Cumhuriyet Halk Partisi Lideri Özgür Özel, İzmir’de iş dünyasından temsilciler ile düzenlenen toplantıda konuştu, “İzmir’in toplumsal yaşamına müdahale edilmemesi noktasında, kişisel hak ve özgürlükler noktasında, yaşam biçimine müdahale noktasında yaşayabilecekleri olumsuzlukların yaşanmayacağı süreç, bizim sandıktaki birlikteliğimizden geçiyor” dedi.
İİzmir Ticaret Odası Meclis Toplantı Salonu’nda yapılan iş dünyası buluşmasına Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel’in yanı sıra CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Deniz Yücel, Genel Başkan Yardımcısı Murat Bakan, CHP İzmir Milletvekilleri, Tuncay Özkan, Mahir Polat ve Yüksel Taşkın, İzmir İl Başkanı Şenol Aslanoğlu, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, CHP İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Özgener, İzmir Ticaret Borsası Başkanı Işınsu Kestelli ile İlçe belediye başkanları ve ilçe belediye başkan adayları da katıldı.
Özel toplantıda yaptığı konuşmada 31 mart yerel seçimleri, işsizlik, enflasyon başlıklarına değindi. Özel, şunları söyledi:
"CHP'NİN İŞ DÜNYASINA YAKLAŞIMI"
“Sosyal demokrat bir parti olarak CHP’nin zaman zaman çevre duyarlılığından, zaman zaman doğru mekanizmalar işletilmediği, yapılacak işin sürdürülebilir olmadığını gördüğünden, siyasetin öncelik belirleme işi olduğu için önceliklendirme tartışmalarından sanki bazı hizmetlere, bazı yatırımlara, bazı projelere karşı çıktığı ve sanki istemezükçü bir yaklaşım içinde olan parti olduğuna ilişkin ithamların tamamının, belli bir hata payımızı kendimize de alarak işin bu kısmını özeleştiriye dökerek ama CHP’nin hele hele sermaye düşmanı, iş hayatında iş dünyasının işlerini kolaylaştıracak teşviklere karşı çıkabilecek, onları cesaretlendirecek katkılardan mahrum bırakabilecek yönetim anlarından sanayicilerin, ticaret erbaplarının işinin kolaylaşmasının gelirin olabilmesi için üretim, üretimin istihdam demek olduğunun farkında olan bir bilinçle meseleyi doğru yerden tarif etmeye çalıştığımızı ifade etmek isterim.
1 Nisan sonrası bir gün misafir olursak daha geniş bir zamanda bütün dünya endüstri 4.0’ı yaşadığı ve 5.0’ın konuşulmaya başladığı süreçlerde, bizim emek 4.0 perspektifi ile neleri nasıl konuşmamız gerektiğini gündemleştirmek, sizlerle tartışmak, katkılarınızı almak, bunun sosyal demokrat bir perspektifle aslında sürdürülebilir ekonomi ve kalkınma açısından, toplumun iç huzuru, rahatı ve toplumsal barış açısından da ne kadar önemli olduğunu sizlerle birlikte detaylandıracak fırsatı özlediğimi ve talep ettiğimi ifade etmek isterim.”
"ÖZELLEŞTİRME SÜRECİ"
Özel, “Bir yandan bu ülkeyi yöneten hükümetin özelleştirmelerle, İzmir’de en çok söylenen kentteki ifadesiyle 10 yılda 15 milyon genç yaratırken, demir ağlarla ülkeyi dört baştan örerken, yapılan KİT yatırımlarının, yani özel müteşebbislerin yapamayacağı yatırımların, o gün devlet eliyle yapılmasının ve daha sonra yatırımların geliştirilmesinin, devredilmesinin sürecinin özelleştirme kısmında, 60 milyar dolarlık özelleştirmenin bugün Türkiye’yi yöneten hükümete nasip olduğunu, yine 79 yıllık Cumhuriyet tarihinde toplanan vergilerin tam 4 katının bugünkü iktidar döneminde toplanmış olduğunu da not etmek isterim. Biz KİT’leri, Sümer Bank’ı, o dönemdeki basma fabrikasını, kağıt fabrikasını, bot fabrikasını, lastik fabrikasını, çimento fabrikasını bunları halen devlet mi işletmeliydi sorusuna, evet diyecek bir CHP’li yok ama onların gelirlerinden, özelleştirmelerinden gelen gelirlerle bugün özel sektörün yapamadığı çok küçük birkaç örneğinden haberdarım.” diye konuştu.
