Ankara Büyükşehir Belediye (ABB) Başkanı Mansur Yavaş, "Uluslararası Keçiören Türk Dünyası Şöleni"nde konuştu, "Son günlerde konuşulan konuları görüyorsunuz. Türk kültünden gocunmaya başladılar. Hatta biri çıktı 'Türk diye bir şey yok' dedi. Oysa Altaylardan Tunaya kadar işte burada gördüğümüz bütün temsilciler, bütün Cumhuriyetler Türklüğünü yaşıyorlar. Bundan sonra bize düşen TÜRKSOY gibi diğer kuruluşlarla birlikte işbirliğimizi geliştirmek. Gaspıralı'nın söylediği gibi; dilde, fikirde ve işte birliği sağlamak durumundayız" dedi.
Keçiören Belediyesi ve TÜRKSOY'un iş birliğiyle Keçiören Gül ve Lavanta Bahçesi'nde "Uluslararası Keçiören Türk Dünyası Şöleni" düzenlendi. Şölene, Keçiören Belediye Başkanı Mesut Özarslan, ABB Başkanı Mansur Yavaş da katıldı.
Yavaş şöyle konuştu:
"Şunu mutlaka bilmemiz gerekiyor; Altaylardan Tunaya kadar Türkçe konuşarak her yere varabiliyorsunuz. Ve bu Türk Cumhuriyetlerini geldiğiniz zaman orada dinlediğiniz bir hikayeyi aslında bildiğinizi, orada anlatılan bir efsanenin burada konuşulduğunu, dolayısıyla aslında ortak kültürün Orta Asya'dan yayılıp dünyanın her yerine yayıldığını görüyorsunuz. İşte 70-80 yıllık bir ayrılıktan sonra tekrar vuslata kavuşuldu. Mustafa Kemal Atatürk 80 yıl önce şunu söylemişti; bir gün Türk Cumhuriyetlerinin hepsi bağımsız olacak. Ancak bizler şimdiden onlarla olan işbirliğimizi sürdürmek, bir araya gelmek için hazırlık yapmalıyız demişti. Maalesef bu epey bir ihmal edildi. Çünkü ülkemizdeki bazı gruplar bunu ırkçılık, şovenlik olarak gördüler. Bunun asla mümkün olmadığını söylediler. Onların ne Türklüğü ne Müslümanlığı kalmıştır diyerek bu işin önünü kapattılar. Ama Türk Cumhuriyetleri bağımsızlığına kavuştuktan sonra görüldü ki onlar orijinal haliyle bozulmamış kültürleri, bozulmamış dilleriyle, lehçeleriyle aynı şekilde bırakıldığı gibi durmaktalar. Buradan gidenlere şöyle söylediler; buradan çekik gözlü gittiniz, badem gözlü geldiniz. Atla gittiniz, uçakla geldiniz dediler. Ve oralarda buradan giden Türk kardeşlerini bekliyorlardı. Ve Son olarak söylemek istediğim şudur; son günlerde konuşulan konuları görüyorsunuz. Artık Türkiye'nin Anadolulu gibi uydurma kavramları konuşulmaya başladı. Kimileri rahatsız olmasın kimi de bundan memnun olsun diye Türkı kültüünden gocunmaya başladılar. Hatta biri çıktı dedi biliyorsunuz; Türk diye bir şey yok dedi. Oysa Altaylardan Tunaya kadar işte burada gördüğümüz bütün temsilcileri, bütün Cumhuriyetler Türk'lüğünü yaşıyorlar.
"
Bundan sonra bize düşen TÜRKSOY gibi diğer kuruluşlarla birlikte işbirliğimizi geliştirmek. Gaspıralı'nın söylediği gibi; dilde, fikirde ve işte birliği sağlamak durumundayız. Bu nedenle biz yakın zamanda bir Tataristan'a iş gezisi yaptık. Buradan iş adamlarımızı götürdük. Daha sonra Kırgızistan'a götürdük. Geçen hafta da Kosova'ya gittik. Oradaki kardeşlerimizle Türkiye'deki iş insanlarını yan yana getirip kazan kazan anlayışıyla birbirimize katkı olalım hem Türkiye güçlü olsun hem kardeşlerimiz güçlü olsun diye çalışmalarımız devam ediyor ve etmeye devam edecek. Çünkü son yaşananları gördük ki Türk'ün Türk'ten başka dostu yok. En ufak bir şeyde rakipleri destekliyorlar. Bir olmak zorundayız iri olmak zorundayız diri olmak zorundayız. Onun için hem bu şekilde kültürel çalışmalarla hem de siyasi çalışmalarla inşallah birlik ve beraberliğimizi arttırmak durumundayız. Bugünkü buradaki hazırlık TÜRKSOY ve Keçiören Belediyemizin birincisini yaptığı Türk dünyası şöleni çok önemli bu açıdan. İnşallah Keçiörenliler ile Mesut Başkanım bir gün Türk kardeşlerinin yanında götürür. Buradan bir ekiple Türkiye'deki şu anda yaşanan kültürü oraya tanıtma fırsatı bulur."