https://jurnalist.com.tr/ Etkin Seçkin Haber Sitesi tr 18.04.2024 23:24:44 Jurnalist Jurnalist Haber Detay - Jurnalist Haber Sitesi

BMM, AKP Usulü Darbeyle Askıya Alınmıştır! (2) Olağanüstü Parlamento Nedir?





BMM, AKP Usulü Darbeyle Askıya Alınmıştır! (2) Olağanüstü Parlamento Nedir?

Birgül AYMAN GÜLER
CHP İzmir Milletvekili

Günümüzde TBMM, parlamenter rejimin parlamentosu değildir; askıya alınmıştır. Normal - olağan işlevini yitirmiş, başbakanlığın onay kurumuna dönüşmüştür. Bu yeni işlev nedeniyle konumu da değişmiş, ulusal iradenin değil yürütme organının emrine girmiştir. Bu durumda karşımızdaki bir olağanüstü meclis tir. 

Meclis ve bizde Türkiye Büyük Millet Meclisi, millete ait egemenlik iradesinin mekanda cisimleşmiş hali diye tanımlanır. Bizde siyasal rejim, TBMM ni yürütme organını -hükümeti- görevlendiren ve denetleyen yüksek makam olarak kabul ettiği için parlamenter demokrasi olarak adlandırılır. 

Olağan meclis nasıl bir şeydir?  

Meclislerde yasama görevini üstlenenlerin tümü, milletvekilleri, vekil yani temsilcidir. Temsil ettikleri halkın görüşleri farklı farklı olduğu için, başka partilerden gelirler. Meclis böylece farklı görüşlerin ve başka başka çıkarların karşılıklı görüşme, konuşma, tartışma yeri ve ortadaki konular üzerine bir uzlaşma alanı haline gelir. 

Vekiller başka partilerden gelir; ama her biri ulusal iradenin aynı değerde temsilcileridir. İşte bu özellik, kimi partilerin daha çok kimilerinin daha az vekilli olmalarına karşın, en çok vekili olanın dediğinin üstün sayılmasına engel olur. Az vekillilerden olsun çok vekilli olan gruptan olsun, temsilcilerin tümü aynı haklara ve yetkilere sahiptir. Konuşmalarda tüm partilere aynı uzunlukta süre verilir; aynı sayıda kişinin konuşması kural kabul edilir. Yasalar, ulusal iradenin azlık parçasıyla çokluk parçasının karşılıklı, eşit süreli, engelsiz ve korkusuz konuşmalarıyla toplumda çatışmaları ve kopmalar olmasın diye ortaklaşa alınır. Böylece de tüm ulusal iradenin temsiliyetinin doğması sağlanır.

Başka bir ilke, zaman ve süreyle ilgilidir. Birincisi, görüşülecek "tasarı ve teklif" halindeki yasa metinlerinin incelenmesi için tüm taraflara yeterli süre tanınmalıdır. Bu ilke ihlal edilmesin diye, metinlerin görüşülmesine belli bekleme süreleri konulmuştur. İnceleme için yeterli süre ilkesine uyulmaması, yalnızca vekillerin konuyu tam kavramasını engellemez, aynı zamanda konuyla ilgili toplumsal kesimlerin görüşlerinin alınmasını ve yönetilenlerin yasama sürecine açık katılımını da engeller. İkincisi, görüşmeler için uygun zaman ilkesi, toplantıların gün ve başlama-bitiş saatlerinin önceden programlanıp duyurulması anlamına gelir. "Meclis in yasanın bitimine kadar" çalışması gibi ölçüsüz kararlar, meclis iradesini teslim almaktan başka anlama gelmez. Basit görünen bu tür hızlandırılmış çalıştırmalar, meclisin üzerinde yükseldiği kolonların kırılması demektir. 