“YILLARDIR İZMİR’E OY VERMİYORSUN, O YÜZDEN BU HALDESİN DİYORLAR”
AKP’nin İzmir’i cezalandırdığını ifade eden Özel, “Atatürk’ün annesine misafirlik yapan, Karşıyaka’da bağrında tutan İzmir. İlk kurşunu atan İzmir. Son kurşunu atan, düşmanı döken İzmir. Tek adamın ne olduğunu ve güçlü parlamento kuran bir demokrat adamın ne olduğunu bildiği için CHP’den vazgeçmemektedir. Yıllardır İzmir’e oy vermiyorsun ondan bu haldesin diyorlar. İzmir bile ve isteye geri bırakılmaya çalışılıyor. İzmir kendi potansiyeli, yöneticilerinin vizyonuyla, Tunç Başkandan da önce 3A alabilen ve Türkiye’nin kredi notunun çok ilerisinde bir güven telkin edebilmiş, mali disipliniyle, bu dönem sürüyor, gelecek dönem de sürecek” diye konuştu . Özel şunları kaydetti:
“BİR DEĞİŞİM VE DÖNÜŞÜM MESELESİ”
“İzmir’de belediye başkan adayları belirlerken, bütün Türkiye’deki gibi memnuniyet anketleri yaparız. Memnuniyet anketlerinde İzmir’deki yerel yöneticilerin en güçlük çektikleri yan şudur. İzmir seçmeninin notu kıttır. Buradaki belediyeleri başka bölgeye yolla, orada çok memnun olunan hizmetler burada İzmir seçmeninin CHP’li belediyelerden yüksek beklentisi yüzünden daha düşük noktalardadır. Bizim İzmir’de aday gösterdiğimiz, göstermediğimiz bütün arkadaşlarımız ve bugün gösterdiğimiz arkadaşlarımız, yerel yönetimler noktasında partimizi hiç utandırmamış ve sıkıntıya sokmamış. Bundan sonraki süreçle ilgili de çok umutlu olduğumuz arkadaşlarımız. Ama İzmir’de başka bir şey yapıyoruz. İzmir’de şunu yapıyoruz. Biraz önce Tunç Başkan da değindi, Cemil Başkan da sürdürdü. Bir değişim ve dönüşüm meselesi. Biz bugün İzmir’de Türkiye’yi yarın yönetecek kadroları, yarın yönetecek anlayışı ve bir değişim, dönüşüm olacaksa bunun tam yeri olan İzmir’de bu adımı atıyoruz.
“GENİŞ TABANLI İŞSİZLİK SON 32 YILIN EN YÜKSEK RAKAMINA ULAŞMIŞ DURUMDA”
Türkiye’nin son 32 ayın en yüksek geniş tabanlı işsizlik rakamlarına ulaştığını gösteriyor. TÜİK yüzde 9,1 ilan etti. Ancak bu 9,1 geçen aya göre 85 bin fazla işsiz demek. Ama bu hesaplarda sadece resmi işsizler var. Yani 3 milyon 241 bin kişi. Eksik istihdamdakiler yani haftada 2 saat ve daha fazla çalışanlar, toplam ki bunlar 3 milyon 235 bin kişi ki bu hesapta yok. Umutsuzlar, 4 milyon küsür kişi de ayakları şişmiş iş aramaktan, akbilde bilet kalmamış iş aramaya giderken basmaktan, oturmuş evde, umudunu kaybetmiş aramayan 4 milyon kişiyi de kattığınızda geniş tabanlı işsizlik son 32 yılın en yüksek rakamı olan yüzde 26,5’a dün ilan edilen rakamlarla ulaşmış durumda. Biz önümüzdeki dönemlerde bu konu ile ilgili çok kapsamlı raporlar ve geniş tabanlı işsizlik, genç işsizliğinin önlenmesine yönelik görüşlerimizi kamuoyu ile paylaşacağız.
