Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, Adana’da; “MHP adayını Kars’ta destekliyoruz. Iğdır’da, CHP adayı güçlü olursa; CHP adayını destekleriz” dedi. Özdağ, sosyal medya hesabında ise “Kars’ta MHP’yi destekleyeceğiz. Kars’ta eğer güçü aday CHP adayı olursa CHP adayını destekleriz, MHP adayı olursa MHP’yi” açıklamasını yaptı.
Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, bugün Adana’da düzenlediği basın toplantısında gündeme dair açıklamalarda bulundu. Özdağ, şunları söyledi:
“AMACI TÜRKİYE’DE BÜYÜK BİR KARIŞIKLIK ÇIKARMAK OLAN IŞİD TEHDİDİ AZALMIYOR AKSİNE NE YAZIK Kİ ARTIYOR”
“Ülkemiz olağanüstü gergin ve tehditlerle dolu bir dönemden geçiyor. Şöyle ki, içeride polisin gerçekleştirdiği operasyonların büyük bir bölümünü IŞİD operasyonları oluşturuyor. Bu operasyonlarda engellenen terör faaliyetleri son derece yüksek profilli saldırı hedefleri içermekte. Bunlardan bir tanesi de mesela bana yönelik suikast eylemi. Bunun dışında değişik Türkiye’de ses getirmesi hedeflenen daha önce de ülkemizde gerçekleştirilen saldırılara benzer saldırılar Emniyet Genel Müdürlüğünün ve MİT’in operasyonları ile engellenmiş. Buna rağmen Türkiye Vilayeti Programı adı altında 2019’da Türkiye’ye saldırı sürecini başlatan ve amacı Türkiye’de büyük bir karışıklık çıkarmak olan IŞİD’in oluşturmuş olduğu tehdit azalmıyor aksine ne yazık ki artıyor. MİT’in yakaladığı MOSAAD elemanlarının büyük bir bölümü sığınmacılardan oluşuyor. Türk devletinde kaydı var. Büyük bir bölümüne vatandaşlık verilmiş yetmiyor iş de verilmiş. Hem Recep Tayyip Erdoğan hem Binali Yıldırım, “Biz sığınmacı ve kaçakları Türkiye’de tutuyoruz ve böylece Avrupa’nın güvenliğini sağlıyoruz” derken Türkiye’yi güvensizleştirdiklerini itiraf etmişlerdir. Türk halkını görevi Avrupalıların ödeyemediği bedeli kanıyla, canıyla ve parasıyla ödemek değildir. Biz bunları söylediğimiz zaman ırkçı, yabancı düşmanı, Arap düşmanı olmuyoruz. Biz bunları Türkiye’yi ve Türk halkının önceliklerini savunduğumuz için söylüyoruz.
Bugün gerçekleşen saldırıların hedefinin yani IŞİD ve PKK saldırılarının senkronize saldırılar olması. İçerinden ve dışarıdan Türkiye’yi büyük bir kaos ve çatışmaya sürükleme politikasının artık başladığını göstermesidir. Yine bu saldırılarda TSK ile ilgili istihbaratın NATO müttefikimiz ABD tarafından sağlandığına ve Amerikan askeri şirket elemanlarının saldırılarda operasyonel ve taktik rol aldıklarına dair ortada ciddi açıklamalar var. Bu açıklamalarla ilgili olarak hükümet şimdiye kadar tatmin edici bir açıklama yapmamıştır. Suriye’nin kuzeyinde bir Amerikan üssü yakınlarında Amerikan ordusu tarafından düşürülen SİHA’mızla ilgili de yeterli bir açıklamanın yapılmadığını ifade edelim. Bu SİHA’nın da değerinin 19 milyon dolar olduğunu ifade etmek istiyorum. Basit bir kayıptan bahsetmiyoruz, önemli bir kayıptan bahsediyoruz.
“SİLAHLI KUVVETLERİMİZDEKİ EMİR KOMUTA ZİNCİRİNİN TEKRAR KURULMASI GEREKİYOR”
Gelinen noktalarda Türkiye’nin bu süreci durdurmak için muhakkak içeride ve dışarıda alması gereken bir dizi önlem bulunmaktadır. Bu önlemlerin başında silahlı kuvvetlerimizdeki emir komuta zincirinin tekrar kurulması gereği vardır. Milli Savunma Bakanı’nın askeri hiyerarşinin bir numaralı ismi olduğunu biliyoruz. Sonra Genel Kurmay Başkanı ve kuvvet komutanları ayrı ayrı Milli Savunma Bakanı’na bağlılar. Böyle bir emir komuta olmaz. Yapılması gereken şey burada emir komutayı tekrar tesis etmek.
“ASKERİ HASTANELERİN DERHAL AÇILMASI GEREKİYOR”
Askeri hastanelerin derhal açılması gerekiyor. İsviçre ordusunun askeri hastanesi varken her gün savaşan bir ordu olan gazi, şehit veren bir ordu olan TSK’nın askeri hastanesinin olmaması ve bu konuda direnilmesi cinayetle eşdeğerdir. Bırakın askeri doktorlar işlerini yapsınlar çocuklarımızı kurtarsınlar. Bölgedeki sivil hastanelerde terör örgütüne sempati duyan sağlık personelinin gazi şekilde yatağında yatan askerlerimiz tarafından tehdit olarak algılandığına dair bilginin ortada dolaştığını biliyoruz. Şimdi, sosyal medyada gazilerimizin fotoğrafları dolaşıyormuş, hastanelerde çekilmiş. Bu ne biçim bir iştir? Bir asker yaralandığı zaman bile hastanede kendisini güven hissedemeyecekse biz bu çocuğumuz yüzüne nasıl bakarız? Artık bu konuda Erdoğan’ın ve yakınındakilerinin gereksiz direnci bırakması ve askeri hastanelerin derhal GATA başta olmak üzere kurulması şarttır. Bu direncin arkasında bazı sağlık, ilaç firmalarının olduğuna dair duyumlar alıyoruz. Eğer böyle bir şey varsa Allah belanızı versin. Mehmetçiğin kanı üzerinden ticaret yapmayın.
