CHP, İstanbul’un 39 ilçesinde seçime girecek belediye başkan adaylarını kamuoyuna tanıttı. Demokrasi şöleni havasında geçen aday tanıtım toplantısında, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu konuştu. İmamoğlu: “Bir kişinin kazandığı değil, 16 milyon insanın kazandığı dönemi başlattık. İstanbul, gücün ve paranın akış yönünü değiştirmeyi başardı. Bütün o yatırımları ve hizmetleri, onun için yapabiliyoruz. Gücün ve paranın akış yönünü değiştirdiğimiz için bizimle o kadar uğraşıyorlar. Onun için sıkıntıları var. Onun için gözleri dönmüş bir biçimde, bu seçimin için her şeyi yapıyorlar, yapacaklar. Bizden önce İstanbul'da güç, bir avuç insanın elindeydi. Onlar bu gücü sonuna kadar istismar ettiler. Her ay, onlarca parsel bazında imar artışları, Meclis’in koridorlarında geziyordu. Beş senede bu kardeşiniz, bu yoldaşınız, tek bir parsel bazında imarı, o Meclis salonuna sokmadı, sokturmadı. Talanı bu şehirden uzak tuttu” dedi.
CHP, 31 Mart 2024 yerel seçimlerinde İstanbul’un 39 ilçesinin belediye başkan adaylarını kamuoyuna tanıttı. “Büyük İstanbul Buluşması” başlığı altında düzenlenen “İstanbul İlçe Adayları Tanıtım Toplantısı”, Haliç Kongre Merkezi’nde gerçekleştirildi. Toplantıya; çok sayıda CHP milletvekili, CHP PM üyesi ve ilçe belediye başkan adayları katıldı. Yüksek katılımlı, coşkulu ve demokrasi şöleni şeklinde gerçekleştirilen buluşmada; “Ekrem Başkan’la tam yol ileri”, “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” ve “Her şey çok güzel olacak” sloganları atıldı. Saygı Duruşu ve İstiklal Marşı’nın ardından, sırasıyla; İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu ve CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik birer konuşma yaptı.
İlk konuşmayı yapan İmamoğlu’nun konuşması tekrar aday gösterilmeyen Sarıyer Belediye Başkanı Şükrü Genç’in taraftarlarının sloganları ile kesilmek istenince salonda “Ekrem başkan” şeklinde destek sloganları atıldı. İmamoğlu salonu sakinleştirmek için şunları söyledi:
“BURASI CHP: Bugün İstanbullu hemşehrilerimizin karşısına, tam kadro çıkıyoruz. Bu kadronun gençliği de var, tecrübesi de var, yeteneği de var, cesareti de var. Bu kadroda halkın sesi de var, nefesi de var. Bu kadroda kadının aklı, bilgisi, sağduyusu var. Sevgili dostlar, bu tablo, her şeye rağmen, çok önemli ve çok değerli bir tablodur.. Bizim demokrasi anlayışımızda, gelip orada afişlerini asabilirler ve burada insanlarla fikrini paylaşabilirler. Tepki gösterme anlayışı bizim partimizde var. Gelip afişlerini asıp, fikirlerini paylaşabilirler. Burası CHP” dedi. Tepkilerin devam etmesi üzerine İmamoğlu “Sevgili arkadaşlar, attığınız sloganlarla Şükrü Başkan'a ayıp ediyorsunuz. Onu söyleyeyim. Ayıp ediyorsunuz. Sevgili dostlar kızanlar olacak. Herkes bir şekilde bir zaman dilimi içerisinde bu partide belediye başkanı olarak atandı. İçinden yüz tane hikaye çıkar. Haksızlık, hukuksuzluk vesaire diye tartışmalar yapılabilir. 2008 yılında CHP içinde siyaset yapmaya karar vermiştim. O dönem, ikamet ettiğim ilçemde belediye başkan aday adayı olmaya karar verdim. Partim bunu uygun görmedi, başka bir aday getirdi. Ben aday yapılmadım. Aday yapılmadıktan sonra partimin uygun gördüğü adayın yanında durdum. Ne yazık ki seçimi kaybettik.
