Türk Tabipleri Birliği (TBB), TBMM'ye sunulan ve sokak hayvanlarına "ötenazi" yapılmasını öngören kanun teklifinin geri çekilmesini isteyerek, "Ne yazık ki merkezi ve yerel yönetimler 'Hayvanları Koruma Kanunu’nun gereklerini yerine getirme konusunda sınıfta kalmıştır" eleştirisinde bulundu.
TTB'den yapılan yazılı açıklamada, sokak hayvanlarına yönelik düzenlemeler içeren kanun teklifi ile ilgili değerlendirmede bulunuldu. Sokak hayvanları için "ölüm fermanı" olan bu teklifinin geri çekilmesi istenilen açıklamada, şunlar kaydedildi:
"Ne yazık ki merkezi ve yerel yönetimler Hayvanları Koruma Kanunu’nun gereklerini yerine getirme konusunda sınıfta kalmıştır. Hayvan haklarını ve yaşamını yok sayan hükümetler, belediyeler, partiler, bakanlıklar, resmi kurumlar ile sokaklar ve kentler güvenli hale getirilemez. Bugüne dek üretim ve ticaretin yasaklanması gerekirken, merdiven altı üretim, petshoplarda kataloglardan hayvan seçme, illegal yollarla yurtdışından cins hayvan ticareti devam etmiştir. Yetkili kurumlar hayvan sahiplerinin hayvanlarının bakımını takip etmemiş, sokağa terk etme gibi eylemlerine idari para cezaları uygulamamış, pek çok belediye Hayvanları Koruma Kanunu uyarınca veterinerlik hizmetleri, kısırlaştırma gibi görevlerini yerine getirmemiş, artan mama fiyatlarına yönelik vergi indirimleri sağlanmamış, artan veteriner hekim ve tedavi masraflarının karşılanabilmesi için zorunlu hayvan sigortası benzeri uygulamalar desteklenmemiştir. Görevini yapmayan belediyeler, denetleme yapmayan Doğa Koruma ve Milli Parklar Müdürlüğü, Tarım ve Orman Bakanlığı, şimdi kendi suçlarını bu kanun ile sokak hayvanlarına atmaya çalışıyor."
"Bu 'ölüm' kanununu hayvanların korunması ve özgürleşmesi hedefinden geri adım atma olarak görüyoruz
Sokak hayvanlarının yaşam alanlarından koparılıp sahiplendirilemezlerse öldürülmelerinin gündeme getirilmesi, merkezi ve yerel yönetimlerinin başarısızlıklarının maskelenmesinden başka bir şey değildir. Hayvanları Koruma Kanunu’nun neden uygulanmadığı, denetimlerin neden yapılmadığı, yaptırımlar ve cezalandırmaların neden devreye sokulmadığı gibi çok sayıda sorularımız yanıtsız kalırken; sokak hayvanlarının toplatılmasını ve katledilmesini getiren bu kanun taslağını kabul etmiyoruz. Bu 'ölüm kanunu'nu hayvanların korunması ve özgürleşmesi hedefinden geri adım atma olarak görüyoruz."
"İtlafta ısrar, COVID -19 mücadelesinde olduğu gibi akıl ve bilime ters düşmektir"
Sokak hayvanları için kısırlaştırma, gözetleme ve aşılama gibi birçok seçenek bulunmasına rağmen "ısrarla" itlaf uygulanmak istendiği belirtilen açıklamada, şöyle denildi:
"Sokak hayvanları için üretimin durdurulması, ticaretin yasaklanması, kısırlaştırma, aşılama, yerine bırakma ve gözetim gibi bilimsel, adil ve akılcı çözümler bulunmaktadır. Yapılan bilimsel çalışmalar itlafın kısırlaştırmadan daha az etkili ve geçici olduğunu bizlere göstermektedir. Gerek iktidarın gerekse yerel yönetimlerin bunları gerçekleştirecek insan gücü, araç gereç, donanım ve finansman kaynağı bulunmaktadır. Tüm bunlara rağmen itlafta ısrar, COVID -19 mücadelesinde olduğu gibi akıl ve bilime ters düşmektir. Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne sokak hayvanlarının itlafının gündeme getirilmesi bir çözüm değil, daha büyük bir katliamın gelen sesidir ve bu kanunun bir halk sağlığı önlemi olarak takdim edilmesi kabul edilemez. Sahipsiz sokak hayvanlarından geçen kuduz başta olmak üzere zoonotik hastalıkları, halk sağlığı ile gerekçelendirerek sokaktaki hayvanların ötenazisine yasal bir zemin hazırlamak bilimsellikten uzak, çarpıtılmış bir yaklaşımdır.
Diğer taraftan ülkemizde hayvan hastalıkları ve hayvanlardan geçen hastalıkların önlenmesi konusunda gerekli yasal düzenlemeler, hayvanların itlafı ile değil, Türkiye’de 'tek sağlık sistemi'nin kurumsal olarak oluşturulabilmesi ile mümkündür. Asıl üzerinde durulması gereken, buradaki eksikliklerin bir an önce tamamlanması olmalıdır."