Yasa, toplumda "eşitlik ilkesi"ni yaşama geçiren başlıca mekanizmadır. Kolay ve doğru anlaşılması gerekir. Her yerde her kişiyle kuruma aynı hükümlerin uygulanması gerekir. Bu nedenle de yasa dediğimiz metinler, belli bir tipte hazırlanırlar. Her yasa bir konuya ilişkindir ve konunun yapıtaşları "madde"lerdir. Yasaların görüşmeleri de buna göre konunun uzmanı komisyonlardan başlayarak genel kurula kadar maddeler halinde yapılır. Aksi halde iktidarların "eşitlik ilkesi"ni ihlal suçu işlemeleri çok kolaylaşır. Yasaları -olağan yasaları- başka yazılardan ayıran bu özelliğe uymayan düzenlemeleri yaygınlaştırmak, meclisin varlık nedenlerini yitirmesine yol açar. Yasanın konusu bakımından belirsizleşmesi demek olan "torba yasa" uygulaması ve ve yasayı maddeler temelinde değil hızlı bir şekilde ana bölümler halinde görüşme yolunu açan "temel yasa" uygulamalarının yaygınlaştırılması, olağan işleyişi ortadan kaldırır. 

Yasa yapma işinde zaman - süre - konu - yapı üzerinde oynamalar, istisnaları kural haline getirmek ve hızlandırılmış meclis yaratmak demektir. Bu, mecliste parmak sayısı üstünlüğüne sahip olmayı yeterli sayan anlayışın boş cesaretidir. 

Eğer meclislerde sayısı çok olanlar az olanlara, oylamadaki parmak sayısı üstünlüğüne dayanıp yukarıdaki ilkelerle oynayarak “nasılsa benim istediğim şey kanun olur” düşüncesiyle duyarsızlaşırsa, ortaya çıkan sonuç ulusal iradeye değil, onun yalnızca bir parçasına ait olur. Öyle olunca da yapılan yasalar, biçimi bakımından yasal, ama özü bakımından gayrımeşru olarak doğar. 

Bu durumda, biçimi bakımından yasal ama özü bakımından gayrımeşru kararların alındığı meclisler, kendi olağan doğalarına uygun “meclis” ya da “parlamento” olmak niteliklerini yitirirler. Böyle kendi varlık nedenlerini inkar eden kurumlar, kendilerinden beklenen en temel işlevleri yerine getirmekten uzağa savrulurlar. Kendini inkar eden böyle kurumlara ‘normal’, ‘alışılagelmiş’, ‘olağan’ şeyler gözüyle bakılamaz. 

Bizim meclis nasıl olağanüstü hale geldi? 

Şimdi görev süresi ilk iki yılı doldurmuş olan 24. Dönem TBMM, parlamenter rejime dayanan Türkiye Cumhuriyeti’nin normal ya da olağan meclisi olma niteliklerini yitirmiş durumdadır: 

1. Buraya seçilen temsilciler, partileri oyların yüzde 10’undan fazlasını aldıkları için buraya gelmişlerdir. Birinci gelen parti olan AKP, hem meclise giremeyenlerden hem de birinci olamayanlardan gasp edilmiş oyların üzerinde oturmaktadır. Yurttaştan toplam seçmenin yüzde 42,64 ünden oy almış, ama meclis sandalyelerinin yüzde 60’ına sahip olmuştur. 12 Eylül 1980’in ürünü olan seçim sisteminden gelen bu yara-bere, 30 yıldır görev yapmış tüm meclisleri olduğu gibi şimdiki meclisi de sakatlamış durumdadır. 

2. 12 Haziran 2011 seçimlerinde toplam seçmenin yüzde 43, geçerli oyun yüzde 49,9 unun oyuyla birinci olan partinin zaferi, İçişleri Bakanlığı’nın elinin altındaki seçmen listeleri ve hilekarlığı ABD ve Yunanistan’da kanıtlanmış örnekleri olan bilgisayarlı oy sayım sistemi SEÇSİS uygulaması nedeniyle şaibelidir.

3. 12 Haziran 2011 seçimlerinde en çok oy alan iktidar partisi, seçim propagandasını “bana oy vermezsen istikrar bozulur” şantajıyla yürütmüştür. Bu, kendisinin dış dünyada ve içerideki para tacirleriyle anlaşmalı olduğunun ilanından başka bir şey değildir. Böylece seçmenin özgür iradesine ağır bir ipotek koymuş, borç içindeki köylü, işçi, esnaf, işadamı her kesimden yurttaş kendi malına gelebilecek haczi ulusal egemenliğe ipotek koyulmasına rıza göstererek ertelemeye itilmiştir.

