Ankara’daki kadınlar ve LGBTİ ’lar, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla 18. Feminist Gece Yürüyüşü’nü düzenledi. Polis barikatlarına ve yağmura rağmen Sakarya Caddesi’nde yürüyen kadınlar, “Susmuyoruz, korkmuyoruz, itaat etmiyoruz”, “Kadın, yaşam, özgürlük” sloganları attı.
Ankara’daki 8 Mart Dünya Kadınlar Günü etkinlikleri, yağmura ve polis barikatlarına rağmen coşkuyla yapıldı. Ankara Kadın Platformu, saat 18.00’de Kolej Meydanı’nda buluşarak Sakarya Caddesi’ne sloganlarla yürüdü. Yürüyüşe; DEM Parti Diyarbakır milletvekili Sevilay Çelenk, SOL Parti Sözcüsü İlknur Başer, birçok siyasi parti ve kadın dernekleri katıldı. “Susmuyoruz, korkmuyoruz, itaat etmiyoruz”, “Kadın, yaşam, özgürlük” sloganlarının atıldığı yürüyüş, Sakarya Cadddesi’ndeki basın açıklamasıyla sonlandı. Ankara Kadın Platformu adına konuşan İlke Kumartaşlıoğlu, şunları söyledi:
“MÜCADELE EDEREK BİR BİR KAZANDIĞIMIZ HAKLARIMIZI TARTIŞTIRMAYACAĞIZ”
“AKP-MHP ittifakı kadın düşmanı politikalarla en temel haklarımıza saldırmaya devam ediyor. Medeni Kanun’da yapılmak istenen değişiklik ile kadınların nafaka hakkına göz koyulurken, ‘aile arabuluculuğu’ sistemi ile kadınların boşanması zorlaştırılarak ‘kutsal aile’leri içerisinde yola getirilmeye çalışılıyor. Bizler biliyoruz ki kadınları öldürenler en yakınlarındaki erkekler. Sadece bir günde 8 kadın eski eşi ya da boşanmaya çalıştığı erkekler tarafından öldürüldü. Devletin en temel sorumluluğu olan kadınların yaşam hakkını korumak, şiddeti önlemek, failleri cezalandırmak yerine kadınların kazanılmış haklarına saldırılıyor. İstanbul Sözleşmesi’nden imza çekilmesi sürecinde olduğu gibi, 6284 sayılı Kanun, aileleri dağıttığı gerekçesiyle tartışmaya açılıyor. Mücadele ederek bir bir kazandığımız haklarımızı tartıştırmayacağız. Haklarımıza da hayatlarımıza da sahip çıkıyoruz.
“İŞSİZLİKLE, AÇLIKLA SINANAN KADINLAR OLARAK EV İÇİ BAKIM EMEĞİMİZİN GÖRÜLMEMESİNİ KABUL ETMİYORUZ”
Yoksulluğun giderek derinleştiği, kadınların en güvencesiz, en esnek ve en ucuz işlere mahkum edildiği bu dönemde emeğimizin sömürüsüne karşı sesimizi yükseltiyoruz. Hakları ve emeği için direnen kadınların mücadelesini selamlıyor, direnişlerini dayanışmamız ile dört bir yanda büyütüyoruz. İşsizlikle, açlıkla sınanan kadınlar olarak ev içi bakım emeğimizin görünmemesini kabul etmiyoruz. Görünmeyen emeğimizin sesini yükseltmeye, emeğimize her alanda sahip çıkmaya devam edeceğiz.
“KADINLAR OLARAK SAVAŞLARDAN EN ÇOK BİZLER ETKİLENİYORUZ”
Dünyanın dört bir yanında emperyalist savaşlar ve işgaller devam ediyor. Savaş naraları atarak barışın sesini susturmaya çalışanlar iyi bilmeli ki, kadınlar barışta ısrarcı. Çünkü kadınlar olarak savaşlardan en çok bizler etkileniyoruz. Rojova’da direnen kadınları selamlıyoruz. Barışın egemen olduğu bir ülkeyi kurmak isteyenler olarak Filistin halkının direnişini selamlıyoruz. Nehirden denize özgür Filistin sözüne sahip çıkmaya devam edeceğiz.
Afeti felakete çeviren AKP-MHP ittifakı hala deprem bölgesindeki halkın taleplerini yerine getirmiyor. Ölüme terk edilen binlerce insan en temel hakları için mücadele etmeye, hesap sormaya devam ediyor. Kadınlar olarak her felakette olduğu gibi yine en çok etkilenen bizler olduk. Deprem bölgesinde hala barınma, beslenme, hijyen gibi en temel ihtiyaçları karşılanmıyor kadınların. Kadınlar, erkek şiddetine karşı en temel hukuki haklarına bile ulaşmakta zorlanıyor. Depremden etkilenen kadınların taleplerini büyütmeye, yaşam hakkımıza sahip çıkmaya devam edeceğiz."
