İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) iştiraki KİPTAŞ'ın Genel Müdürü Ali Kurt, AKP’nin İBB Başkan adayı Murat Kurum’un seçime yönelik vadettiği 650 bin sosyal konut projesini eleştirdi. Kurt, “Artık son dönemde TOKİ mağdurları diye bir kavram gelişti Türkiye’de. Biz Türkiye’de KİPTAŞ olarak sabit taksitle sosyal konut üretilebileceğini gösterdik. Başka biri bu vaatte bulunsaydı karşılığı olabilirdi ama Sayın Bakan’ın bu işin en başında bulunduğu kurumdayken, ki karnesi ortada, performansı ortada. Çok gerçekçi değil” dedi. Kurt teslim edilen konut sayıları hakkında ise şu bilgiyi verdi: "TOKİ’nin 2019’dan 2024’e kadar İstanbul’da teslim ettiği konut sayısı 8 bin 500. Biz KİPTAŞ olarak 10 bin 39 tane teslim ettik. Bu hafta sonu 550, önümüzdeki hafta içi de 850 konutu daha teslim edeceğiz. Yani 11 bin 200 rakamını bulacağız"
AKP’nin İBB Başkan adayı Murat Kurum’un yerel seçime yönelik çalışmaları kapsamında vadettiği 650 bin sosyal konut projesine karşı eleştiriler sürüyor. İBB iştiraki KİPTAŞ'ın Genel Müdürü Ali Kurt da dün Kadıköy’de katıldığı bir projenin temelinin atılması sonrasında konuya ilişkin ANKA Haber Ajansı’na değerlendirme yaptı. Kurt, şunları dile getirdi:
“Murat Bey bu vaatlerini yerine getirebilir mi, bence getiremez. Çünkü bu yapının, yani konut üretiminin başında olan Toplu Konut’un da bağlı olduğu Çevre Şehircilik Bakanlığı yaptığı 5 yılda bu kadar konut üretememiş bir kişinin bir büyükşehir belediye başkanıyken bunu yapması gerçekçi değil. Artı, İstanbul’da 650 bin konut yapmak için gerekli imarlı arsa hiçbir kamu kurumunda yok. Milli Emlak’ta da yok, TOKİ’de de yok, büyükşehirde de yok. Yani gerçekçi vaatler değil ama maalesef biz seçim dönemlerinde hep 50, 100, 250 bin konut kampanyaları, gerçekçi olmayan konut kampanyaları duyuyoruz. Bu da üzücü bir şey. Çünkü vatandaşın kafasını karıştırıyor ve zaman kaybediyoruz. Şu anda TOKİ’nin 2019’dan 2024’e kadar İstanbul’da teslim ettiği konut sayısı 8 bin 500. Biz KİPTAŞ olarak 10 bin 39 tane teslim ettik. Bu hafta sonu 550, önümüzdeki hafta içi de 850 konutu daha teslim edeceğiz. Yani 11 bin 200 rakamını bulacağız. Yani iki kurumu topladığınızda yapan sayı 20 bin 5 yılda. Şimdi siz tüm Türkiye’de ürettiğiniz konut sayısını masaya yatırdığınızda Sayın Eski Çevre Şehircilik Bakanı Murat Kurum’un, bu sayılara ulaşamamışken büyükşehir belediye başkanı olunca nasıl ulaşacak? Bu gerçekçi değil.
“TAMAMEN SEÇİM YATIRIMI”
Büyükşehrin bütçesi açısından da gerçekçi değil. Tamamen bir seçim yatırımı. Biz hep söylüyoruz. Kurumları hiçbir zaman kötülemiyoruz. Toplu Konut kurumu, önemli bir kurumdur ama son dönemde kötü yönetilen bir kurumdur. Artık son dönemde TOKİ mağdurları diye bir kavram gelişti Türkiye’de. Biz Türkiye’de KİPTAŞ olarak sabit taksitle sosyal konut üretilebileceğini gösterdik ve bu dönemde dört tane projenin temelini atıp tamamladık. Sosyal konut kapsamında dört proje, normalde 50 farklı noktada şantiyemiz vardı. Bunların 34 tanesine yakınını tamamladık ama Toplu Konut İdaresi, sabit taksitle sosyal konut üretemiyorken Türkiye’de, gelip İstanbul’da 650 bin konut yapacağım, 100 bin depo konut yapacağım gibi vaatler maalesef gerçekçi değil. Umarım bizim yaptığımız modellerden örnek alırlar ve merkezi yönetim de sabit taksitle vatandaşa sosyal konut edinme imkanı sunar. Bizim tek beklentimiz budur. Bu da iş birliğiyle ancak olabilecek bir şey. Şu anda aslında İstanbul’daki riskli yapıların çözümü noktasında şöyle bir avantajımız var.
“BİRLİKTE ÇALIŞALIM ÇAĞRIMIZA KARŞILIK BULAMADIK”
Merkezi yönetim farklı bir siyasi yapı, yerel yönetim farklı bir siyasi yapı; bu iki siyasi yapı yan yana gelip tek sesli bir söylemde bulunursa vatandaşı ikna etme konusunda çok daha hızlı yol alırız ama maalesef biz bir türlü bir araya gelemedik. Bunun da bu dönemi aslında seçim propagandası olarak kullanılmasından kaynaklı olduğunu görüyoruz. Çünkü biz her dönem dedik ki merkez yönetime, ‘Gelin, riskli yapıda oturanlara uygun kredi imkanları sunalım’. İstanbul Yenileniyor’da 1,7 milyon insanı kapsayan bir başvurumuz var ve insanlar bu borç yükünün altından kalkamıyorlar. O yüzden kamu bankalarının bu insanlara destek olması lazım ama bir türlü bu birlikte yapalım, çalışalım çağrımıza karşılık bulamadık. Demek ki sebebi de seçimmiş. İnsan canını etkileyen konularda böyle davranılması tabii ki üzücü ama tekrar söylüyorum. Başka biri bu vaatte bulunsaydı karşılığı olabilirdi ama Sayın Bakan’ın bu işin en başında bulunduğu kurumdayken, ki karnesi ortada, performansı ortada. Çok gerçekçi değil.”