“SEÇMENİN 2019 SEÇİMLERİNDEKİ MOTİVASYONU DEĞİŞMEDİ”
İzmir Ticaret Odası'nın, EPSO ve borsanın bu birlikteliği aslında Türkiye’ye örnek olacak bir birliktelik. Seçim döneminde ittifaklar çok konuşuluyor. Ben CHP’nin Genel Başkanı seçildiğim günlerde, ittifak kelimesini elbirliği ile yorduğumuzu, bunun yerine işbirlikleri, bölgesel ve yerel işbirlikleri yapabileceğimizi ifade etmiştim ama iş sürecin sonunda, pek çok siyasi partinin kendileri açısından anlaşılır, bizim saygı duyduğumuz şekil tek başlarına yarışa girmeleri gibi bir noktaya getirdi. Öyle olunca biz CHP olarak Cumhur İttifakı’nın karşısında Türkiye İttifakı ve İzmir için İzmir İttifakı diye bir ittifakın içinde yer almaktan başka bir yönelimimiz olmadı. İzmir İttifakı ve Türkiye İttifakı’nın ortak özelliği şu. Geçen seçimlerde ittifak yapmış olduğumuz seçmenle, yöneticileri ile anlaşamamış olabiliriz ama o seçmenle sandıkta vicdanların bir araya gelebileceği bir ittifaka ihtiyaç var. Çünkü o seçmenin 2019 seçimlerindeki motivasyonu değişmedi. O seçmenin motivasyonu saraya itiraz. Tek adam rejimine, git gide otoriterleşen sisteme itiraz, hukukun ayaklar altına alınmasına itirazsa devam ediyor. İzmir’in toplumsal yaşamına müdahale edilmemesi noktasında, kişisel hak ve özgürlükler noktasında, yaşam biçimine müdahale noktasında yaşayabilecekleri olumsuzlukların yaşanmayacağı süreç, bizim sandıktaki birlikteliğimizden geçiyor.”
“FAİZİN SEBEP, ENFLASYONUN SONUÇ OLDUĞU YÖNTEMİNİ ISRARLA UYGULADI”
Hissedilen enflasyon tartışmalarına değinen Özel, “Dünyada hiç kimse hükümetleri bundan 4 yıl önce enflasyon niye ülkende yükseldi diye suçlayamaz. Bunu suçlayan muhalefet Türkiye’de de varsa haksızdır, ABD’de de varsa haksızdır. Ulaşım aksamıştır, sürecin tamamı enflasyon yaratabilecek olumsuzluklarla bir aradadır. Yüzde 1 enflasyonlar 4-5’e, yüzde 3’lük enflasyonlar 7’ye, yüzde 5’lik enflasyonlar 11’e çıktığında bütün dünyadaki ekonomi yönetimleri o gün kaçınılmaz olarak ve geçici olarak enflasyonun biraz üzerinde, faiz teklif ederek, paranın başka enstrümanlara kaçmaması, fiyat artışını daha da körükleyecek işler yapmaması için faiz silahını kullanmayı tercih ettiler. Kimi 11’den, kimi 9’dan çevirdi. Kimi 7’den çevirdi enflasyonu ve kabul edilebilir bir seyre dönüştürdüler. Hükümeti kimse suçlamıyorken, o noktada bütün dünya gibi faiz silahı geçici, kısıtlı miktarda kullanılabilecekken bunu yapmanın Nas’a aykırı olduğunu iddia edip, ben ekonomistim diyen ama kendisini ekonomist kabul edelim, kendinden başka ekonomistin enflasyonun sebep, faizin sonuç olduğunu değil de faizin sebep, enflasyonun sonuç olduğu önermesine kendinden başka inanan kimse yokken, bu yöntemi ısrarla uyguladı. Şimdiki bakan bu yönetme irrasyonel politikalar diyerek, kendi çizgisini savunuyor. Ama burada da başka bir hata var. Mesele keşke öyle terzinin sökülmüş olan bir cebi dikmesi kadar basit olsaydı. Hatayı faizi artırmayarak yaptık, cep söküldü. Faizi artırırsak, cebi geri dikeriz” diye konuştu.