SEVGİLİ DOSTLAR; KIZANLAR OLACAK, ÜZÜLENLER OLACAK: Bu görev tayinini kabul ettim ve ilk olarak atanarak, 2009’un Eylül ayında göreve geldim. Tam 4 yıl ilçe başkanlığı yaptım. Ardından belediye başkan adayı olarak Beylikdüzü'ne Belediye Başkanı seçildim. 5 yıl ilçe belediye başkanlığı yaptım. Aileme söz vermiştim, ‘En fazla iki dönem yapacağım’ demiştim. Sonra Allah nasip etti, bizi İstanbul Belediye Başkanı adayı yapan bir partimle süreci yönettik. Ve Büyükşehir Belediye Başkanlığı koltuğunu, hep birlikte kazandık, milletimize hediye ettik. Ben, üç seçimdir CHP’deki bütün süreçleri iyi bilen birisiyim. Bana dediler ki dün, ‘Atama Parti Meclisi’nde. Görev tayinleri yapılıyor. Acaba bu aday tanıtımın birkaç gün sonra mı yapsak?’ ‘Hiç öyle bir şeye gerek yok’ dedim. İl Başkanım da aynı fikirdeymiş. Ve İl Başkanım, bugün yapılmasına karar verdi. Sevgili dostlar; kızanlar olacak, üzülenler olacak. Herkes bir şekilde, bir zaman dilimi içerisinde bu partide belediye başkanı olarak atandı. Aday oldu; kazandı, kazanamadı. Her birisi için süreç içinde yüz tane hikâye çıkar. Haksızlık, hukuksuzluk vesaire diye tartışmalar yapılabilir. Sizi burada temin ediyorum. Ben, hepinizin huzurunda İl Başkanımıza teşekkür ediyorum. İl Başkanı, kurulan sistemle birlikte, tek tek, ilçe ilçe araştırarak, soruşturarak, aday adayı veya adaylık süreçleriyle ilgili en araştırmacı, en demokrat, herkese gereken saygıyı gösteren süreç yönetilmiştir. Adaylarımız, partimize hayırlı olsun. İl Başkanım; sana teşekkür ediyorum. Bu kadar net.
İSTANBUL'DA DAHA BÜYÜK MESELEMİZ VAR: Bu partinin, bu ailenin bir bireyi olarak, herkesle bu süreci münazara ederim partimin odalarında, partimin kurullarında; ama burada etmem. Ama bu iddiayı ortaya koyar, İl Başkanımızı da hakkını teslim ederim. O bakımdan şimdi eğer buraya gelip, demokratik bir şekilde tepkinizi gösteriyorsanız, o da bugün bu salonu tanzim eden İl Başkanın demokratlığındandır. Ona da teşekkür ediyorum. Yarın da göstereceksiniz. Öbür günde göstereceksiniz. Ama 3 gün sonra yaralar sarılır, gönüller hoş tutulur, insanlar birbirini arar, kırılan gönüller tamir edilir ve yola çıkılır. İstanbul'da daha büyük meselemiz var. İstanbul seçimi A kişisi, B kişisi seçimi değil. Bu yola kendini adayan ve bu yola çıkan bir yol arkadaşınız olarak söylüyorum. Sonsuz bir mücadele gücüyle, sonsuz bir idealizm yolculuğunda, kararlı bir şekilde, gözünü kırpmadan her türlü mücadeleyi vereceğimden hiçbir Allah'ın kulunun kuşkusu olmasın. Bu yoldan dönmek yok.
BU YOL, SADECE İSTANBUL'DA BİR SEÇİM KAZANMA YOLCULUĞU DEĞİL: Bu yol, sadece İstanbul'da bir seçim kazanma yolculuğu değil. Bu öyle bir yolculuk ki, bugün ortaya konan siyaset manzarası gereği, bütün oluşumlara rağmen; halkın ittifakını, milletin bir araya gelişini, kentin uzlaşmasını, farklı siyaset görüşünde olan insanların bu şehrin çıkarını son damlasına kadar koruyacak şekilde yapılacak, büyük bir yolculuk. O bakımdan, duygusal tepkinizi ya da birtakım kırgınlıklarınızı dile getirin; saygıyla karşılıyorum. Ama burası, Cumhuriyet Halk Partisi'nin kürsüsüdür. Bu kürsünün size duyduğu saygı gibi, burada bulunan herkesin bu kürsüye saygı duyması gerekir. Lütfen, ben ve benden sonra çıkacak herkesin aynı saygıyla karşılanmasını, bütün katılımcılardan diliyorum.
