İçinde bulunduğumuz şu günlerde uluslararası boyuttaki salgın ülkemizi diğer ülkelerden daha fazla etkiledi. İlk akla gelen; Çin, Hindistan veya kısa zaman önceki İngiltere örneğini sunulabilir; fakat bunlar bizden daha iyi durumdalar.
Sebep: Türkiye aslında bu salgının ilk başında en çok etkilenen ülkeler arasındaydı. İktidarın bir din takıntısı var; Hac ziyareti sonucu virüs ülke geneline yayılmıştı, bu hastalığın sebebinin dini faaliyetler olmadığını tehdit veya baskı veya baskın politikalarla sumen altına itmeye çalıştılar. Dünya ikna olmadı. Ülkede muhalif yaklaşanlar ikna olmadı. Medyanın neredeyse tamamını kontrol altında tutan iktidar bizde hastalık yok masalını her saniye halka anlattı, fakat bir süre soran hastanelerde hastalar yığılınca ve hatta tehlikeli durumlar hastane dışına taşınca ve Avrupa Birliği aşı şartını açıklayınca gerçek verilere döndük.
Durum: Felaket demek bile hafif kalır. Çünkü bu esnada iktidar, bir gölette dolan suyun delik bulup patlaması gibi, sağdan soldan patlayan olay ve haberlere saldırdı. Soğan krizi çıktı, soğan üreticileri gözaltına alındı. Patates krizi çıktı, patates üreticileri gözaltına alındı. Et fırladı, ne olduğu bilinmez ucuz et getirildi. Ülkede at ve eşek sayısı minimuma indi; sebep? Ülkede domuz avı turizmi patladı. Sebep?
Gelinen durum:Tarımda tedarik zinciri koptu. Düzeltilmesi çok uzun zaman alacaktır. Fabrikalar kapandı, fabrikaların arazileri ve binaları satılığa çıktı; eski haline dönmesi imkânsızdır. İnşaatın çökmesine ramak var; zira milyonlarca hazır ve boş bina var ama alıcı yok denecek kadar az.
İcra dosyaları patladı. Ülkemizde bir icra dosyasının sonuçlanması en iyi ihtimalle en az beş yıl almaktadır. Demek ki icralık olan otuz milyona yakın vatandaşın en az beş yıl olmayan parasını avukata, bilirkişiye ve icra, haciz dolayısıyla bankalara vereceği bir dönem başladı.
Şirketler kapandı; bu şirketler eski haline çok yakın zamanda gelemez. İşsizler kıvranmaya devam eder.
Ülkede ölüm istatistiğinde birinci salgın, ikinci kadın-çocuk cinayeti ve üçüncü sırayı açlıktan intihar edenler aldı.
Bunların hepsi bilinen olumsuz durumlar. Bir de bizi esir almış, insanların dikkate almadığı olumsuzluklar var. Bu kriz ortamında iktidarın anında ve sert tasarrufa girerek, elindeki tüm parayı halka dağıtması veya yansıtması lazımken, iktidar seyrediyor, ülke ihale soyguncuları tarafından boşaltılıyor. En az on yıl geçmediğimiz köprüye, girmediğimiz tünele, binmediğimiz hava yoluna dolar bazında para ödeyeceğiz. Gelirin bittiği, minimuma indiği yerde giderin de minimuma inmesi lazımken, gider dolar bazında katlandı.
Bundan sonra ne olur?
Ekonomi en az on yıl daha sürünür. Devletin borcu katlanarak artar ve bu borcu ödeyemeyecek aşamaya geliriz. Ülkenin gizli kutsallıkları el altından satılmak zorunda kalınır. Bazı yabancılara özel ayrıcalık verilmek zorunda kalınır. Halk modern fakir köle durumuna düşer. Çok az kesim faiz geliriyle zenginleşmeye devam eder. Ülkede çok az seçkinler tabakası, milyonlarca alt tabaka meydana gelir.
Muhalefetin olumlu cümleler kurduğuna bakmayın. Ülke düzlüğe kolay çıkamaz.
Herkes bilir: Ülkenin düzlüğe çıkması için bilgi ve kültür devrimi yapılması gerekir. Kültür devrimi zaman alır ve bilgi devriminden sonra gelir. Bilgi devrimi ise eğitimle olur. Eğitimi bu iktidar darmadağın etti, gelecek iktidar düzeltemez. İyimser olarak kimseyi kandırmayalım.
Ne yapacak gelecek iktidar?
İmam Hatip okulundan mezun olan gençler öğrendikleri bu bilgiyi üretimin ve buluşun hangi aşamasında kullanıyor? Milyonlarca imam hatip mezunu ne olacak? Gelen iktidar, bu imam Hatip Okullarını mı kapatır? Zor!
Kuran kurslarında alınan eğitim üretimin ve buluşun hangi aşamasına lazım oluyor? Gelen iktidar bu kuran kurslarını mı kapatır? Zor!
Sibyan kurslarında ve hatta okullarında alınan eğitim ile beyni yıkanan bebekler büyüyünce üretimin ve buluşun hangi aşamasında faydalı olur? Gelen iktidar bu Sıbyan kurslarını mı kapatır? Zor!
Doksan beş bin cami imamının ve yardımcısını üretim ve buluşa hizmeti nedir? Bu imamların sayısını mı azaltır? Diyanetin her yıl direk ve dolaylı on beş milyar TL bütçesini mi durdurur? Zor!
Yükseköğretimde bilim ve buluş yapacak hocalar cezaevine tıkıldı veya azledildi, yerine iktidara yalakalık yapanlar atandı. Bu boş kafalar makam işgal etti. Gelen iktidar bunların makamını mı elinden alacak? Zor!
YÖK neredeyse iktidara propaganda üretim makinesine dönüştü, YÖK mü kapanacak? Zor!
Jandarma, TSK ve Emniyet vatandaşın, devletin ve milletin sonsuza kadar bekçisi olması gerekirken, iktidarın emrine amadeyiz açıklaması yapıyor. Muhalefet iktidara gidince bu kurumlara ceza mı kesilecek? Bu kurumlar mevcut iktidara biat ettiğini belirttiğine ve iktidarın emrine amade olduklarını açıkladıklarına göre, ülkede iktidar değişir mi?
İnşaatta beşli çete, gıdada onlu çete, finansta yalaka ve bir de sayısı bilinmeyen hırsızlar çetesi ülke içinde kazandıkları parayı ağırlıklı olarak İngiltere’ye taşıyıp, orada fonlarda tutuyor, Türk Mahallesi kuruyor. Bu aslında halktan kaçırılan paradır. Muhalefet, bunları geri mi isteyecek İngiltere’den? Zor!
Muhalefetin işi gerçekten zor!
Bizim işimiz felaket.
Devletin geleceği karanlık…