4. AKP, mecliste haksız yere ele geçirdiği çoğunluk sandalyelerini, parmak çokluğu olarak kullanmaktadır. Ulusal iradenin diğer parçalarının hakkı olan konuşma sürelerinden sıkıntı duymaktadır. Komisyonlarda görüş bildirilmesinden, usule ve içeriğe ilişkin konuşmalar yapılmasından, getirilen her türlü öneriden sıkıntı duymaktadır. Bunun için, işleri tek komisyonda bitirmek üzere "torba kanun"cu hale gelmiştir; hemen her yasayı “temel kanun” ilan edip konuşma sayı ve sürelerini kısmaktadır. Komisyon çalışmalarını yeterince hazırlık yapma fırsatı tanımadan, zorunlu süreleri ucu ucuna kullanarak, çalışmaları akşamüstleri başlatıp sabahlara kadar sürdürülmesini zorlayarak apar-topar yürütmektedir. Bu acele, bir an önce “kabul edenler – etmeyenler” noktasına varabilmek içindir: “Yormayın kendinizi, parmak çokluğu bizde, nasılsa geçireceğiz bu tasarıyı!”

5. Komisyonlarda görev alan iktidar milletvekilleri ve hatta özellikle torba tasarılarda ilgili bakanlığın bürokratları, masaya getirilen yasa tasarılarından habersizdirler. 24. Dönem parlamentosunda tasarıları kimlerin hazırladığı bilgisi çoğu zaman boşluktadır. İktidar partisinden gelen değişiklik önergeleri, çoğu zaman Komisyon’da da yer almayan birilerince önlerine koyulmaktadır. Muhalefetin önergelerine ise red” deme emri almışlardır. Çoğu zaman tavırlarının temel güdüsü, “bir an önce oylansın” sabırsızlığından ibarettir. Kısacası bu vekiller, ulusal iradenin temsilcisi olma niteliği bakımından talihsiz bir konumundadırlar.

6. Şimdi görevde olan 24. Dönem TBMM, ulusal iradenin başka başka parçalarının karşılıklı konuşma ve uzlaşma alanı değildir. Meclis in iradesi çokluk vekillerin parmak iradesi altında, parmaklar da yürütme organının doğrudan ipoteği altındadır. Ne var ki, yürütme organı hükümet de olağan niteliklerini yitirmiş bir yapıdır.
a) Yürütme organının ipoteği, çoğu kararda Bakanlar Kurulu tarafından değil doğrudan Başbakanlık makamı eliyle yaratılmıştır. Bu tek adam durumu, TBMM’nin bir “tiranlık uygulaması” çerçevesi içinde ezildiği anlamına gelir. 
b) Yürütme organının ipoteği, tek adam çevresinde toplanmış “oligarşik bir grup”tarafından üretilen kararlarla uygulanmaktadır. Bu, asıl olarak resmi makamlarda yetki ve sorumluluk üstlenmemiş; kimilerine ‘danışmanlık kurumu’ içinde hareket yeteneği kazandırılmış kapalı ve dar bir gruptur. Dolayısıyla yürütme organı da, çoğu durumda, TBMM tarafından hesaba çekilmesi parlamenter rejimin kurallarından biri olan Bakanlar Kurulu demek değildir.
Bütün bu özellikler nedeniyle, ülkemizdeki siyasal rejim “parlamenter rejim” olmaktan çıkmıştır; TBMM askıya alınarak siyasal sistem TBMM’ni ve Bakanlar Kurulu yapılanmasını boşluğa düşüren bir “başbakanlık rejimi”ne dönüşmüştür. 

Ortaya çıkan durum anayasaya aykırı bir fiili yapılanmadır: TBMM karar süreçleri ve işleyiş kuralları askıya alınmış, başbakanlık rejiminin onay yerine dönüştürülerek ulusal iradenin mekanı olmaktan çıkarılmış bir “olağanüstü parlamento”ya dönüştürülmüştür. 

