Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) Akademi’nin hazırladığı rapora göre dört yılda 2 bin 77 öğrenci katıldığı etkinlikte gözaltına alındı, 152 öğrenciye toplamda 506 yıl hapis istendi, 23 öğrenci ise katıldığı gösteri sırasında öldürüldü.
TİHV Akademi’nin öğrencilere yönelik hak ihlalleri hakkında hazırladığı rapora göre 2015-2019 yılları arasında 3 bin 102 öğrenci ifade, toplantı, gösteri ve örgütlenme özgürlüklerini kullanırken hak ihlaline maruz kaldı. Bu dönemde 2 bin 77 öğrenci katıldığı etkinlikler gerekçesiyle gözaltına alınırken, öğrencilerden 203’ü tutuklandı. 152 öğrenciye toplam 506 yıl 1 ay hapis cezası verilirken, 720 öğrenci polis şiddeti ve sivil saldırılar sonucu yaralandı. 23 öğrenci ise katıldıkları toplantı ve gösteriler sırasında öldürüldü.
En çok ihlal bildirilen ilk 10 il sırasıyla, Ankara, I·stanbul, I·zmir, Antalya, Eskis¸ehir, Adana, Diyarbakır, Mersin, Van ve Kocaeli oldu. Rapora göre 342 olayın 81’i üniversite kampüslerinde gerçekleşirken, kampüs içindeki şiddet sonucu 252 öğrenci yaralandı. Bu dönemde en fazla hak ihlali bildirimi yapılan 5 kampüs, sırasıyla, Ankara Üniversitesi, I·stanbul Üniversitesi, Ege Üniversitesi, ODTÜ ve Akdeniz Üniversitesi kampüsleri oldu. Üniversitede yaşanan hak ihlallerinin yarısına yakınını (yüzde 49) toplantı ve gösteri hakkına yönelik ihlaller oluştururken; ihlallerin yüzde 37’sinin örgütlenme özgürlüğüne, yüzde 14’ünün ise ifade özgürlüğüne yönelik olduğu belirtildi.
Bu dönemde 658 öğrenci hakkında ceza davası açılırken, 152 öğrenciye toplam 506 yıl 1 ay hapis cezası verildi. Açılan davalarda en sık tekrarlanan suçlamalar ise şunlar oldu:
Toplantı ve Gösteri Yürüyüs¸leri Yasası’na muhalefet
Görevi yaptırmamak için direnme (mukavemet)
Yasadıs¸ı örgüt propagandası
Yasadıs¸ı örgüt üyeligˆi
Cumhurbas¸kanına hakaret
Aynı dönemde 720 öğrencinin yaralandığı 84 olayda, saldırıların yüzde 62’sinin faili polis, yüzde 30’unun faili sivil gruplar olurken, olayların yüzde 5’inde öğrenciler özel güvenlik birimlerinin, yüzde 3’ünde ise hem polis hem de özel güvenlik birimlerinin saldırısına maruz kaldı.
Raporda şu değerlendirmelerde bulunuldu:
“Ögˆrencilerin, genç yurttas¸lar olarak, gerek egˆitime ve yüksek ögˆretime özgü sorunlarla, gerekse toplumun ve insanlıgˆın bütününü ilgilendiren meselelerle ilgili görüs¸ olus¸turabilmeleri, görüs¸lerini özgürce ve kendi seçtikleri biçimlerde ifade edebilmeleri, barıs¸çıl gösteri ve protesto eylemlerinde bulunabilmeleri, sivil ve siyasal örgütlerde yer alabilmeleri ve böylece toplumun müs¸terek gelecegˆini s¸ekillendirme sürecine katılabilmeleri, demokratik toplum düzeninin temel unsurlarındandır. Keza akademik özgürlük ve üniversite özerkligˆi açısından bir “yumus¸ak hukuk” belgesi niteligˆi tas¸ıyan 1988 Lima Bildirgesi de “ögˆrencilerin herhangi bir ulusal ve uluslararası sorun hakkında görüs¸lerini bireysel veya toplu olarak ifade edebilmeleri” için gerekli kos¸ulların sagˆlanmasını üniversitelerin yükümlülükleri arasında sayar.
"KÜRESEL OTORİTERLEŞME EĞİLİMİNİN LİDER ÜLKELERİ ARASINDA"
Ne var ki hükümetlerin insan hakları ve demokrasi degˆerlerine bagˆlılıktan açıkça uzaklas¸tıgˆı ve buna bagˆlı olarak hem demokratik yurttas¸lık alanına hem de akademik özgürlük ve üniversite özerkligˆine yönelik baskıcı/otoriter uygulamaların küresel ölçekte yaygınlık kazandıgˆı günümüz kos¸ullarında, ögˆrencilere yönelik hak ihlallerinde de kaygı verici bir artıs¸ söz konusu. Nitekim Türkiye de bu küresel otoriterles¸me egˆiliminin 'lider ülkeleri' arasında bulunuyor."