İşçi Sağlığı İşçi Güvenliği Meclisi (İSİG) yayınladığı mayıs ayı raporunda yüksek sıcakların başladığını ve önümüzdeki günlerde daha da artacağını hatırlatarak sıcağa bağlı iş cinayetlerinin yaşanmaması için yasal düzenleme yapılması gerektiğini açıkladı.
İSİG, geçtiğimiz yıl sıcakta çalışırken beyin kanaması ve kalp krizi geçirerek hayatını kaybeden PTT, enerji, inşaat işçilerini hatırlatarak “ Bu yıl da Adana’da bir tarım işçisi kalp krizi sonucu hayatını kaybetti” dedi. 2024 yılında Mayıs ayı ile beraber aşırı sıcakların başladığını belirten İSİG, sıcağa bağlı iş cinayetlerinin yaşanmaması için önlem alınması gerektiği konusunda yetkilileri uyardı:
“Sıcaklık önümüzdeki günlerde hızla artacak ve 40-50 derece sıcakta açık alanda çalışan işçiler var. Peki, işçiler bu kadar sıcakta çalışmak zorunda mı? Bu kavurucu sıcakla bedensel gücümüz sınanmak zorunda mı? Oysa çalışma saatlerinde düzenlemeye gidilmesi ve hava sıcaklığının daha düşük olduğu saatlerde çalışılması, uygun (hafif ve nefes alabilen) iş kıyafetlerinin sağlanması, serinletici ekipmanlar ve havalandırmanın oluşturulması, dinlenme molaları gibi önlemler alınmalı.”
Gerekli önlemlerin alınmadığını, işçilerin yüksek dereceli sıcak havalarda çalıştırılmaya devam ettiğinin vurgulandığı İSİG rapaorunda işçilerin hakları hatırlatıldı:
“Gerekli önlemler alınmadığı takdirde işçilerin hukuken “çalışmaktan kaçınma hakkı” var ancak işçiye bu hakkını kullanma çağrısı yapmak büyük bir çoğunlukla kuru laf olarak kalıyor. Bu hakkı ancak “örgütlü işçiler” hayata geçirebiliyor. Konumuz olan “sıcakta çalıştırma”da ise Türkiye’de bir yasal düzenleme söz konusu değil. Bu düzenlemenin yapılması için her düzeyde mücadele etmek de işçi sınıfının bir görevi olarak önünde duruyor.”
Mayıs Ayında 139 işçi Hayatını Kaybetti
İSİG'in yüzde 70’ini ulusal basından yüzde 30’unu ise işçilerin mesai arkadaşları, aileleri, iş güvenliği uzmanları, işyeri hekimleri, sendikalar ve yerel basından öğrendiği bilgilere dayanarak tespit ettiği verilere göre Mayıs ayında en az 139 işçi hayatını kaybetti. Raporda tespitler şöyle sıralandı:
"İnşaat, tarım ve taşımacılık işkollarındaki iş cinayetleri tüm ölümlerin neredeyse üçte ikisini oluşturuyor. Bu işkollarındaki ortak özellik taşeron, mevsimlik, yevmiyeli gibi istihdam biçimlerinin egemen olması, günde ortalama 10-12 saat olan çalışma süreleri ve iş baskısıdır. Güvencesiz çalışmanın sonucu olarak da yoğun bir biçimde iş cinayetleri meydana gelmektedir.
Trafik, servis kazaları taşımacılık ve tarımda; ezilme ve göçükler inşaat, tarım, maden ve metalde; yüksekten düşmeler ise inşaatlarda yoğunlaşmıştır. Kalp krizi ve beyin kanamaları ise neredeyse her işkolunu yatay kesen bir ölüm nedenidir. Burada aşırı-yoğun-fazla çalıştırmanın bir sonucunu görmektedir..
MESEM, tarım, inşaat, sanayi, genel işler ve motokurye çocukların ölümleriyle beraber yılın ilk beş ayında 24 çocuk işçi hayatını kaybetti. Yaz aylarında (özellikle mevsimlik tarım merkezli) kitlesel artışın bir sonucu olarak çocuk işçi ölümleri daha da artacaktır.
İş cinayetleri esas olarak sanayileşmiş büyükşehirlerde yoğunlaşıyor. Diğer yandan tarımsal bölgelere ve her şehirdeki inşaat faaliyetlerine dikkat çekmek gerekiyor. Yine Anadolu şehirlerinin neredeyse tamamına yayılan “OSGB gerçekliği” var.
Mayıs ayında 2’si metal ve 1’i enerji olmak üzere en az üç sendika üyesi işçinin hayatını kaybetti. İş cinayetlerini işçi örgütlülüğünün, denetiminin önleyeceğini tekrar vurgulamalıyız.
Mayıs ayında en az 7 göçmen işçi ölümü meydana geldi. Göçmen işçi ölümlerinin bir kısmında kimlik bilgilerine bile ulaşamıyoruz. Yine birçok göçmen işçinin kayıtsız oldukları için iş cinayetlerinin saklandığını da unutmamak gerekir.”