“MİLYONLARCA ÇOCUK OKULA AÇ GİDİYOR, TARİKAT YURTLARINDA İSTİSMAR EDİLİYOR”
İlke Kumartaşlıoğlu, "Kadınlara yoksulluk, işsizlik ve kriz dışında bir şey vaat edemeyenler dişimizi biraz daha sıkmamız gerektiğini, fedakarlık yapmamız gerektiğini söylüyor. Bu ülkede milyonlarca çocuk okula aç gidiyor, tarikat yurtlarında istismar ediliyor. Üniversiteliler barınma haklarını talep ettiği için gözaltılar, soruşturmalar ile karşı karşıya kalıyor." ifadelerini kullandı, Çaresizlik, güvencesizlik ve geleceksizlik sonucu genç intiharlarının sayısının her geçen gün arttığına dikkati çekti.
“DÜNYAYI BİZE DAR ETMEYE ÇALIŞAN ERKEK EGEMEN SİSTEMİN YAKASINA YAPIŞMAYA DEVAM EDECEĞİZ”
Kumartaşlıoğlu sözlerini şöyle noktaladı:
"Yerel seçimlere gittiğimiz bu süreçte kamusal haklarımıza sahip çıkmaya kadınların ve LGBTİ ların eşit, özgür yaşadığı kentleri inşa etmeye kararlıyız. Kadınlar olarak bu kentin her yerinde vardık, varız ve varolmaya devam edeceğiz. Yaşamın her alanını örgütlemeye, erkek-devlet şiddetinin saldırılarına direnmeye, dünyayı bize dar etmeye çalışan erkek egemen sistemin yakasına yapışmaya devam edeceğiz.”
18. Feminist Gece Yürüyüşü adına Kırmızı Şemsiye’den Destina şöyle konuştu:
“PATRİYARKAL KAPİTALİZME KARŞI İNATLA YÜRÜYENLERİZ”
“Biz Patriyarkanın biçtiği rolleri reddeden kalıplara sığmayan feministleriz. Dilimize, etnik kimliğimize, cinsel yönelimimize, cinsiyet kimliğimize, inancımıza, inançsızlığımıza, varoluşumuza, bedenimize düşman olan patriyarkal kapitalizme karşı inatla yürüyenleriz. Evlerden sokaklara taşan, sokaklardan caddelere isyanı taşıyan feministleriz. İkili cinsiyet rejimiyle yaşamlarımızı kuşatan cis heteropatriyarkaya karşı duran kadın larız. İsyanımız da bizim arzumuz da. Örgütlenme hakkına saldırılan, dernekleri, örgütleri kapatılan, siyaset yapması engellenerek haksız yere hapishanelerde tutulan Kürt kadınlarız. ‘Jin Jiyan Azadi’ diye haykıranlarız.
“SAVAŞ POLİTİKALARINI REDDEDİYORUZ”
İçlerine hapsetmeye çalıştığınız evlerin bitmeyen işlerini üzerlerine yıktığınız kadınların isyanını duyuyor musunuz? Bizi yoksulluğa ve güvencesizliğe mahkûm eden, emeğimize el koyan patriyarkal kapitalizme karşıyız. Emeğimize sahip çıkmak için buradayız. Biz feministler, sağlık, barınma, ulaşım gibi en temel haklarımıza el koyan neoliberal kent politikalarının karşısındayız. Biz feministler, ırkçılığı, ayrımcılığı, sömürgeciliği, mülteci düşmanlığını ve dünyanın tüm coğrafyalarında devletlerin savaş politikalarını reddediyoruz.
“FEMİNİST BİR YAŞAMI BUGÜNDEN YARINA MÜCADELEYLE, BİRLİKTE KURUYORUZ”
Biz feministler; erkek şiddetinin, devlet şiddetinin, sermaye boyunduruğunun olmadığı özgür, eşit bir yaşam istiyoruz. Türkiye'de, Polonya'da, Arjantin'de, İran'da, Filistin'de, Rojava'da ve dünyanın her bir coğrafyasında patriyarkaya, sömürgeciliğe ve soykırıma başkaldırıyoruz. Homofobiyi, transfobiyi, orospufobiyi reddediyoruz. Bedenlerimizin, aşklarımızın, cinsiyet kimliğimizin, cinsel yönelimimizin, yaşımızın sorgulanmadığı eşit ve özgür bir dünya istiyoruz. Günün her saatinde özgürce yürüdüğümüz sokaklar istiyoruz. Geceleri de sokakları da meydanları da terk etmedik, terk etmiyoruz. O patriyarkayı yıkacağımızı söylemiştik. Şiddetin ve iktidarın olmadığı bir dünya kuracağız. Feminizmin yaktığı ateşle sokakları aydınlatacağız. Biz feministler; arzularımıza, tutkularımıza, umudumuza, neşemize, dayanışmamıza sımsıkı sarılıyoruz. Feminist bir yaşamı bugünden yarına mücadeleyle, birlikte kuruyoruz. Feminist bir dünya için buradayız. Yaşasın feminist mücadelemiz.”
8 Mart eylemleri, kadınların türküler söyleyip halay çekmesiyle son buldu.