Bu ifade bana ait
değildir; sosyal medyada uçuşuyor. Azeri vatandaşları bu ifadeyi önce Karabağ
savaşında İran için kullandı. İran, açık şekilde Ermenistan işgalini destekliyordu.
Sonuçta Ermenistan yenildi, dolayısıyla İran da yenilmiş oldu. İşte Azerbaycan
gençliği bu ruhi durumunu kutladı! Çok mutlu oldular.
Şimdi de aynı ruh halini yaşıyorlar; Azerbaycan gençliği bu
ifadeyi tüm Arap ve İran için kullanıyor. Azerbaycan gençli açısından son
derece haklı bir durum var: Karabağ işgalinde ve Ermenilerin Azeri soykırımı
boyunca hiçbir İslamcı, Müslüman ve Arap devleti Azerbaycan’ı desteklemedi. Hatta
Ermenilerin safında yer aldılar. Filistin yönetimi ise çok daha aşağılık bir
tavır içinde oldu: Ermenistan’a açıkça destek verdi. Hatta Filistin yönetimi Karabağ
işgalinde BM’in kararı varken bile işgali haklı gördü; oysa o esnada BM kararına
göre Ermenistan, Azerbaycan toprağını işgal etmişti.
Bu aşağılık tavırlar Azerbaycan halkında büyük sarsıntı
yaptı.
Ayrıca, bizim ülkemizde sahtekâr medya ve satılık medya
elbirliği etmişçesine, Azerbaycan savaşı Türk İha’ları sayesinde kazanıldı diye
manşet attılar. Oysa namuslu insanlar çok iyi biliyorlar ki, İsrail, tarihte görülmemiş
şekilde Azerbaycan’a silah yardımı yaptı. Silah satışı yaptı ama daha çok silah
yardımı yaptı. İşte bu silahlar Azerbaycan’a savaş kazandırdı.
Aliyev ve Azeri halkı bu iyiliği unutmadı. Açıkça İsrail’e
desteği veriyorlar.
Bizi yönetenler ne mi yapıyor? Kardeşkanının akıtılmasını önüne
geçen İsrail bir tarafta, Filistin cephesinde askerlerimizi katletmiş, bayrağında
bile Türk Kanı sembolüyle kırmızı rengi barındıran, KKTC’ni tanımayan, Ermeni
safsatası lehine destek veren bir Filistin yönetimi, ek olarak acımasız bir
Filistinli terörist örgüt olan Hamas için neredeyse gözyaşı dökecekler.
Türk geçmişinden utanç duyacak kadar şuursuz kitle, açık ve
gizli Arap seviciliği yapıyor. Onların Arap seviciliği için kullandığı cümlelerin
yarısını İsrail için başka birisi kullansa, o dakika cezaevinde olurdu.
Bana gelince:
Şu an savaş yapılan yerde İlk olarak İsrail devleti vardı.
Bu devleti yıktılar. Firavun bile başa çıkamadı ve İsrail devleti yeniden kuruldu.
Bu kurulan devleti de yıktılar. İsrail devleti yeniden kuruldu. Aslında köken
olarak Türk olan fakat Kürtlerin Ata diye sahip çıktığı Selahaddin Eyyubi
komple ele geçirdi. Sonrası malum; Memlukler, Osmanlı…
Peki, orada hangi ara Filistin adıyla bağımsız bir devlet
kuruldu?
Filistin bir Arap kabilesinin uzantısıdır; ne kendi dili, ne
kendi kültürü ne de kendi milleti var! Araplar ise Arabistan dışındaki hemen
her yeri işgal edip, Araplaştırdı; Oysa Arapların nefret ettiği Osmanlı, 400
yıl orada kaldığında hiçbir Arap’ı Türkleştirmedi.
Arap yayılmacılığı sadece kültürel değil, kimlikle de
dünyanın başına beladır.
Gelelim Kudüs’e: Süleyman tapınağı Yahudilerindir. Süleyman, Davut, Harun
da Yahudi’dir. Tapınağı yıkıp, yerine Cami yapınca, aslını yok edemiyorsun. Cami
yıkılınca, yerine kilise kuruldu, tapınak yine insanın beyninde duruyor. Siyonizm
denilen tabirin çıkış kaynağı olan “Sion” ifadesi bile ‘Kudüs’e Ağıt ’tır. Bugün
buna kızan İslamcı mahalle diyor ki: Peygamber orayı kısa dönem ibadet yönü yaptı.
Kısa bir zaman insanlar Kâbe yerine oraya dönerek namaz kıldılar. Bu da bir
garip durum: Namazın kılınma yönünü Peygamber mi, Allah mı belirledi? Madem daha
sona namaz kılma yönü olarak Kâbe belirlendi, o zaman geçmişin davası neden sürekli
gündemde tutuluyor? Orayı ibadet yönü olarak belirleyen Peygamber iken vazgeçen
de Peygamberdi! Yönünü belirlerken haklı ise, vazgeçince de haklıdır. O zaman
bu işin davası yapılamaz!
Bu Filistin davası, sonsuza kadar sürecektir. Bu dava
bitmeden, İsrail yayılmacılığı ki, “Vadedilmiş Toprak” masalı bir kanara
bırakılırsa, sadece ilk İsrail devletinin sınırlarını elde etmek için de bu
savaşı İsrail devam ettirir. Asıl Filistin nere miydi? Şu anki Ürdün sınırları
içinde kalmaktadır.
Bu savaş, Haçlı, Osmanlı savaşı gibi İslamcıların ve
Musevicilerin din savaşıdır. Bu savaş, bu dinlerin sömürgeciler tarafından kullanımı
devam ettiği sürece devam edecektir.
Ortadoğu bataklığından uzak durmak lazımken, ülkemiz de
boğazına kadar bu bataklığa saplandı; hatta ülkeyi modern bir Avrupa ülkesi
konumundan ilkel bir Ortadoğu ülkesi konumuma taşıdılar.
Bu savaş devam ettiği sürece Türkiye de huzur göremeyecektir.
Yazar Sayfası: Yazarın Köşesi: / Tarih: 15.10.2023 12:30:31 / Okunma = 64803