Muharrem
İnce ve öncü birlik CHP’den ayrılınca bir anda ortalık karıştı. Fanatik CHP
taraftarları, İnce ve ekibinin Atatürk’ün emanetine zarar verdiğini dillendirdiler.
İttifak’ın diğer üyeleri bu ayrılmadan memnun olmadıklarını beyan ettiler. Daha
önce CHP’den ayrılan ve parti kuran kişiler bile bu ayrılmaya karşı olduklarını
beyan ettiler. İktidar partisi çok büyük kopma bekliyordu, beklediği olmayınca resmen
yıkıldı. Kısacası, İnce ve ekibinin ayrılmasından kimse memnun olmadı.
Bölüm
bölüm bakalım. Atatürk’ün emanetleri arasında ilk sırayı Türkiye Cumhuriyeti’ni
korumak ve kollamak alır. CHP ilk sırada yerini alamaz. “Söz konusu olan
vatansa…” ve “… Ey Türk gençliği! Birinci vazifen; Türk İstiklalini, Türk
Cumhuriyeti’ni ilelebet, korumak ve kollamaktır… Seni bu görevden mahrum etmek isteyecek kötü
kişiler her daim bulunabilir. Ama asil kanında bu kuvvet vardır, içinde
bulunduğun şartları düşünmeyeceksin…”
Atatürk,
Bursa Nutuk’unda ve Gençliğe Hitabe’de asıl ve temel görevleri vermiştir. Ben
hiçbir yerde CHP Emaneti ile ilgili bir “özel” demecine denk gelmedim. Zaten,
Kuvayı Milliye ruhu olanlar CHP’ye ihtiyaç duymadan vatanı savunabilirler. Bu nedenle Ülkücü, Sağcı, Liberal, Demokrat,
Solcu, Sosyal Demokrat düşünceli kişilerin ortak paydası Atatürk olmaktadır
Ayrılıkçılar ve Dinciler ise bu ortak paydaya çok uzaktalar. 6 Ok’un her biri
bir başka düşüncede önem arz etmektedir.
Muharrem
İnce ayrılınca ne olur?
İktidar
Cephesi…
Şunu
herkes bilmektedir: CHP yaklaşık 800 delegenin tekeline girmiş, tek kişinin kontrolüne
geçmiştir. Bu durumu bilen karşı cephe açıktan söyleyemese de, el altından
imamla, muhtarla, kara propaganda ile CHP yönetimindeki mezhepçi tekeli sürekli
gündemde tutuyor; CHP Yönetimi duymazdan geliyor. Fakat kemikleşmiş CHP Fanatikleri
hariç herkes bu durumdan rahatsız...
Yine
iktidar cephesinde, kemikleşmiş dinci zihniyetin ağırlığı kemikleşmiş bir
tabaka ortaya çıkardı. Bu tabaka iktidar olmaya yetmiyor.
O
zaman iktidar ne yapıyor? Mezhep vurgusu ve hatta ‘kestiği yenmeyenlerin
mezhebi vurgusu’ (Bu benim sözüm değil, kırsalda bahsedilen kötü fakat etkili
bir propagandadır) ve arada sırada camide Kuran okurken çekilen videoyu
ortalığa fırlatan bir iktidar vardı. İmamoğlu daha güzel, daha etkili ve daha
hatasız Kuran okuyunca, bu koz iktidarın elinden gitti. Sanırım iktidarın en
büyük korkusu İmamoğlu’nun çok yönlü, Yavaş’ın çok etkili olmasıdır.
Muharrem
İnce ayrılınca, iktidar CHP’de deprem bekledi, deprem olmadı. Artık, bu aşamadan
sonra Muharrem İnce havuz medyasının lanetledikleri arasında yerini alır.
Çünkü:
Muharrem
İnce’nin oyu CHP içinde çok fazla değil. Bunu körleşmiş CHP tabakası
anlayamadı. Kemikleşmiş CHP kesimi İnce’ye oy vermeyecek. Bunu bilmeyen yok.
Fakat…
Ülkenin
Z Kuşağı düşmanlaştırılan ve ötekileştirilen CHP’deki sevilmeyen etkin ve tekçi
gücün durumundan memnun değil. İktidarın savrulmasından ise hiç memnun değil.
Dinci propaganda Z Kuşağı üzerinde olumsuz etki bırakıyor. İmam Hatip fazlalığı
ve Diyanet propagandası etkisini kaybetti. İktidar dilediği kadar sosyal
medyaya baskı getirsin, ok yayadan çıkmıştır. Z Kuşağı ya oy kullanmaz ya da kafasına
yatkın birine oy verir. Ben, bir vergi Dairesi veya Sigorta Dairesi yöneticisine
ölürüm, oy vermem diyecek çok esnaf ve firma sahibi bilirim. Dış dünya ile
bağımızı koparan dinci zihniyete oy vermem diyen çok genç bilirim. (Benin şahsi
düşüncem: Sigorta müdürüne, vergi dairesi müdürüne, sendika başkanına ve avukata
ülke yansa bile oy verilmez.)
Şu
an anketlerde en büyük ikinci parti olan kararsızlar, bir süre sonra birinci sıraya
yükselecektir. İktidar bu oyu alamaz. Bu kesimin oyu şu anki Akşener ve
Kılıçtaroğlu’na gelmez. Şu anki şartlar dâhilinde İnce kararsız ve Z Kuşağı
oyunu alacaktır. Bu durumda Parlamenter Demokrasi’yi savunan İnce aslında ülke için
çok faydalı bir iş yapmış ve iktidarın beline kazmayı saplamış oluyor. Bunu
birkaç ay sonra herkes görecektir.
Yazar Sayfası: Yazarın Köşesi: / Tarih: 20.02.2021 17:28:42 / Okunma = 14305