BİZİM PARTİMİZDE HER GÖREV, BİR SIRA NEFERİ RUHU VE BİLİNCİYLE ÜSTLENİLİR: 2019’dan bu yana İstanbul'da hayata geçirdiğimiz icraatçı ve halkçı belediyeciliği hep birlikte daha üst seviyeye taşıyacağız. Birlikten doğan kuvvetle, İstanbul adına çok daha büyük işler başaracağız. Buradan bütün adaylarımızı kutluyorum. Her adaya, başarılar ve kolaylıklar diliyorum. Bayrağı devreden tüm değerli belediye başkanlarımıza, değerli arkadaşlarımıza ve özellikle her birisine tek tek teşekkür ediyorum. Aynı zamanda talip olan, bu sürecin içinde olan bütün değerli aday adaylarımıza da yürekten teşekkür ediyorum. Görevlendirmeleri yerine getiren parti kurullarımıza, ilçe ve il yönetimimize, MYK ile PM üyelerimize ve saygıdeğer Genel Başkanımıza yürekten teşekkür ediyorum. Ülkemize, şehrimize ve milletimize hayırlı uğurlu olsun. Partimizi temsilen çıktığımız bu yolda, her birimiz, Cumhuriyet Halk Partili olmanın onurlu ve ağır sorumluluğunu taşıyoruz. Bizler, yüz yıldır aynı idealleri, aynı değerleri paylaşan Cumhuriyet Halk Partilileriz. Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün yolunu yolumuz, sözünü sözümüz biliriz. Bizim partimizde her görev, bir sıra neferi ruhu ve bilinciyle üstlenilir. Büyük Önder, ‘Hiçbir şeye muhtaç değiliz. Yalnız tek bir şeye çok ihtiyacımız vardır: Çalışkan olmak’ demişti. Sevgili dostlar, çalışkan olacağız. Çok çalışacağız. Çok çalışacağız. En çok çalışandan daha çok çalışacağız.
2019’DA BAŞLAYAN YEREL YÖNETİM DEVRİMİNİ, İSTANBUL'DA VE TÜRKİYE'DE DAHA İLERİ TAŞIYACAĞIZ: Kaybedecek bir dakikamız, boşa harcayacak enerjimiz yok. Hepimiz aynı umutlarla, aynı hedeflerle yol yürüyoruz. Hep kol kola, omuz omuza olacağız. Cesur olacağız, hakkını talep edene, adalet arayana, eşitlik isteyene çare olacağız. Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılında, bu ilk yerel seçiminde çok çok önemli bir sınavımız var. Önemli bir misyonumuz var. 2019’da başlayan yerel yönetim devrimini, İstanbul'da ve Türkiye'de daha ileri taşıyacağız. Hedefimiz büyük. Yerel siyasetin, yerel demokrasisinin, evrensel standartlarının yeniden belirlenmesine model olacağız. Öncülük üstleneceğiz. 4,5 yılda İstanbul'da, iddiayla söylüyorum ki, bu yolda çok büyük işler başardık. 31 Mart'tan sonra göreceksiniz; İstanbul'un dört bir yanındaki ilçeler de halkçı belediyecilikle tanışacak ve birlikten doğa kuvvetle, birçok ilçede daha çok daha güzel, çok daha değerli işleri hep birlikte yapacağız.