“ASKERİ YARGININ DERHAL OLUŞTURULMASI GEREKİYOR”
Askeri yargının derhal oluşturulması gerekiyor. Bütün dünya ordularında askeri yargı varken Türk ordusu gibi içinde değişik terör ve casusluk örgütlerinin sızdığı, yüksek kademelere geldiği bir ordunun askeri yargısı olmaz mı? Hulusi Akar, ismini vererek söylüyorum, Hulusi Akar Milli Savunma Bakanı iken eski yüksek askeri idare mahkemesi üyelerini kabulünde Milli Savunma Bakanı olarak disiplin uçurumdan aşağı düşüyor dedi. Hadi yayınlayın bunu. Yer ve isim veriyorum. Bu Hulusi Akar neden askeri mahkemeler açılsın demiyor. Bunu yüksek askeri idare mahkemelerimizin eski üyelerine söylemek kolay. Gereğini yapın o zaman.
“DERHAL VE DERHAL TSK’NIN ASKER İHTİYACINI KARŞILAYACAK BİR YENİ ASKERLİK SİSTEMİNİN OLUŞTURULMASI GEREKİYOR”
Yapılması gereken derhal ve derhal TSK’nın asker ihtiyacını karşılayacak bir yeni askerlik sisteminin oluşturulması gerekiyor. Bugün, dünyanın içine doğru hızla çekilmiş olduğu savaş sürecinde ve bölgedeki gerginlikler göz önüne alındığında asker sayımız Türkiye’yi savunmak için yeterli değil. Bu konuların nasıl bugüne kadar Zafer Partisi olarak ısrarla söylediysek ve gündemde tutuysak Türk milletinin gündeminde tutmaya devam edeceğiz. İktidarı da artık sorumluluk alıp bu konuda ciddi adımlar atmaya çağırıyoruz.
“NE AKP, DEM’LE GÖRÜŞMELİ NE DE DEM’LE CHP GÖRÜŞMELİDİR”
Bu sarmaldan çıkmanın yolu ne AKP Diyarbakır Milletvekili Ensarioğlu’nun Kuzey Irak kaynaklı bir televizyona yapmış olduğu açıklamada ifade ettiği gibi DEM ile görüşmek değildir. Diyor ki, “Duyumlarımız var. AKP – DEM’le görüşüyor” Ben de kişisel olarak görüşüyorum diyor. Ne AKP, DEM’le görüşmeli ne de DEM’le CHP görüşmelidir. Yeni bir açılım sürecini aklınızın ucundan dahi geçirmeyin. Birinci açılımın Türkiye’ye çıkarmış olduğu maliyeti bu millet hafızasında yaşamaya devam ediyor.”
“YETER Kİ BURADA HDP SEÇİLMESİN”
Özdağ, açıklamalarının ardından, gazetecilerin sorularını yanıtladı. Partinin Iğdır ve Kars belediye başkan adayı ile ilgili soru üzerine Özdağ, şunları söyledi:
“Iğdır’da ve Kars’ta HDP karşısında güçlü adayı destekleyeceğimizi açıkladık. Cumhur İttifakı’nı açıklayacağız demedik. MHP adayını Kars’ta destekliyoruz. Iğdır’da, CHP adayı güçlü olursa; CHP adayını destekleriz. Yeter ki burada HDP seçilmesin. Bazı CHP yandaşı televizyon kanalları, bunu Cumhur İttifakı’nı desteklemek olarak ifade etmeye çalışıyorlar. Bu, büyük bir yalandır. Ben İYİ Parti milletvekili ve Genel Başkan Yardımcısı iken de Kars’ta ve Iğdır’da, İYİ Parti’nin aday çıkartmaması gerektiğini savundum. Iğdır’da aday çıkarmadı, İYİ Parti. Ve seçmenini serbest bıraktı. Kars’ta ise aday çıkarttı. Kars’ta aday çıkarttığı için, Kars’ı HDP aldı. İYİ Parti, Kars’ta; 2019’da aday çıkartmasaydı, Kars’ı HDP alamayacaktı.
Biz; partimizin menfaatlerinin üstünde ülkemizin menfaatlerini tutan bir partiyiz. 2023 seçimlerinde de biz parti olarak Kars’ta ve Iğdır’da aday çıkartmadık. Ve burada birisinde MHP’yi, birisinde CHP’yi destekledi arkadaşlarımız. Bu politikamızı sürdürüyoruz.”
Özdağ, sosyal medya hesabında da “Zafer Partisi HDP’nin kazanmaması için Kars ve Iğdır’da HDP karşısında en güçlü adayı destekleme kararını Mayıs 2023 seçimlerinde olduğu gibi Mart 2024’de de sürdürüyor. Bu çerçevede Kars’ta MHP’yi destekleyeceğiz. Kars’ta eğer güçü aday CHP adayı olursa CHP adayını destekleriz, MHP adayı olursa MHP’yi. PKK ve DEMseverleri üzdüğümüzün farkındayız. Üzmeye devam edeceğiz” açıklamasını yaptı.