“263 MİLYAR LİRA TARIMA DESTEKLEME YAPILMASI GEREKİRKEN, 85 MİLYAR LİRA DESTEKLEME YAPILDI”
Gıda fiyatlarındaki artışa ilişin konuşan Özel, "Türkiye’de gıda fiyatlarındaki artış yüzde 71, dünyada yüzde 8. Diyorlar ki bütün dünyada gıda fiyatlarında artış var. Türkiye’de gıda fiyatlarında artış var çünkü o yaşanan süreçte tarımla ilgili biraz önce ticaret borsası başkanımın yaptığı uyarıların hiçbirisini dikkate almayan bir akıl yönetiyor Türkiye tarımını. Bir kere Avrupa Birliği’nin fonları var. Bunların yüzde 35’i tarıma ayrılıyor. Ayrıca içlerinde yüzde 20 kadarı da yerel kalkınmayla ilgili ama o yerel kalkınma ile ilgili olan kısmın içindeki kısmı da eklediğinizde Avrupa Birliği her 2 lirasından birini tarımı desteklemek için harcıyor. Türkiye’de resmi rakam yüzde 1, uygulanan onun da 5’te biri. Geçen sene Tarım Kanununun ilgili maddesi gereğince 263 milyar lira tarıma destekleme yapılması gerekirken, sadece 85 milyar lira destekleme yapıldığının, Türk çiftçisinin 178 milyar lira bu hükümetten alacaklı olduğunun, çiftçiye verilmeyen 178 milyar liranın kur korumalı mevduat için sadece hazineden ödendiğini ya da geçiş garantili köprüler için ödenen 165 milyar liranın çiftçinin alamadığı destekleme farkı olduğunu da bir kez daha hatırlatmak istiyorum” dedi.
“KADINLARA VE GENÇLERE BUNDAN SONRA ÇOK DAHA FAZLA ÖNEM VERECEĞİZ”
“Bütün adaylarımızı bir kez daha çağdaş ve güzel İzmirlilere emanet ediyorum” ifadelerini kullanan Özel “İzmir’in CHP’yi çok iyi tanıdığı, bildiği, anladığına şüphemiz yok ama İzmir hep yenileri yapmak için, daha iyileri yapmak ve cesur adımları atmak için çok önemli bir kent. Bir kentte bir adım atılacaksa, o kente Cumhuriyet değerlerine bağlı, gençler o kentte görevlendirilecekse, o kentte yepyeni bir yönetim anlayışı ile ilgili ilerleyen günlerde sayın başkanımın ifade ettiği gibi, her iki belediye başkanından biri kadın olacaksa bu İzmir’e yakışacak. Bu adım atılacaksa CHP tarafından atılacak. Gençlerin önünün açılmasını Deniz Baykal’a 35 yaşında 1975’te Türkiye maliyesini emanet etmiş bir partinin, Ahmet Taner Kışlalı’yı 37 yaşında Kültür ve Turizm Bakanı yapmış olan bir partinin, Bülent Ecevit’i 36 yaşında Çalışma Bakanı yapmış bir partinin, 30’lu yaşlarında Cumhuriyeti kurtarmış, 40’lı yaşlarında şaha kaldırmışların partisinin son Genel Başkanı olarak güzel, çağdaş İzmir’den, laik, Atatürkçü, Cumhuriyetin kenti İzmir’den bu partini son genel başkanı olarak, kadınlara ve gençlere bundan sonra çok daha fazla önem vereceğimizin sözünü veriyorum” diye konuştu.