Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) İzmir Şubesi üyeleri, açlık sınırının altında kalan maaşları protesto etti. “Geçinemiyoruz haberiniz olsun” diyen gazeteciler, medya patronlarına “Bir an önce ücretlerin insanca yaşanabilecek bir seviyeye gelmesi için adımlar atın. İzmir’de çalışan gazeteciler olarak bir kez daha söylemek isteriz ki, geçinemiyoruz” çağrısında bulundu.
Artan yoksulluk ve hayat pahalılığı milyonlarca vatandaşı açlık sınırının altında yaşamaya mecbur bırakırken, İzmirli gazeteciler de ‘Geçinemiyoruz’ eylemi yaptı. Türkiye Gazeteciler Sendikası(TGS) İzmir Şubesi’nin düzenlediği eylemde gazeteciler, açlık sınırının da altında kalan maaşları protesto etti.
Eyleme, TGS İzmir Şube Başkanı Nil Kahramanoğlu’nun yanı sıra eski CHP İzmir Milletvekili ve eski İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Atila Sertel, eski CHP Milletvekili Musa Çam ve sendika temsilcileri de katılarak gazetecilere destek verdi.
Konak ilçesi ÖSYM Binası önünden Türkan Saylan Kültür Merkezi’ne yürüyen gazeteciler, “İş, ekmek yoksa haber de yok”, “Herkesin sesi basın emekçisi”, “Mesleğimiz için yürüyoruz” ve “Emek özgürse basın özgürdür” sloganları attı.
Gazeteciler adına konuşan TGS İzmir Şube Başkanı Kahramanoğlu, enflasyonist ortamda sene başında alınan zamlı maaşların karın tokluğuna dahi yetmediğini belirterek, şunları söyledi:
“Karın tokluğuna bile çalışmıyoruz”
“Türkiye ağır bir ekonomik kriz yaşıyor. İktidar her ne kadar bu krizi kabul etmese de özellikle son iki yıldır ciddi bir yoksullaşma yaşanmakta. Elbette bu yoksullaşmadan gazeteciler de nasibini alıyor. Biz gazetecilerin ortalama ücretleri, açlık sınırına hatta onun da altına geriledi. Türk-İş’in haziran verilerine göre Türkiye’de açık sınırı 18 bin 978 lira. Son yıllarda TÜİK, gerçek enflasyonun yarısının da altında oranlar açıkladığı için, ücretlerimize yapılan zamlar da gerçekçi olmadı. TÜİK’in yıllık enflasyonu yüzde 71.06, bağımsız akademisyenlerin oluşturduğu ENAG’ın yüzde 113.08, İstanbul Ticaret Odası’nın enflasyonu ise yüzde 82.14. Peki temmuzda bizlerin ücretlerine ne kadar zam yapıldı? Yüzde 0. Yazıyla da rakamla da sıfır. Yılın başında asgari ücret seviyesine getirilen maaşlarımızla ayakta kalmaya çalışıyoruz. Aldığımız yemek ücretleriyle 10 gün yemek yiyemiyoruz. Yani karın tokluğuna bile çalışmıyoruz. Tüm bu kötü tabloya rağmen üç kuruşa, kalemimizi satmadan, mesleğimizin ilkelerini yerine getirmeye mücadele ediyoruz.”
“Haber yapmak için değil haber olmak için toplandık”
Geçim derdine düşmüş gazetecilerin işlerinde verimli olamayacağını hatırlatan Kahramanoğlu, şu ifadeleri kullandı:
“Hemen her gün yurdun dört bir yanında açlık, yoksulluk haberleri yapan, işçinin, memurun, emeklinin ‘Geçinemiyoruz’ çığlıklarını iktidara, patronlara duyurmaya çalışan bizler de bu çığlığa ses katıyoruz. Geçinemiyoruz! Burada haber yapmak için değil haber olmak, gazete patronlarına sesimizi duyurmak için toplandık. Evine girecek ekmeğin derdine düşmüş bir gazeteciden iyi haber bekleyemezsiniz. Ev sahibinden gelecek telefondan, elektrik-su faturasına bakmaktan korkan gazeteciden özverili çalışma bekleyemezsiniz. Çocuğunun oyuncak istemesinden korkan gazeteciden basın özgürlüğünü savunmasını bekleyemezsiniz. Kitap alamayan, sinemaya, tiyatroya, konsere gidemeyen gazeteciden yaratıcılık bekleyemezsiniz.”
“Bıçak kemikte!”
Medya patronlarına çağrıda bulunan Kahramanoğlu, şunları kaydetti:
“Gazetecilik, tarihin hiçbir döneminde çok para kazanılan bir meslek olmadı ancak bu dönemki kadar da yoksullaşmamıştık. Gazeteciler bu kadar yoksulken, İzmir’de açlık sınırında, Anadolu’nun birçok ilinde açlık sınırının altında ücretlerle çalışırken, bu toplumun gerçeklere ulaşma şansı olamaz. Yoksullaşmamızın tek sorumlusu medya patronları değil hiç şüphesiz. Yıllardır iktidarın bu alanda uyguladığı politikaların da büyük katkısı var. Kâğıt fiyatları her gün artarken gazetelerin ana gelir kaynaklarından biri olan resmi ilan fiyatları aynı oranda artmadı. Gazetecilik mesleği hedef göstermeler, gözaltılar, tutuklamalar, yargılamalar ile iktidar eliyle itibarsızlaştırıldı. Gazeteciye duyulan güven yok edildi. Patronlar baskı altına alındı, medya kurumlarına el kondu. Türkiye Gazeteciler Sendikası olarak defalarca çağrı yapmamıza rağmen uyarılarımız dikkate alınmadı ve bugün ülkenin dört yanında bu tabloyu yaşıyoruz. Türkiye Gazeteciler Sendikası İzmir Şubesi olarak İzmir’deki tüm medya patronlarına, işverenlere çağrımızdır. Bir an önce ücretlerin insanca yaşanabilecek bir seviyeye gelmesi için adımlar atın. İzmir’de çalışan gazeteciler olarak bir kez daha söylemek isteriz ki, geçinemiyoruz! Artık bıçak kemikte. Bu kentte gazeteciliğin devam edebilmesi için, basın özgürlüğü için, okuyucunuzun haber alma hakkı için adım atmak zorundasınız. Çünkü bizim artık daha fazla sıkacak kemerimiz, yapacak fedakârlığımız, daha fazla küçültecek bir hayatımız kalmadı.”
“Çünkü haberci olmazsa haberiniz olmaz”
Sektördeki baskılara da değinen Kahramanoğlu, ‘Gazeteci olmazsa haber olmaz’ diyerek şunları söyledi:
“Biz gazetecilerin haklarının gasp edilmesine sessiz kalmayın. Sesimizin ve sözümüzün özgürlüğü tüm toplumun özgürlüğüdür. Çünkü haberci olmazsa haberiniz olmaz. Bugün aynı zamanda bizimle ses çıkarmak isteyen ama sendikaya yürüdüğü için işten çıkarılma korkusuyla yüz yüze olduğundan yanımızda olamayan meslektaşlarımızdan haberdarız. TGS İzmir olarak bunun da takipçisi olacağız Haklarımızı alamadığımız yerde eylemlerimizi çeşitlendirecek ve sürekli hale getireceğiz. Biz gazeteciyiz ve buradayız. Haberiniz olsun.”