ASLA ŞİKAYET ETMEDİK, ASLA VAZGEÇMEDİK: Elbette Büyükşehir Belediyesi ve ilçe belediyelerinin güçlerini birleştirip, halk yararına işler yapması için aynı partiden olmaları gerekmiyor. Biz, bunu da ispat ettik. Biz, 5 yıldır hiçbir parti ayrımı yapmadan, bütün ilçe belediyeleriyle birlikte çalışmak için her yolu denedik, deniyoruz. Her imkanı kullanıyoruz. Ama her seferinde bir kısım dirençlerle karşılaşıyoruz. Bu direncin kaynağının neresi olduğunu, kim olduğunu bütün ülke biliyor. Maalesef, özellikle AK Parti'nin pek çok ilçe belediye başkanı, bizimle yan yana gelemediler bile. İlçelerinde yaptığımız her işte görüşlerini, önerilerini aldığımız halde, ilçelerine yaptığımız her çalışma gezisinde, özenli bir biçimde onları arayıp açılışa, gezimize davet ettiğimiz halde, kendilerini bazen bizzat ben davet ettiğim halde, onlar gelemediler. Bunu tercih edenler var. Gelenler de var. Onlara da teşekkür ediyoruz. Bakın bunun anlamı ne biliyor musunuz? Ben, ilçe belediye başkanı olarak, bir kez bile davet edilmediğim, bir kez bile ziyaret edilmediğim belediye başkanlığı dönemimde, 20 defa gelse, 20 defa gider, onunla gezerdim. Çünkü bu makamlar, millete ait makamlar. İşte bunu karıştırıyorlar, bunu anlamıyorlar. Onlar kendilerini vatandaşa değil, onlar kendilerini bir kişiye karşı sorumlu hissediyorlar. Bunu yıkacağız. Talimatı halktan değil, bir kişiden alıyorlar. Önümüze çıkardıkları engelleri anlatmıyorum bile. Asla şikayet etmedik, asla vazgeçmedik. Her seferinde bütün engelleri aşıp, 16 milyon insanımıza hizmet etmenin en güçlü yolunu bulduk. Bu yolculuk, güçlü bir yolculuk oldu. Yolculuk daha güçlenecek. Çünkü biz, kendimizi bu şehre ve milletimize, 16 milyon insanını adadık.
BİZ, MİLLETİNE ADANMIŞ İNSANLARIZ: Öyle açıklamalar görüyorum ki… Bir gün bir açıklama yapıyor, diyor ki, ‘Yerel yönetimle iktidar aynı olmazsa, hizmet gelmez. Bak Hatay'a geldi mi?’ Deprem bölgesinde, depremde acısı olan insanların huzurunda bunu söylüyor. İki gün geçiyor, ‘Biz, Cumhuriyet Halk Partisi gibi, oy verene hizmet getirenlerden değiliz’ diyor. Şaka gibi. Milletin aklıyla alay etmek demektir bu. Milletin iradesiyle dalga geçmektir bu. Çok ayıp, çok yazık. Ama millet, aldanmayacak. Biz, biz onun için diyoruz ki, ‘Biz, milletine adanmış insanlarız. Göreceksiniz, milletimiz için çalışmaya devam edeceğiz. Çünkü, ne yaptıysak, bu millet için yaptık. Hem de onlardan çok daha ucuza, onlardan çok daha hızlı, onlardan çok daha doğru ve kaliteli bir biçimde yaptık. İşte ilk dönemde yaptığımız 65 kilometre metroyu, İstanbul'u 5 dönem hem de hükümet 20 yılında kendilerine aitken yönettiler, bu kadar çok metroyu yapamadılar. Bu hızda, bu kadar düzgün bir finansman modeliyle yapabildikleri tek bir dönemleri bile yok. Olamaz da. İsteseler de yapamazlar. Onların israf düzenine hizmet eden yönetim anlayışıyla; eşe, dosta, kamu kaynağı dağıtan iş ahlakıyla bu işler yapılamaz.