Ortaya çıkan bu kabul edilemez sonuç, TBMM üzerinde AKP usulü darbeden başka bir şey değildir. [4 Temmuz 2013] 

Yazar Sayfası: Yazarın Köşesi: / Tarih: 12.08.2013 00:00:00 / Okunma = 3248

Psikojenik Amnezi (Yakınsak Aklın Unuttukları)
[ Ali Kurt ]

Bir Akıllının Taşınamaz Sırları
[ Ali Kurt ]

Evlilik mi, Bir Daha Düşün?
[ Ali Kurt ]

Kemik Kıran
[ Ali Kurt ]

Solak Nene, Eski Defter
[ Ali Kurt ]

Askıda Kalan Hayatlar
[ Ali Kurt ]

Delimsek
[ Ali Kurt ]

Arınma Seremonileri
[ Ali Kurt ]

Cahilliğin Özendirilmesinin Sonucu... AKP Kazdığı kuyuya Düştü! Cahilliğin Özendirilmesinin Sonucu... AKP Kazdığı kuyuya Düştü! (96)
ABD ve İsrail’in Çöküş Süreci mi Başlıyor ABD ve İsrail’in Çöküş Süreci mi Başlıyor (75)
31 Mart Uçurumdaki Son Daldı!.. 31 Mart Uçurumdaki Son Daldı!.. (311)
SAYILARLA SİYASET ARENAMIZ-1; partiler, yöneticiler, delegeler, üyeler, seçimler, Seçmenler ve sandık görevlileri ... ve müteahhitler SAYILARLA SİYASET ARENAMIZ-1; partiler, yöneticiler, delegeler, üyeler, seçimler, Seçmenler ve sandık görevlileri ... ve müteahhitler (515)
KANUNSUZ CEZA: LİNÇ KANUNSUZ CEZA: LİNÇ (415)
Ekonomik Öngörülerin Çöktüğü Bir Dönem! Ekonomik Öngörülerin Çöktüğü Bir Dönem! (600)
Türkçe Niye Yok ? Türkçe Niye Yok ? (621)
Doğu Akdeniz’de Temelden Değişiklikler Doğu Akdeniz’de Temelden Değişiklikler (821)
HANEDAN DÜĞÜNÜ… HANEDAN DÜĞÜNÜ… (1184)
Doğru mu, Yalan mı? Doğru mu, Yalan mı? (1195)
Evrim, Karşı Evrim, Devrim, Karşı Devrim… Evrim, Karşı Evrim, Devrim, Karşı Devrim… (1540)
Yanlış Strateji, Yanlış Başlangıç Yanlış Strateji, Yanlış Başlangıç (1400)
Müzakerelerin İçeriği Değişir mi? Müzakerelerin İçeriği Değişir mi? (1629)
Teğmenlerin İhracında En Çok Buna Şaşırdım Teğmenlerin İhracında En Çok Buna Şaşırdım (1763)
CUMHURBAŞKANI… CUMHURBAŞKANI… (1753)
Batı, Kıbrıs Müzakerelerini Neden Başlatmak İstiyor? Batı, Kıbrıs Müzakerelerini Neden Başlatmak İstiyor? (1770)
Devlete Küsmek! Devlete Küsmek! (1927)
Seçimden Sonrası Tufan!.. Seçimden Sonrası Tufan!.. (1780)
Soğuk Savaş Kızışıyor Soğuk Savaş Kızışıyor (2922)
Askeri Sınavlarda Neler Olmuş Neler!.. Askeri Sınavlarda Neler Olmuş Neler!.. (3733)
Küresel Güç Değişikliği Başladı Küresel Güç Değişikliği Başladı (2429)
Nüfusun artmasından medet ummak! Nüfusun artmasından medet ummak! (2914)
Dost musunuz Düşman mı? Dost musunuz Düşman mı? (2763)
Sahte Politikaların Efendileri! Sahte Politikaların Efendileri! (3170)
AB-Türkiye İlişkilerinde Yeni Aşama AB-Türkiye İlişkilerinde Yeni Aşama (3177)
“Agapite Tayyip”… “Agapite Tayyip”… (3082)
Özeleştiri Zamanı Geldi Özeleştiri Zamanı Geldi (3827)
Nüfusun artmasından medet ummak! Nüfusun artmasından medet ummak! (4002)
Dünyada hoş bir seda bırakıp giden babam Prof. Dr. Hakkı Atun Dünyada hoş bir seda bırakıp giden babam Prof. Dr. Hakkı Atun (5862)
