15 Temmuz gecesi beynim çok karışmıştı. Ülkenin bir yeri eğleniyor, bir yeri seyrediyor bir yerinde ise kan gövdeyi götürüyordu. Bir tarafını biliyorduk; orası devlet idi. Devlete sinek konsa kaygılanırız. Diğer taraf kimdi? Aklımıza ilk gelen dünyanın en aşağılık düşünce ve fikrine sahip olan Fetullah uşakları olabilir diye düşünmüştük. O nedenle devlete sahip çıktık. Darbenin akşamı başladı falsolar. Damat canlı yayında sırıtıyordu, AKP vekilleri “Bu Allah’ın bir lütfudur “ diyordu, darbeyi bazen enişte haber veriyor, bazen hanım, bazen şoför haber veriyordu.
Bu kaygı sadece bizde değil, CHP Genel Başkanı bile şaşırmış olmalı ki, Yenikapı’daki mitinge gitti, tarafını belli etti. MHP zaten taraftı. Diğer birçok parti de aynı mitinge gitti.
20 Temmuz sonrası öyle bir KHK çıktı ki, solcuların dili tutuldu. Klasik bir ifade vardır: Cinayet kimin işine yaradı ise, o işlemiş veya işletmiştir, diye. Darbe kimin işine yaramıştı? Darbe miydi? Sosyal medya “darbe değil, tiyatro!” manşetiyle doldu.
Olan olmuştu. Bir dönem kapanmıştı ve bir dönem açılırken, eski dönemlerin üzeri ziftle kapanmıştı. Suçu büyük olanın eylemi de büyük olurdu!
Konuyu şuraya getiriyorum: Kazakistan’da karışıklık oldu. Çok sayıda masum insan katledildi. Arada asker de katledildi. Orada da kim, kimin silahıyla, kimi katletti, güme gitti. Nedense isyancılar öldürülen arkadaşlarının cesetlerini morgdan çalmış, Kazak Devlet Başkanı da bunu halka anlattı!
Peki, Nazarbayev nerede? Ülkede. Başkentte ve olanları seyrediyor; konuşamıyor. Gözlem altında…
Nazarbayev: Ülkede Kazakça dilini(Türkçe) resmi dil ilan etti. Rus hegemonyasını bitirdi. Onun bu davranışı diğer Türk Cumhuriyetleri’ne örnek oldu. Bölgenin lokomotifi oldu, Türk Devletler Birliği Başkanı oldu, tüm Türk Devletleri’ni bir araya getirecek oluşumun temelini attı. Bundan sonra Türk Birliği kurulabilecekti ve Nazarbayev bunun için çok uğraşmıştı.
Sonra ansızın ülke karıştı. Ülke karışırken mevcut Cumhurbaşkanı, kendisinin hiç sorumluğu yokmuş gibi, mevcut hükümeti görevden aldı. Eski Cumhurbaşkanı Nazarbayev’in tüm görevlerine el koydu. Eski istihbaratçıları içeri tıktı. Rusya, Ermenistan, Beyaz Rusya askerlerini ülkeye davet etti.
Bu olaylara kim sevindi?
Rusya, Beyaz Rusya, Ermenistan, Tacikistan sevindi:
Çin, Kuzey Kore destekledi.
Kırgızistan, Özbekistan açıkça kaygısını ve korkusunu beyan etti ve tavrını isyancılardan yana koydu.
Türkiye cehennemin dibi denecek kadar aşağıya indi ve inzivaya çekildi. Bu olan Filistin’de olsaydı iktidar topyekûn ve hüngür hüngür ağlardı. Belik de asker bile göndermeye kalkardı.
ABD, İngiltere ses çıkarmadı ve hatta İngiliz gazeteleri bir merkezden servis edilir gibi eski Cumhurbaşkanı Nazarbayev’in kızının lüks yaşantısını medyaya verdi. Nazarbayev’in kızı şatafatlı yaşıyormuş. Sonra? Sonrası yok. Madem şatafatlı yaşıyor, para kaynağı nedir? Kazakistan’dan para kaçırıldı ise Nazarbayev ailesi hala Kazakistan’da, paralarına el koy! Konu Türk Birliği olunca Rusya, İngiltere, ABD, Çin ve AB aynı alçaklığın içinde olabiliyor.
Oysa aktif görevde olmayan Nazarbayev’in kızları veya ailesi hakkında savcılık pekâlâ soruşturma açabilirdi. Demek ki sorun hırsızlık değil, itibar ve baskı ve susturma: Nazarbayev aynen Azerbaycan eski devlet başkanı Elçibey gibi susturuldu.
Sonuç:
Kazakistan’da mevcut Cumhurbaşkanı’nın yaptığı veya yaptırdığı darbe kimin işine yaradı? Rusya ülkeye yerleşti. Çin, Türk birleşmesinden kurtuldu. İngiliz, ABD, Türk Birliği kurulmasını engelledi. AB, Türk Birliği’nin kurulmamasının engellenmesinden memnun kaldı.
Peki Türkiye?
Türkiye bataklıkta patinaj yapıyor.
Kazakistan’a giren Rusya, 100 yıl oradan çıkmaz. Rusya yeniden ve bir daha parçalanırsa, yeni cumhuriyetler ortaya çıkarsa, ancak ondan sonra bu coğrafya Rus soytarılığından kurtulur.
Unutmayın:
Rusya’nın bastığı toprakta ot bitmez!