve ülke alanındaki önemine değinen Saraç, şunları söyledi:
“Okulumuz 1888 den bu yana eğitim vermekte olan, Kentsel Sit alanı içinde yer alan, Türkiye çapında ‘tarihi okullar’ vasfına haiz köklü bir eğitim kurumu olup bugüne kadar gerek lise eğitimi gerek üniversite yerleştirmedeki başarıları, ulusal ve uluslararası pek çok kültürel, sportif ve bilimsel alanlardaki şampiyonlukları ile kamuoyu gündeminde ayrıcalıklı bir yere sahip bir eğitim kurumudur. Son iki yılın üniversite sınav birincileri okulumuzdan çıkmış, özel okullar pençesindeki eğitim sistemimiz içerisinde okulumuz milli eğitimin yüz akı ve gurur kaynağı olmuştur. İki Başbakan ve sayısız bakanın yanında erken Cumhuriyet’in çağdaş eğitim sistemini bizlere kazandıran ilk Milli Eğitim Bakanları mezunumuzdur. Okulumuzun adı bu güne kadar herhangi bir şekilde adli bir olaya karışmamış, güvenlik sorunu yaşanmamış, narkotik başta olmak üzere hiçbir kriminal hadiseye rastlanmamıştır. Yönetmelik değişikliklerine kadar okulumuzun gelir getirici kaynakları Okul Aile Birliğimiz ve okul idaremizin kontrolünde son derece başarılı bir şekilde yönetilmiş, elde edilen gelirlerle okulun ve öğrencilerimizin ihtiyaçları karşılanmıştır. Gündüzlü ve yatılı kız/ erkek öğrenciler ile toplamda bin 500'e yakın öğrencinin eğitim aldığı okulumuzda karma eğitim uygulanmakta, okulumuz yerleşkesinde bir adet kız, bir adet erkek öğrenci yurdu hizmet vermektedir.”
“Okulda narkotik olayların ve adli vakaların başlayabileceği kuvvetle muhtemeldir”
İhalenin okulda güvenlik sorunlarını da beraberinde getireceğinin altını çizen Saraç, şu ifadeleri kullandı:
“Bu bilgiler ışığında yapılması düşünülen ihale hakkında çok ciddi endişelerimiz bulunmaktadır. Özellikle tüm Türkiye'de kamuoyunun gözünde otopark işletmeciliği konusunda genel anlamda bir tereddüt ve çekincelerin bulunduğu ortamda ihale yoluyla eğitim kurumunun içine dahil edilecek üçüncü kişi ya da firmaların okulun güvenliğini, yapısını, eğitimin fiziki ve sosyal şartlarını tehlikeye düşürebilecek vasıflara sahip olabilecekleri, öğrenci temelli bir ilim ve irfan yuvasının bütünlüğünü zedeleyecekleri, ihale şartnamesinde belirtildiği üzere okul idaresinin yetkisi ve kontrolü dışında 17.00-07.00 saatleri arasında işletmecilik yapılarak okulda yer alan kız ve erkek öğrenci yurtlarında kalan öğrencilerin korunmasız kalacağı, her çeşit tehlikeye maruz kalabilecekleri, okulda narkotik olayların ve adli vakaların başlayabileceği kuvvetle muhtemeldir. Bu bir eğitim kurumu için asla kabul edilemez bir durumdur. Ayrıca spor salonunun ve halı sahaların daimi bir şekilde ve uzun süreli kiraya verilmesi de bu alanlardan okul öğrencilerinin yeterince yararlanamayacağı, kiralayanlarca bu kullanımların engelleneceği endişesini doğurmaktadır. Eğitim yerleşkelerinin amacı, bu alanlarda eğitim gören öğrencilerin huzur ve emniyetini sağlayacak, daha iyi ve çağdaş şartlarda eğitim almalarını temin edecek her türlü alan ve olanakların yaratılmasıdır. Belirtilen alanların şartnamede yer alan koşullar altında üçüncü şahıslara kiraya verilmesi, yukarıdaki amaçların gerçekleşmesine mani olacağı gibi, gerek gündüzlü öğrencilerin gerekse yatılı öğrencilerin, bugüne kadar okulumuzda rastlanmamış kriminal ve narkotik tehlikelere maruz kalmalarına sebep olacaktır.”
“Devletin eğitim kurumları asla bir rant kapısı olarak görülmemelidir”
İhalenin eğitim açısından yarar sağlamayacağını belirten Saraç, ‘rant’ tepkisi göstererek şöyle konuştu:
“Yetersiz ihale şartnamesi gereği tüm gelirlerin Milli Eğitim Bakanlığı hesabına aktarılacak olması ve okullara görünürde hiçbir pay ayrılmaması nedeniyle okulların bu ihalelerden yararlanması bir yana, üstüne maddi külfetlerle karşılaşacağı, büyük sorunlar yaşayacağı son derece açıktır. Yapılması düşünülen ihalelerin gerek çağdaş eğitim mantığına aykırılıkları, gerek boşluklarla dolu şartnameleri, gerek süreleri, gerekse ekonomik özellikleri ne okullar ne de Milli Eğitim açısından hiçbir yarar içermemekte olup bilim ve kültür odaklı çağdaş eğitim sistemimizle hiçbir surette bağdaşmamaktadır. Devletin eğitim kurumları asla ticari bir işletme, bir rant kapısı olarak görülmemelidir. Bu düşünceler doğrultusunda ilan edilen ihalelerin çok büyük sakıncalar yaratacağı, son derecede kötü bir emsal teşkil edeceği aşikardır. Mezunlar Derneği başta olmak üzere okulumuzun paydaşlarının, okulumuzun yer aldığı ilçemizin, İzmir ve Türkiye kamuoyunun endişeleri ve tepkisi en yüksek seviyededir. Sonradan telafi, tamir ve tazmin edilmesi çok zor olacak tehlikeler arz edecek, çağdaş eğitim sistemine aykırı bu ihalelerin derhal iptal edilmesi gerekmektedir.”