AB’nin Çirkin Tarafgirliği AB’nin Çirkin Tarafgirliği (5251)
İsrail Mallarının Boykotu Zırvası… İsrail Mallarının Boykotu Zırvası… (4224)
Son Tecavüz!.. Son Tecavüz!.. (3881)
Doğu Akdeniz’i Asla Kaybedemeyiz Doğu Akdeniz’i Asla Kaybedemeyiz (5652)
100 YILLIK CUMHURİYET’TE SINIF MÜCADELELERİ 100 YILLIK CUMHURİYET’TE SINIF MÜCADELELERİ (6872)
Filistin Nere, İsrail Nere! Filistin Nere, İsrail Nere! (4895)
Filistinliler ve Kıbrıs Türkleri Filistinliler ve Kıbrıs Türkleri (5778)
“N’oldu İslamcı, Raks Ediyırdın!” “N’oldu İslamcı, Raks Ediyırdın!” (9912)
Terör Örgütleri Niye Kuruldu Terör Örgütleri Niye Kuruldu (6314)
“Lütfen” Terör Örgütleriyle İlişkinizi Keser misiniz?! “Lütfen” Terör Örgütleriyle İlişkinizi Keser misiniz?! (7207)
Beklentiler Boşa Çıktı Beklentiler Boşa Çıktı (6127)
Bu Kış Çok İnsan Ölecek! Bu Kış Çok İnsan Ölecek! (5873)
Yanlış gündemli CHP kongreleri üzerine Yanlış gündemli CHP kongreleri üzerine (6796)
LAİKLİK: SEN SAĞ BEN SELAMET LAİKLİK: SEN SAĞ BEN SELAMET (7911)
Rumlar Niçin Müzakerelere Geri Dönüş İstiyor-1 Rumlar Niçin Müzakerelere Geri Dönüş İstiyor-1 (8933)
Beni %48 listesinden düş Bay Kemal! Beni %48 listesinden düş Bay Kemal! (6466)
Menendez’in Türk Düşmanlığının sebebi ne? Menendez’in Türk Düşmanlığının sebebi ne? (10620)
Kılıçdaroğlu’nun kaybettiği itibar Kılıçdaroğlu’nun kaybettiği itibar (7102)
BM kimi koruyor? BM kimi koruyor? (7407)
Hayaller Türkiye Yüzyılı… Gerçekler Ruanda!.. Hayaller Türkiye Yüzyılı… Gerçekler Ruanda!.. (12479)
ATATÜRK VE ERMENİLER ATATÜRK VE ERMENİLER (10000)
Kıbrıs’ta Taraflı Görev Yapan BM barış Gücü Kıbrıs’ta Taraflı Görev Yapan BM barış Gücü (16015)
Afrika’ya Uyandırma Desteği Afrika’ya Uyandırma Desteği (13048)
Başbakan Erdoğan’ı “Yakmayı” Düşünürken!.. Başbakan Erdoğan’ı “Yakmayı” Düşünürken!.. (20464)
CHP, AKP’den Tüm Kötü Zihniyeti Emanet Aldı CHP, AKP’den Tüm Kötü Zihniyeti Emanet Aldı (19075)
Türkiye’nin Kıbrıs ve AB Stratejisi Türkiye’nin Kıbrıs ve AB Stratejisi (16249)
İktidarın çıkmaz yolu İktidarın çıkmaz yolu (14963)
Türkiye’nin Ortadoğu Açılımı Türkiye’nin Ortadoğu Açılımı (14921)
Türkiye - NATO Toplantısının Perde Arkası Türkiye - NATO Toplantısının Perde Arkası (15784)
Bu Kadarını Lord Curzon Bile Hayal Etmemiştir!.. Bu Kadarını Lord Curzon Bile Hayal Etmemiştir!.. (23069)
Bâis-i şekvâ bize hüzn-i umûmîdir Kemâaaaaal! (N.Kemal) Bâis-i şekvâ bize hüzn-i umûmîdir Kemâaaaaal! (N.Kemal) (34029)
Kahrolası İyimserler! Kahrolası İyimserler! (14959)
AB Sorunun Farkında AB Sorunun Farkında (12435)
Darbeci General: “15 Temmuz İçin Sus Emri Verildi”!.. Darbeci General: “15 Temmuz İçin Sus Emri Verildi”!.. (24411)
Türkiye'yi Dışlama Senaryosu mu? Türkiye'yi Dışlama Senaryosu mu? (14195)