HALKIN KAYNAKLARINI İSRAF ETMEDİK: 5 yılda, bizden önce akıllarına gelmemiş, ihmal edilmiş, onlarca konuya el attık, çözüm ürettik. Birilerine rant üretmedik. Halkın kaynaklarını israf etmedik. Yeşil alanları, deniz kıyılarını, meydanları talan etmedik. Tam tersine buraları ihya ettik, güzelleştirdik, restore ettik. İnsanları mutlu eden ve özellikle halktan kaçırılan ne varsa, vatandaşın kullanımını açtık. Biz bunu korkusuzca yaptık. Bazen devletin gücünü bile, ne yazık ki çekinmeden bir yıkım yapmaya gittiğimizde karşımıza dizmeye çalıştılar. Polisimizi, kendi emellerine alet ettiler. Ama biz yılmadık. Vallahi milletin malını işgal eden varsa, oraya gittik, yıktık. Yıkmaya da devam edeceğiz. Bir kişinin kazandığı değil, 16 milyon insanın kazandığı dönemi başlattık. İşte ‘İstanbul başardı’ diyoruz ya; İstanbul, en temelde neyi başardı biliyor musunuz? Gücün ve paranın yönünü değiştirmeyi başardı. Gücün ve paranın akış yönünü değiştirmeyi başardı. Bütün o yatırımları ve hizmetleri, onun için yapabiliyoruz. Gücün ve paranın akış yönünü değiştirdiğimiz için bizimle o kadar uğraşıyorlar. Onun için sıkıntıları var. Onun için gözleri dönmüş bir biçimde, bu seçimin için her şeyi yapıyorlar, yapacaklar.
BİZDEN ÖNCE İSTANBUL'DA GÜÇ, BİR AVUÇ İNSANIN ELİNDEYDİ: Ama biz, her sabah bu kadim şehrin dört bir yanında yaşayan insanlarımıza daha iyi bir yaşam kalitesi sunma kararlılığımızdan asla vazgeçmeden, ayağa kalktık. Her sabah bu şehrin yoksullaştırılmış, ötekileştirilmiş ve görmezden gelinmiş insanları için adalet dağıtma azmiyle iş başı yaptık. İş başı yaptığımız günden itibaren, adaletsiz ve insafsız gelir dağılımı anlayışından dolayı fakirleştirilmiş insanlarımıza nefes alacak çözümler ürettik. Şükürler olsun ki bu şehri daha adil, daha yeşil ve daha yaratıcı şehir yapma hedefimizde epey yol aldık. Bu şehirde haysiyetli bir hayat sürdürebilmek için, durmadan çalışan insanlarımıza sahipsiz olmadıklarını gösterdik. Ve biz, bu aziz şehirde sessizlerin ve kimsesizlerin sesi ve temsilcisi olduk. Çünkü bizde Cumhuriyet terbiyesi var. Çünkü bizde Cumhuriyet Halk Partisi terbiyesi var. Oysa bizden önce İstanbul'da güç, bir avuç insanın elindeydi. Onlar bu gücü sonuna kadar istismar ettiler. Her ay, onlarca parsel bazında imar artışları, Meclis’in koridorlarında geziyordu. Beş senede bu kardeşiniz, bu yoldaşınız, tek bir parsel bazında imarı, o Meclis salonuna sokmadı, sokturmadı. Talanı bu şehirden uzak tuttu.
ŞİMDİ MİLLETİN PARASI, MİLLET İÇİN HARCANIYOR: O kadar yanlış işler yaptılar ki, kendileri bile yaptıklarına ne dediler hatırlayın: ‘İstanbul'a ihanet ettik’ dediler. Kendileri söyledi, ben söylemedim. Onun için ben ne diyorum biliyor musun? Biz, size ihanet ettirmeyeceğiz. Biz İstanbul'un muhafızı olmaya devam edeceğiz. Bu şehrin her sokağını, her meydanını biz koruyacağız. Şimdi artık güç, 16 milyon İstanbul'un elinde. Bugün bir avuç insan değil, 16 milyon İstanbullunun çıkarları kollanıyor. Eskiden milletin parası, doğrudan milletin ihtiyaçları için kullanılmazdı. Ne yazık ki, o bir avuç insan bundan mutluydu. Arta kalan millet için kullanılıyordu. Şimdi ise, 16 milyonun güçlü iradesi iş başına gelince, paranın o dolambaçlı yoluna son verdik. İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nde paranın yolu artık belli. Dümdüz, dosdoğru bir çizgi halinde milletten geliyor, doğrudan millete gidiyor. Milletin parası, millet için harcanıyor.
