Başlıktaki sözün telif hakkı Nedim Şener’e ait.
Çarşamba günü SOKAK’ta Medya Mahallesi’nde sıcak gelişmeleri konuşurken
bu benzetmeyi yaptı. Zira, her fırsatta sorduğum gibi Nedim’e de şunu
sordum:
“Devlet, yani o kavramı her yönüyle kuşatan AKP iktidarı, bugün
PARALEL DEVLET dediği Cemaat örgütlenmesini biliyor ama göz mü
yumuyordu? Yoksa -bugün inanmamızı istedikleri üzere- hiç farkında
değiller miydi?”
Bana göre, iki şık da birbirinden fena. Bugün ‘Haşhaşiler’ diyeceğiniz,
çete / terör örgütü benzetmesi yapacağınız bir yapıya zamanında göz
yumduysanız... İzah edemezsiniz.
Eğer ne yaptıklarını, nasıl örgütlendiklerini fark edemediyseniz...
“Ülkeyi nasıl yönettiniz siz” diye sorarlar. Hiç izah edemezsiniz.
Benzetme, işte bunları konuşurken ortaya çıktı.
Yanıtlar ne olursa olsun... Açık gerçek şu: AKP iktidarı ya devleti /
ülkeyi paralize etti, yalanlarla uyuttu... Ya da kendisi paralize oldu.
NE HÜKÜMETMİŞ AMA!
HSYK konusunda yapmak istedikleri değişiklik bile bunun göstergesi.
‘Yürütme’ ve ‘Yasama’ tümüyle ellerinde. Ancak, bu iki önemli gücü
YAP-BOZ oyunundan öteye götüremediler. Kendilerinin çıkarttığı kaç
yasayı “Olmamış, yanlış yapmışız” diye geri çektiler. Bozdular, yeniden
yaptılar.
Her seferinde ‘çıkarlarına O GÜN öyle geldiği için’, tepkisel olarak davrandılar.
Ülkeyi ikiye bölme pahasına başımıza sardıkları 12 Eylül Referandumu ile
‘Yargı’ya el attılar. Yolsuzluk ve Rüşvet Operasyonu ile başları derde
girince, şimdi bir daha el atmak ve üstelik bu kez o eli KENDİLERİNE
BAĞLAMAK istiyorlar.
Öte yandan, son savaşla birlikte anlaşıldı ki; Cemaat’e karşı hiç
hazırlıklı değillermiş. Yapabildikleri; sadece 500 polisi görevden
almak. Yerlerine getirdikleri polisleri de üç-beş gün sonra koltuktan
kaldırıp bir yerlere sürmek.
UTANMIYORLAR DA!
Bu muydu, ‘güçlü’ iktidar? Bu muydu, bölgenin abisi olmaya soyunan AKP? Bu muydu, Türkiye’ye çağ atlatacak kadrolar?
Ne çıkardıkları / çıkaracakları yasalar hakkında hazırlıkları var... Ne
de sağır sultanın duyduklarını duymuşlar… (Daha fenası; biliyorlarmış
ama bugün yalan söylüyorlar).
Dün “Cemaat’e dokunan yanıyor” diye feryat edenleri duymayıp, bugün
“İçeride suçsuz yatan çok” derken, bir başbakanın yüzü kızarmaz mı!
Bütün büyükelçileri toplamış “Görev yaptığınız ülkelerde bu çetenin
içyüzünü anlatın” talimatı vermiş. Partisinin, ‘o çeteye sadece
Türkiye’de değil, dünya ölçeğindeki desteğini’ unutmuş gibi yapıp, bugün
bunları söylerken insan hiç utanmaz mı!
Eğer, siyasette kılavuzunuz Yalçın Akdoğan, ekonomide (ve hayatın her bahsinde) Yiğit Bulut ise…
Zaten, ne olmak ihtimali var ki!
TETİKÇİLİKTE SINIR YOK MU!
Medya, bugünlerde hazmı zor bir çiğlik içinde. Hatta mide bulandırıyor.
Daha düne kadar el ele bizlere saldıranlar, bugün iki cephede birbirlerine kıyıyor!
Ama hiçbiri SABAH Gazetesi ve yazarlarına ulaşamaz. Önceki gün, (yine)
Gülen aleyhinde bir manşetle, hatta birinci sayfa ile çıktı. Ama belli
ki yetmemiş!.. Başlığın hemen altında, üç işadamının fotoğrafına yer
verilmiş: Ali Sabancı, Mustafa Koç, Turgay Ciner.
Çok satan bir gazete tarafından suçlanıp hedef gösterilecek ne
yapmışlar? Manşetin kendisi anlatıyor: Fethullah Gülen ile görüşmüşler,
bir şeyler konuşmuşlar.
Ne o iş adamlarını tanırım... Ne Gülen’e verilecek selamım vardır…
Ancak, medya ahlâkını korumak adına söylemek zorundayım. Bu; mesleğimiz
adına yüz kızartıcı bir ‘tetikçilik’. Bildiğiniz ahlâksızlık.
İŞTE BİZİ YÖNETENLER:
*ZAMANLAMA MANİDAR: SBS sonuçları, yılın ortasında
‘durduruldu’. 1 milyon 112 bin öğrencinin girdiği sınavda sıralama
değişti. Akıllar karıştı. Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı da ‘mahkemenin
kararında zamanlamaya’ dikkat çekti.
*ÖCALAN KÜRTLER’İN LİDERİ: Başbakan Yardımcısı Beşir
Atalay, “Beğenseniz de, beğenmeseniz de Öcalan Kürtler’in lideri” dedi.
PKK ve BDP’yi aşıp, milyonlarca Kürt’ü kapsayan bu yorum / tespit yeni
sorular yarattı. Acaba, bugüne kadar AKP’ye oy veren Kürtler Öcalan’ın
işaret ettiği adrese mi gidecek! Oraya mı oy atacak! Başbakan Yardımcısı
Atalay’dan bu konuda da açıklık bekliyoruz.
*ERDOĞAN’IN İLAHI VASFI: AKP Düzce Milletvekili Fevzi
Arslan, Düzce televizyonuna konuşmuş: “Koşan arabanın tekerine bir şey
sokma hedefi olanlarla karşılaştık. Çünkü başında öyle bir lider var ki,
dünya liderliği kabiliyetinde ve Allah’ın bütün vasıflarını üzerinde
toplayan bir lider var. İşte bunun önünü kesmek istediler”.
*ERDOĞAN’IN İHBARCILARI: AKP Milletvekili Muhammed
Çetin, ‘tedbirli olarak kesin ihraç talebi’ ile Disiplin Kurulu’na sevk
edildi. Yani, “Bundan sonra söyleyecekleri partimizi bağlamasın ve tez
zamanda da AKP ile ilişkisi kesilsin” denildi. Bu arada, ortaya çıktı
ki; bu kararın ardında AKP’li iki vekil: Volkan Bozkır ve Ali Aşlık’ın
şikayet / ihbar dilekçesi var. Vekiller, dilekçelerinde Çetin için
“AKP’ye zarar veren ve fitne yaratan konuşmalar yapıyor” demiş. O
konuşmalardan, iddialardan uzun uzadıya örnek vermeye gerek yok. Şunu
söylemek yeter: Muhammed Çetin, Today’s Zaman Gazetesi’nde, yani Cemaat
medyasında yazıyor!