En çok sevilen kişilikten, en çok nefret edilen bir kişiliğe doğru son hızla gidiyorsun Kılıçdaroğlu! En çok sevilen kişilikten, en çok nefret edilen bir kişiliğe doğru son hızla gidiyorsun Kılıçdaroğlu! (20950)
Kemal Kılıçdaroğlu CHP başından gitmediği sürece benim için CHP bitmiştir, oy vermem. Neden mi? Kemal Kılıçdaroğlu CHP başından gitmediği sürece benim için CHP bitmiştir, oy vermem. Neden mi? (18404)
AB’deki Yeni Oyun AB’deki Yeni Oyun (13222)
CHP’de yalapşap kongreler çözüm getiremez ! CHP’de yalapşap kongreler çözüm getiremez ! (27071)
“Bu Adam İçin Değmezdi”!.. “Bu Adam İçin Değmezdi”!.. (19035)
Türkiye’ye Bir de Uzaktan Bakın Türkiye’ye Bir de Uzaktan Bakın (18155)
Diyorlar ki ekonomi düzelir mi? Diyorlar ki ekonomi düzelir mi? (16925)
BM’nin İşi Zor BM’nin İşi Zor (12418)
Kılıçdaroğlu’nun İşgalci Kafası… Kılıçdaroğlu’nun İşgalci Kafası… (17296)
AB’nin Gündeminde Kıbrıs Sorunu Yok AB’nin Gündeminde Kıbrıs Sorunu Yok (16472)
Araba devrilmeden yazdıklarım. Araba devrilmeden yazdıklarım. (23157)
Kınadığınla sınanmak! Kınadığınla sınanmak! (17380)
Anket oranları neden birbirine yakın gösteriliyor? Anket oranları neden birbirine yakın gösteriliyor? (22910)
ERDOĞAN NEDEN BU KADAR HIRÇIN? ERDOĞAN NEDEN BU KADAR HIRÇIN? (18156)
Muharrem İnce’ye oy veren vatanı tehlikeye atar! Muharrem İnce’ye oy veren vatanı tehlikeye atar! (24057)
Türklerin Kardeş Kömeği Türklerin Kardeş Kömeği (17182)
AB Kıbrıs’tan Bıktı mı? AB Kıbrıs’tan Bıktı mı? (16901)
Erdoğan gidecek de, peki yerine kim gelecek? Erdoğan gidecek de, peki yerine kim gelecek? (20487)
Muharrem İnce’ye oy vermek… Muharrem İnce’ye oy vermek… (17747)
Kıbrıs Niye Önemli Kıbrıs Niye Önemli (15185)
Rumların “çözüm” modeli! Rumların “çözüm” modeli! (17547)
MUHARREM İNCE’YE AÇIK MEKTUP MUHARREM İNCE’YE AÇIK MEKTUP (18724)
Bunlarla mı ortak olacağız? Bunlarla mı ortak olacağız? (18127)
Rumlar Umudu AB’de Rumlar Umudu AB’de (15356)
2023 Seçim Güvenliği Üzerine… 2023 Seçim Güvenliği Üzerine… (18850)
IRMAK YATAĞINI BULDU IRMAK YATAĞINI BULDU (14515)
Üç oda bir tabut Üç oda bir tabut (14826)
Rumların Büyük Hayalleri Rumların Büyük Hayalleri (16863)
Alevicilerin “Sünnici” Linçi, Sünnicilerin İnsanlık Linçi Alevicilerin “Sünnici” Linçi, Sünnicilerin İnsanlık Linçi (21417)
Depremin Sordurduğu Sorular Depremin Sordurduğu Sorular (18517)
KURTULUŞ SAVAŞI’NDA YARDIM KAMPANYALARI KURTULUŞ SAVAŞI’NDA YARDIM KAMPANYALARI (16641)
20. YÜZYIL BAŞINDAN BERİ  BAŞIMIZA GELEN BÜYÜK FELAKETLER 20. YÜZYIL BAŞINDAN BERİ BAŞIMIZA GELEN BÜYÜK FELAKETLER (19788)
Depremden Daha Tehlikeli Olan Siyasal İslam’dır! Depremden Daha Tehlikeli Olan Siyasal İslam’dır! (21904)
10 bin lira öyle mi? 10 bin lira öyle mi? (15213)
Duyanlaraaa duymayanlaraaa Duyanlaraaa duymayanlaraaa (16327)
Aman ha mağduriyet yaratmayalım Aman ha mağduriyet yaratmayalım (15137)