İSTANBUL YİNE BAŞARACAK, GÜNDELİK SİYASETİN BÜTÜN KÜÇÜK HESAPLARINI ALTÜST EDECEK: Seçim vaadi olarak ilan ettiğimiz “Anne Kart” uygulamasından, 0-4 yaş bebeği olan 650 bin annenin yararlanıyor. Onlara o kartı vereceğimizi duyurduğumuzda, İstanbul'u muhtemelen birkaç hafta sonra ilçe ilçe gezecek olan Sayın Cumhurbaşkanı, o zaman yine ilçe ilçe gezerken, ‘Kimin parasını kime veriyorsun’ dedi. Ben de bir gün sonra meydandan şunu söyledim: ‘Evet, şaşırdınız, biliyorum ama; biz, milletin parasını millete veriyoruz.’ Vermeye devam edeceğiz. Şahit olduğunuz gibi, bu şehirde gücün ve özellikle bu akışın yönü değişmesi, hiç kolay olmadı. Soruşturmalar yaşadık. Davalar gördük. Engellemelerle uğraştık. Her seferinde İstanbullular yanımızda oldu. Hep birlikte, 16 milyon insanımızla birlikte, bu oyunu bozduk. Onun için ‘ben’ ya da ‘biz’ değil, ‘İstanbul başardı’ diyoruz. İstanbul, başardı. İstanbul, yine başaracak, gündelik siyasetin bütün küçük hesaplarını altüst edecek. İstanbullular, gözleriyle görüp yaşadıkları, hayatlarını kolaylaştıracak, güzelleştirecek büyük değişimin yanında yer almaya devam edecekler.
İSTANBUL SEÇİMLERİNİ BAŞKA MECRALARA ÇEKMEYE ÇALIŞABİLİRLER: Bu durumu, bazı kişi veya partiler, ikbal ve beka sorunu olarak görebilirler. Onlar, İstanbul seçimlerini başka mecralara çekmeye çalışabilirler. Fakat İstanbulluların gündemi belli: İstanbullular daha fazla metro, daha fazla yeşil alan, daha fazla sosyal destek, daha fazla kreş, daha fazla kent lokantası, daha fazla kütüphane, daha fazla spor tesisi istiyor. Bütün bunları da ancak bizim başarabileceğimizi biliyor ve görüyor. İstanbullular, depreme hazırlıkta sergilediğimiz aktif ve ciddi politikalar hızlanarak artsın diye istiyorlar. Kentsel dönüşümde ortaya koyduğumuz, ucuz ve güvenli model yaygınlaşsın istiyorlar. İstanbullular, o eski israf ve ihanet devrine asla geri dönülsün istemiyorlar”
“CEKET”LER ÇIKARILDI”
Konuşmasının bu noktasında salondan gelen “Ceketi çıkar, kolları sıva” çağrısına kayıtsız kalmayan İmamoğlu, katılımcılara, “Çıkardım. Siz de çıkartmaya hazır mısınız? Bu salonda kaç kişi ceket çıkaracak? Çıkarsın bakalım. Çıkartabilir mi herkes ceketini? Herkes ceketini çıkarabilir mi? Hazır mı herkes? Sevgili dostlarım, sevgili arkadaşlarım; İstanbul hazır mı” sözleriyle seslendi. İmamoğlu’nun çağrısını karşılıksız bırakmayan salonda bulunan protokol, adaylar ve katılımcıların ceketlerini çıkartması ile ilginç görüntüler oluştu. “Bu kardeşiniz, size söz veriyor” diyen İmamoğlu, sözlerini şöyle noktaladı:
