Gündem çok yoğun. İnsanlar çok tedirgin. Ülke her yerden kuşatıldı. Irak Devleti, Arap Birliği’ni bizim aleyhimize topluyor. Yunan, AB’yi bizim aleyhimize topluyor. ABD zaten bize düşman. Rusya çok sinsi eylemde. Ermenistan rahat durmuyor. Bir tek bizi tehdit etmeyen Iran kaldı; o da kendi derdinde…
Kara tablo ekonomik olarak daha da kötü. Pandemi nedeniyle basılan paralar suyunu çekti. Çalınan ve inşaata yatırılan paralar suyunu çekti. Kaçırılan dövizler gittiği yerde kaldı, gelmedi. Yabancı yatırım durdu; yerli yatırım hepten durdu. Alınacak vergi kalmadı; zira firmalar faaliyette bulunamayınca vergi beyanı azaldı. İşsizlik terörden daha büyük bir tehlike olmaya başladı.
Bu çizdiğim kâbus nedeniyle tepetaklak gidecek olan iktidarın elinde din ve mezhep silahı kaldı. Din silahı kısmında bizim halkımız daha olgundur ama mezhep silahında halkımızın büyük çoğunluğu bir nedenle, devletin aşağılık yönlendirmesi sonucu bıçak sırtındadır. Türkiye devletinin hâkim mezhebi ve temsilcileri Maliki, Hanbelî ve Şiiliği (Şafi) resmi ve hak mezhep olarak görüyor ama (Bana göre) mezheplerin içinde en mantıklısı olan ve Türkmen Mezhebi denilen Aleviliği “Sapkın Mezhep" olarak görüyor. “Alevinin kestiği bile yenmez!” diyecek kadar aşağılık düşünceye sahip. Bu mezhepten olanlara da ifrit oluyor. (Çok açık yazdığım için affola!)
( Seçimde iktidara yardım edecek olan kesim: Mezhepçi imamlar, mezhepçi tarikatlar, mezhepçi memurlar, partici öğretmenler, partici polisler, partici jandarmalar, partici muhtarlar ve partinin kendi büroları…
CHP’nin avantajı: Kötü giden ekonomi… Başka yok. Birisi şu durumu karizması sıfır olan başkana duyursun. O karizmayla ‘Küçük Enişte’ye benziyor, kimse ona oy vermez! )
Bütün bunları CHP Yönetimini işgal eden Kılıçtaroğlu ve ekibi bilmez mi? Bu ülke “Sapkın Mezhep”ten olan birini başa getirmeye hazır mı? Bu bir kayıp değil mi? Bu durumu bilen Kılıçtaroğlu ve ekibi neden partiyi işgal etmekte ısrar ediyor? Israr etmekle kalmıyor, tüm delegeleri baskı altına alarak karşısına aday çıkmasına bile izin vermeyerek TEK ADAY olarak seçime girip, TEK ADAM olarak başkan seçiliyor? Diktatörlüğün provası bu değil de, nedir? İllaki Bahçeli ekibinin yaptığı gibi dayak, dövme, linç mi yaşansın? Arada zaten fark kalmadı.
CHP şu an seçilmiş azınlık elinde inliyor. Bu azınlık iktidarın Türkiye’ye yaptığının aynısını CHP’ye yapıyor. İktidar, kendisi tam bir Sünnici iken, ekranlarda boy gösterenlerin bir kısmını liboş veya Alevi insanlardan seçiyor; mesaj açık: Bakın bizde başka fikir, düşünce de var, diyor. Kılıçtaroğlu da CHP içinde aynısını yapıyor; fakat CHP’de bu dümen tutmayınca, atamayla Atatürk’e hâşâ, ”kefere” diyen deyyusu kendine yardımcı yapıyor. CIA ajanı olduğu iddia edilen, geçmişi karanlık bir kişiyi, “bizde Kürt yönetici de var “ demek için kendine yardımcı yapıyor. Sırf mesaj vermek için siyah türbanlı (başörtülü değil) bir hanım kızı meclisine alıyor. Üstüne de aynı Kılıçtaroğlu yanındakilerin hepsini atamayla getiriyor. Halkın /üyenin/oy verenin iradesi nerede?
Kurtuluş Savaşının en zorlu günlerinde kurulan Kuvvayı Milliye, o tehditli ve tehlikeli günlerde bile seçim yapmış, adaletli olmuştur. Oysa, Kuvvayı Milliye’nin devamı olan CHP’de şu an sadece delegelerin genel başkanı seçtiği seçim kaldı, başka bir seçim kalmadı. Milyonlarca üye ne der, ne düşünür, kimsenin umurunda değil.
Delegelere merkez karar veriyor. Parti meclisine başkan karar veriyor, yardımcılara başkan karar veriyor, sekreteri başkan atıyor. Partide, halkın veya üyenin karar verdiği bir yer/durum kalmadı. Aslında üye listeleri de iptal edilse, koca parti Kılıçtaroğlu’nun döş cebinde gezecek. Kendisi de ortalarda müflis patron gibi dolaşacak.
Bütün bu kara eylemlerin içinde herkes, sabredin iktidar yıkılacak, diyor. Saflık bu kadar esir almış ki, kimse gerçekleri göremiyor. İktidar yıkılınca Bahçeli ve Kılıçtaroğlu da yıkılacak. Meydan IYI Parti, Deva iktidarına, Davutuğlu ve diğer fraksiyonlara kalacak. Bu durumu hiç istemem, o nedenle görevimi yaparak yazdım.
Bütün bu olumsuzluklar karşısında Muharrem İnce’nin partiye verdiği zararı tespih yapıyorlar. Oysa herkes kör, sağırı oynuyor. İnce şimdilik CHP içinde kalıyor. Büyük ihtimal İnce’yi partiden atacaklar. Kılıçtaroğlu sessiz diktatör zihniyetli olduğunu gösterecek. İnce partiden gidince CHP’ye en fazla %2 veya %5 arasında oy kaybettirir. Fakat Muharrem İnce en az %10 oy ile meclise girer. Çünkü, mezhepçi iktidar, kafatasçı küçük iktidar ve mezhepçi Kılıçtaroğlu tavırlarından nefret eden Z kuşağı ve diğer teknolojik yaşam süren kesim Muharrem İnce’ye oy verecektir.
CHP için bu durum kötü diyen olacaktır. Fakat, mezhepçi bir partinin ülkeye faydası olmaz. Laiklik gibi muhteşem bir fikrin babasından olan CHP’nin bu yönetiminin, Laiklik ilkesine duyarsız ve aykırı tavırlarının ülkeye yaptığı kötülüğü, mezhepçi iktidar yapmadı. Sağduyulu olun, empati kurun, farklı düşünün, farkına varacaksınız...
Yazar Sayfası: Yazarın Köşesi: / Tarih: 14.08.2020 00:00:00 / Okunma = 21805