Kurulan bir partinin tek amacı iktidar olmak, iktidar olunca da kendi dünya görüşüne göre ve en azından o görüşe yakın olarak ülkeyi yönetmektir. Her parti bunu yapmaktadır.
Ancak, ülkenin
kuruluş ilkelerine ters hareket etmek, modern dünyanın tersine hareket etmek
eğitimsiz ve sayıca çok olan bir kitleden destek bularak iktidarda kalmaya
olanak sağlar, başka bir işe yaramaz. Şu an AKP’yi, genel olarak eğitim
seviyesi düşük ve ağırlıklı da yalnızlık çeken, dünyanın bizi sabah akşam
kıskandığı, büyürken büyük başarı, büyümezken dış düşman engeli gibi masallara inanan
kitle iktidarda tutuyor.
Ancak artık her
şey tüketildi, tüketilecek yeni bir politika da üretilemedi, o nedenle de iktidardan
gitmemek için her şeyi yapan kısır düşünce ülkeyi bataklığa sürüklüyor. Hatta iktidar
mevcut gücünü kullanarak muhalefete resmen linç, küfür ve hakaret bile yapabiliyor.
Buna bir savcı “dur” diyemiyor. Muhalefetten birisi iktidara benzer bir davranışta
bulunsa, sanırım o kişinin partisinin başına kayyum atanır.
Kamu kurumları
yazılı ve görsel medyada özel ekiplerle iktidar propagandasına devam ediyor. Kamu
bankaları, bankacılığın dışında, sırf iktidara yarayacak kültürel, dini
alanlarda yazılı ve görsel medyada yer alıyor ve büyük masraflara katlanıyorlar.
Diyanet, 1400
yıldır değişmeyen bir kitap için, dilerse bir kitapla halka her şeyiyle ulaştırmak
mümkün iken, adeta yazılı basım yapılan kitapların yarısından fazlasını tek
başına basıyor. Okuyan var mı? Önemli değil, kitaplar raflarda yerini alıyor.
Tüm ülke geneli kütüphaneleri inanç, propaganda ve mistik konuları kapsayan
kitaplarla doldurdular.
Üniversiteler, tarihinde hiç olmadığı kadar inanç ve din propaganda kitapları
basıyor. Basılan kitapların satması önemli değil, basım o kadar çok ki, devlet
veya fon destekli olan bu kitaplar oldukça da ucuz fiyata sunuluyor.
Ülkenin en
büyük kara para veya vergisiz para havuzu olan tarikatlar ortalığı propaganda
ve inanç kitaplarına boğdu. Tek kazanan tarikat lideri ve belki de iktidardır.
Ülkeye de faydası yok…
Ülkenin en
modern okulları, felsefeden, mantıktan ve fen bilimlerinden yoksun şekilde İmam
Hatip Okullarına taşındı. Devlet tüm çocukların zoraki İmam Hatip Okuluna
gitmesini istiyor. İmam Hatip Okulundan mezun olan imam olmuyor. İlahiyattan
mezun olan Müftü olmuyor. İmam Hatip ve İlahiyatta okuyan kadınlarımız imam
olmuyor. Bu arada dünya bilimde, sanatta ultra hızlı hareket ederken, iktidar, ülkedeki
halkın nerdeyse tamamının inanç dünyasında kısır döngüyle okuması ve yaşamasını
istiyor. Bu hareketten kim kazançlı
çıkıyor? Elbette uç sömürücüler ve iktidar! İktidar, sonsuza kadar gitmeyecek
gibi ülkenin tüm kaynaklarını kendini iktidarda tutmak için her türlü inanç
propagandasına yönlendiriyor.
Bu arada bilim,
fabrika kurma, teknoloji, ARGE, tasarım, marka, patent, buluş alanlarında izimiz
bile okunmuyor.
Diyelim ki AKP
iktidarı kaybetti…
Sonrası ne
olacak?
Eğitim seviyesi
düşük büyük bir kitle, modern dünyaya ayak uyduramayacak.
Bilimden ve
ilimden yoksun öğretmen ve hocalar hiçbir fayda sağlayamayacak.
Kendimizi sudan
çıkmış fare gibi çıplak hissedeceğiz. En dandik araç bile bize, kıskanıyor
dedikleri ülke tarafından ihraç edilecek. Başkasının malları üzerine mutlu
olamayacağız. Sırf iktidarı ayakta tutması için içimize sokulan 6 milyon yabancı,
ki ne kadarı terörist veya başka ülke ajanı bilinmez, bir anda ülkeyi cehenneme
çeviremez mi?
Bizden sonrası
cehennem olsun, yerimize gelen iktidar bize ulaşamasın, kendi derdinde boğulsun
diye mevcut iktidar bilerek ülkeyi darmadağın etmek istiyor gibi bir korku çok
insanımızda var.
Umarım sonumuz Suriye veya Irak, hatta Pakistan olmaz
Yazar Sayfası: Yazarın Köşesi: / Tarih: 20.09.2021 18:57:52 / Okunma = 12261