“BU ŞEHİR, 16 MİLYON TÜRKİYE CUMHURİYETİ VATANDAŞININ ŞEHRİ: Bu şehirde kimsenin inancına, kimsenin siyasi düşüncesine, kimsenin yaşam tarzına bakmadan, ayrımcılık yapmadan, adil ve özgür bir kent var edeceğiz. Bu şehir, herkesin şehri. Bu şehir, 16 milyon Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının şehri. Bu şehir Kürtlerin şehri. Bu şehir Alevilerin şehri. Bu şehir Boşnakların şehri. Bu şehir Ermenilerin şehri. Bu şehir Süryanilerin şehri. Bu şehirde, 16 milyon özgür Türkiye Cumhuriyet vatandaşı var. Bu şehirde vatansever, bayrağını seven, Mustafa Kemal Atatürk'ün izinde, Cumhuriyetin izinde yürüyecek 16 milyon insan var. İstanbulluların istediği olacak. Onun için buradayız. Onun için bu yolculukta yürüyoruz. Onun için kararlılıkla yürüyoruz. Göreceksiniz; bir kişinin değil, 16 milyonun dediği olacak. Ben, egemenliğin kayıtsız şartsız milletin olduğu inancıyla, ‘Tam yol ileri’ diyerek yürüyeceğim. Hep birlikte yürüyeceğiz. Ben, bu yola çıkacak olduğum bütün adaylarımıza teşekkür ediyor, başarılar diliyorum. Çünkü her birisi çok çalışacak. Birlikte koşacağız. Tek iddiamız olacak: En çok hangimiz daha çalışkan olacağız, göreceğiz.
HEDEFİMİZ VE PAROLAMIZ BELLİ: TAM YOL İLERİ: 39 ilçemizde aday olan liyakatli kadrolarımız, aynen bizim yaptığımız gibi, güçlü bir halkçı belediyeciliğin temsilcisi olacaklar. Bu liyakatli, tecrübeli, yetenekli, genç, kadın, hep bir arada, halkçı ve icraatçı çözümlerle, bu şehrin her ilçesinde yaşam kalitesini düzeltmek için, sırt sırta mücadele edecek. Sizlerin her ilçede hem belediye başkan adaylarımıza hem de meclis üyelerimize oy vereceğinize yürekten inanıyorum. İnanıyorum ki, sadece ilçelerde kazanmayacağız. İstanbul Büyükşehir Meclisi'nde ve ilçelerimizde, bize ihtiyacımız olan desteği de vereceksiniz. Sizden alacağımız büyük destek ve güçle, biz de her sabah büyük ve azim ve gayretle iş başı yapacağız. Bu kadim şehrin dünyanın çekim merkezi olması için, 16 milyonun müreffeh, mutlu ve mesut yaşaması için, çözümler üreteceğiz. Sizlerin oylarıyla seçilecek her bir başkanımız, sizlerin sesi ve temsilcisi olmakla kalmayacak, hep birlikte daha büyük hedeflere, daha güzel günlere, yürümeye devam edeceğiz. Hedefimiz ve parolamız belli: Tam yol ileri sevgili dostlarım. İstanbul'a hizmet için tam yol ileri. Yolumuz, bahtımız açık olsun. Hep birlikte 16 milyonun iktidarına yürüyoruz.”
ADAYLAR, AİLELERİYLE BİRLİKTE TANITILDI
Konuşmaların ardından, Çelik ve İmamoğlu sahnedeki yerlerini aldı. Alfabetik sırayla davet edilen CHP’li ilçe belediye başkanları kamuoyuna tanıtıldı. Eşleri ve çocukları da adayları bu sırada yalnız bırakmadı. Adayların tanıtımının ardından 39 ilçenin başkanları ile kadın ve gençlik kolları başkanları da platforma davet edildi. Aday tanıtım toplantısı, toplu aile fotoğrafı çekimiyle son buldu.
9 İLÇEDE DEĞİŞİKLİK
CHP, İstanbul'da Sarıyer, Avcılar, Ataşehir, Bakırköy, Esenyurt, Kadıköy, Adalar, Şişli, Maltepe ilçelerinde yeni isimlerle, Büyükçekmece, Küçükçekmece, Beylikdüzü, Beşiktaş ve Kartal ilçelerinde de mevcut isimlerle devam etme kararı aldı. CHP Bakırköy, Maltepe, Üsküdar ve Bahçelievler'de kadın adaylarla, yarışacak.